GüncelManşet

“Yeni Türkiye’nin”, “yeni” ol(may)an açılımları…

Adı yeni olan “Yeni Türkiye” egemenlerin çıkarlarını korumak için “yeni yeni” paketlerle baskıcı maskesini takmaya ve otoriteleşmeye devam etmektedir. Bunun son örneği de “yeni yargı paketi” olarak kamuoyunda uzun süredir gündem de olan paket dün TBMM’de 17 ret, 211 evet oyla kabul edildi. Kısaca adı “yeni” olan bu yargı paketinin neleri getirdiğine birlikte bakalım.

 

“Kuvvetli Şüphe” Yerine “Makul Şüphe”

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun, “şüpheli veya sanıkla ilgili arama” maddesinde yapılan değişiklikle, “yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda somut delillere dayalı kuvvetli şüphe varsa; şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilir” ifadesindeki “somut delillere dayalı kuvvetli” ibaresi, “makul” olarak değiştirildi.

Taşınmazlara, hak ve alacaklara el koymanın kapsamı genişletiliyor. TCK’da “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar” başlığında sayılan “silahlı örgüt” veya  “örgüte silah sağlama” suçundan el koyma kararı verilirken; “Anayasayı ihlal”, “yasama organına karşı suç”, “hükümete karşı suç”, “Hükümete karşı silahlı isyan”, “silahlı örgüt”, “silah sağlama” ve “suç için anlaşma” soru Avukatların soruşturma dosyalarının içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek almasına kısıtlama getirildi.

Avukatın dosyanın içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alma yetkisi soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecekse savcının isteğiyle hakim kararıyla kısıtlanabilecek. Avukatın dosyanın içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alma yetkisi soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecekse savcının isteğiyle hakim kararıyla kısıtlanabilecek.

 

Kitle hareketine dönük bastırma ve sindirme hedefleniyor

Bu yasa değişikliğiyle birlikte Gezi İsyanı’yla başlayan 17-25 Aralık Yolsuzluk olarak ayyuka, Soma maden katliamıyla yükselen ve Kobanê’yle birlikte baskı, sömürü, yolsuzluk ve hırsızlığa karşı, imha ve inkara karşı, kadın ve çevre katliamlarına karşı, inançlara ve özel yaşamlara müdahaleye varana kadar devletin her alana daha fazla müdahalesiyle birlikte kitlelerin sokakları daha fazla kullandığı bir dönemde egemenlerin korkularının büyüdüğü ve can havliyle kendi çıkarlarının daha fazla riske etmemek için kamuoyunda bilinen “yeni yargı paketiyle” yükselen kitle hareketlerini baskılamak ve geri adım attırmak için devleti baştan aşağı yenilemeye gittiler.

Bu yenilenmeyle birlikte hem kendi içinde tasfiye giderken, kendi dışında da en ufak muhalefete dahi göz açtırmadan azgın bir şekilde tüm gücüyle saldırmaya başladılar. Bu azgın saldırılarını en çıplak şekliyle Gezi isyanında, 17-25 Aralık Yolsuzluk davasında, Soma’da maden katliamlarına karşı isyan bayrağını yükselten madencilere dönük ve son olarak da Kobanê eylemlerinde buna tüm dünya tanıklık etti.

Bugün “yeni yargı” paketiyle hedeflenenlerin başında da bu yükselen kitle hareketlerini bastırma ve sindirmeye dönük olduğu gün gibi orta yerde durmaktadır. “Yeni Yargı Paketi’yle” birlikte kolluk kuvvetlerinin keyfi uygulamalarının önündeki tüm engeller kaldırılırken işçilerin, emekçilerin, kadınların kısaca tüm ezilenlerin ve sisteme muhalif olan tüm kesimlerin en ufak hak arama mücadelesine tahammülsüzce saldırıların zemini daha da genişletilmiştir. Bizlere düşense bu baskı ve sindirme yasalarını tanımamak ve çıkarılan bu yasaya karşı en geniş kesimlerle birlikte bir karşı koyuşu örgütlemek ve tüm ezilenleri ve muhalifleri bu doğrultu da harekete geçirmek olmalıdır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu