GüncelMakaleler

YORUM | AİHM’in Avusturya’da Alevilik Kararı… Sonuçları, Beklenti ve Etkileri

Mevcut iktidarın yüzyıllık Cumhuriyetin inkar ve geri yasalarından aldığı destekle farklı ulus, azınlık ve inançlar üzerindeki baskıcı/inkarcı siyaset tarzına karşı direnç göstermek önemlidir

Avusturya Alevi Birliği Federasyonu’nun, Avusturya hükümetine karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AHİM) açmış oldukları ‘Alevilik Kendine Özgü bir inançtır’ talebi Ocak ayında oy birliğiyle sonuçlandırıp, Mart ayında resmi sayfasında yayımladı. Bu karara göre AİHM Avusturya hükümetini haksız bulmuş ve Aleviliğin İslam’ın bir mezhebi değil kendine özgü bir inanç olduğunu resmen kabul etmiştir.

Bu davanın siyasi arenadaki tartışmaları, ayrışımları ve saflaşmalarda Aleviliğin geleceği açısından önemle ele alınması gereken bir konudur. Zira bu mevcut tartışma ve hukuksal süreç Avusturya’da on beş yıldan fazladır sürmektedir. Bu hukuksal zeminin zorlanması Almanya ve bazı Avrupa ülkelerinde de kazanılan bir hakka dönüştüğünü biliyoruz. Aleviliğin İslam’ın bir tarikatı ya da kolu olarak lanse edilmesi daha doğrusu bilinçli bir şekilde İslam ile bağdaştırılmaya özen gösterilmesi hem Alevi örgütlenmeleri içinde hem mevcut ülkeler hem de AKP/MHP iktidarı tarafından ciddi bir şekilde ele alınmaktadır. Aleviliğin İslam’ın bir tarikatı olarak gösterilmeye çalışılması sadece mevcut iktidar ile açıklanamaz elbet. Cumhuriyetin kuruluşu, takke ve zaviyeler kanunu gibi tarihsel sürecin bir projesidir. Bugün AKP/MHP iktidarının gerek Alevi açılımı ve devamında Alevi Bektaşi Daire Başkanlığının kurulması, gri dedeler (Diyanet İşleri Başkanlığı’nın gri hizmet pasaportuyla yurt dışına gönderdiği “dedeler”) ile gündeme oturması ciddi olarak aşınma yaratmıştır. Cem Vakfı’nın bu projelerin başını çekmesi ise planın ve yapılmak istenilenin sadece mevcut dış dayatmalardan daha tehlikeli olarak bunun içerden Alevi anlayışına dayatmaları olmuştur.

Aleviliği İslam’ın bir mezhebi olarak kabul eden ve daha sonra kamufle olmak için İslam kelimesini kaldırarak ismini Alevi İnanç Topluluğu olarak kullanan bu kesim yasal statüde Aleviliği tanıtıyoruz safsatası altında en büyük asimile oyununu oynamaktadır.

Bu tartışmalar girdabında Avusturya önemli bir yer tutuyor. Avusturya hükümetinin diğer Avrupa ülkelerinin dışında İslam dinine yaklaşımı daha tarihsel köklere dayanır. Bu anlamıyla başta İslam ve diğer inançları yasalarla güvence altında tutan düzenlemeleri çok eskidir. Avusturya hükümeti, günümüzde Hıristiyan nüfusundan sonra yüzde yediyi bulan İslam nüfusunu kontrolde ve denetiminde tutmak için 2015 yılında yasa değişikliğiyle İslam Yasası oluşturdu. Avusturya, yasalarını ve hukukunu, dilini bilen, Avusturya’da eğitimini almış, buraya adapte sorunu yaşamayan, İslam öğretmenlerine yasal statüde yer verdi. Bu statüde tanınan din ve inançların resmi okullarda ders olarak öğretilmesi sağlandı. Bu statüde tanınmış on altı din topluluğu mevcuttur.

Bu topluluklar içinde İslam din ve mezhep toplulukları iki grupta toplandı. Birincisi Avusturya İslam Cemaati, ki bu cemaat 1979’dan beri tanınıyor. İkincisi 2013 yılında resmi olarak tanınan Avusturya Alevi İslam Cemaati. Yani Avusturya Alevi İslam Cemaati yeni resmi İslam yasasında yerini aldı. İşte sorunun ana kaynağı tam da buradan ortaya çıkıyor. Avusturya hükümetinin İslam’ın farklı tüm mezhep ve cemaatlerini bu iki ana akım üzerinde toplamaya çalışıyor. Aleviliği İslam’ın bir mezhebi olarak kabul eden ve daha sonra kamufle olmak için İslam kelimesini kaldırarak ismini Alevi İnanç Topluluğu olarak kullanan bu kesim yasal statüde “Aleviliği tanıtıyoruz” diyerek en büyük asimile oyununu oynamaktadır.

Cem Vakfı ve Türkiye de Türk/İslam sentezi çatısı altında faaliyet yürüten Alevi oluşumların desteğini alan bu kuruluş tam da bu alanda yaptığı hamleyle Avrupa’da çatlağı büyütecek önemli bir gedik açtı. Bu proje esasen AABK’nın (Avrupa Alevi Birliği Konfederasyonu) bir projesi olarak federasyonlara aktarılmıştı. İşte bu başarı ve devlet statüsü projesi bir şekli ile Avusturya’da federasyon adına federasyon dışına taşırılarak karşı hamle olarak kullanıldı. Esasen Avrupa’da Aleviliğin okullarda yasal ders olarak okutulması ve belli bir statüye kavuşması mücadelesi öteden beridir AABK ve AABF (Almanya Alevi Birliği Federasyonu) tarafından verilmektedir. Almanya’nın bazı eyaletlerinde bu hak kazanılmıştır. Avusturya örneği de bunun somut sonucudur. Ancak Avusturya Alevi Federasyonu’ndan bağımsız bir şekilde gasp edilen bu proje “Alevi İslam Cemaati” oluşumu adına statü elde edildi.

Başta Avusturya Alevi Birliği ve AABK bu gasp ve Aleviliği İslam’ın bir mezhebi ya da Avusturya’da yapılmak istenildiği gibi İslam’ın beşinci kolu olarak gösterilmesine tepki göstererek Aleviliği bu akımın temsil etmediğini ve “Aleviliğin kendisine özgün bir inanç” olduğunu, dolaysıyla Avusturya İslam yasasında bu şekilde tanınması ve statü verilmesi istemiyle Alevi Federasyonu Avusturya hükümetini mahkemeye verdi. Avusturya hükümetinin bilinçli bir şekilde ülkesinde bulunan Alevilere İslam dayatmasında bulunarak Aleviliğin özgür ve bağımsız bir inanç olmasını engellemesi kabul edilir bir yaklaşım olarak görülmedi. Bu açık İslamlaştırma politikası mahkemenin önünü açan önemli bir faktördü. Esasen Avusturya mahkemesi 22 Nisan 2022’de Alevi Federasyonunun itirazını tanıdı. Daha sonra yapılan görüşmelerde on iki yıllık hukuksal ve maddi kaybın karşılığı konusunda bekletme politikası sonuç vermeyince bir şekliyle süreç işledi ve  AİHM kararı nihayetinde  açıkladı.

Aslında bu karar tüm Avrupa ve Türkiye’deki Alevi toplumu için emsal teşkil edebilecek önemli bir gelişmeydi. 

Bundan önce yine Cem Vakfı’nın Cami, Sinagog ve Kiliselerin yararlandığı elektrik, gaz faturalarından muaf tutulma yasasına Cemevlerinin de dahil edilmesi üzerine açılan davada kazanım elde edilmişti. Keza zorunlu din dersi konusunda yaptığı başvuruda Hasan ve Eylem Zengin davasında AİHM’in aldığı ihlal kararı aynı gerçeklik içinde çok önemli kararlardı.

Ancak Cem Vakfı başta olmak üzere devlet güdümlü ve İslam Aleviliği ekseninde yer alan kurum ve bireylerin bu kazanımları salt ekonomik bağlamda ele alarak siyasi kazanımlara kapıları kapatarak Aleviliği dar bir başarı havasında tuttular. Faturalardan muafiyet ve Cemevlerinin tanınmış olması atılacak yeni adımların önüne barikat olarak dizildi. Böylece Aleviliğin İslam dışı, bağımsız ve özgürlükçü yönü törpülenmiş oldu.

Avusturya örneği keza aynı kapsam içinde ele alınarak siyasal kazanımları yeterince öne çıkarılamadı. Ulusal Kanal’da Cem Vakfı ve İstanbul Alevi Dernekleri bu kararı bölücü ve ayrımcı bularak Avusturya Alevi Federasyonu ve dolaysıyla AHİM kararını karalayan açıklamaları tesadüfü değildi. Buna karşın AABK ve AABF’ye bağlı derneklerin bu önemli ve belirleyici kararı kuru bir başarı olarak algılamalarının ciddi eksiklik olarak sorgulanması gerekiyor.

“Devletin Alevi”si projesi kapsamında İslam içinde kabul gören Aleviliğin reddi yaşamsal önemdedir. Bu projeyle dini kalıplara bürünmüş, Kuran’ı esas alan İslami bir Alevi akımı gerçekleşecektir. Büyük asimile projesinin önemli bir ayağını Aleviler adına “Alevi kurum ve şahsiyetler” üzerinden hayata uyguluyorlar. AKP-MHP iktidarı tarafından kurulan Alevi Bektaşi Daire Başkanlığı özellikle Almanya ve Avrupa’da bu kapsamda örgütlenmesini yapıyor. Cem Vakfı’nın “Dinimiz İslam Mezhebimiz Alevilik” saptaması ve “Alevi İslam’ı tanıtmak” görevi bu parçanın önemli sac ayağıdır.

Kılıçdaroğlu’nun ‘Ben Aleviyim. Hak Muhammed Ali inancıyla yetişmiş bir Müslümanım” söylemindeki yaklaşım tarzı özellikle Türkiye’deki Aleviliğin geldiği boyutun hazin sonuçlarını taşıyor. CHP Aleviliği tarikat olarak görüyor. İslam’ın alt kolu olarak kabul ediyor.  Yok sayılan, inkar edilen, özünden koparılarak asimilasyon siyasetinin bir parçasına çevrilmek istenen Alevilik bu dönemde özellikle de iktidar erki tarafından sık sık ziyaret edilen inanç merkezi haline geldi. Bu ziyaretlerde Cemevlerinde siyasal değerlendirmelerden yoksun ‘dede’ sıfatında birilerini yanlarına alan ve poz verenlerin vaatleri hep ekonomik değil mi? Gri pasaportlu dedelerin Avrupa’da cirit atması ve maaş bağlanması bu İslam Aleviliğinin sonuçları değil mi? Onlarca yıllık kazanımlar yok edilmek isteniliyor. İslam ekseni içinde eritilmeye çalışılan Aleviliğin binlerce yıllık tarihi katlediliyor. Buna karşın ekonomik kırıntılara heba edilen bir Alevilik tarihi yazılmaya çalışılıyor. Bu amaçla siyasal kazanımları büyük bir sessizlikle duyulması engelleniyor. Ya da kara çalınarak araya mesafe konuluyor. Bahsettiğimiz gerçekliliği Türkiye Alevi hareketi (istisnalar hariç) yaşayarak yaşatmaya çalışıyor. Buna direnen Avrupa Alevi hareketini aynı yöntemlerle bu sessiz yok oluş siyasetine biat etmeye zorluyor. Bunu da maaşlı gri dedeler aracılığıyla yapıyor.

Bu manada Avusturya örneğinde olduğu gibi AİHM kararının politik içeriğinin kavranması ve kavratılması ilerici Alevi örgütlenmeleri açısından önemlidir. Bu kararın geleceğe dair yok edilmek istenilen kazanımlar ve geçmişe dair devlet ile uzlaşmayan binlerce yıllık bir Alevi öğretisinin tahrip edilmesine karşı önemlidir.  

Sonuç olarak, bu meselenin bir yanını esasta Alevi kurumlarının duyarlılığı ve mücadelesi oluşturması gerekiyor. Diğer yanı dost devrimci ilerici kurum ve şahsiyetlerin destek ve uyarıları önemlidir. Mevcut iktidarın yüzyıllık Cumhuriyetin inkar ve geri yasalarından aldığı destekle farklı ulus, azınlık ve inançlar üzerindeki baskıcı/inkarcı siyaset tarzına karşı direnç göstermek önemlidir. Bu manada Avusturya örneğinde olduğu gibi AİHM kararının politik içeriğinin kavranması ve kavratılması ilerici Alevi örgütlenmesi açısından önemlidir. Bu kararın geleceğe dair yok edilmek istenilen kazanımlar ve geçmişe dair devlet ile uzlaşmayan binlerce yıllık bir Alevi öğretisinin tahrip edilmesine karşı önemlidir. Bu gerçeklik topluma kavratılması açısından önemli olduğu kadar yaşamsaldır. Gidişat özellikle Avrupa Alevi hareketinin etki alanında bulunan örgütlenme sahasında ciddi bir ayrışıma doğru ilerliyor. Bunu bizzat tetikliyorlar. Bundandır ki AİHM ve aldığı kararın içeriği ve Türk devleti ile ilişkileri deşifre edilmesi gelecek açısından anlamlı fayda sağlayacaktır.

Özgür Gelecek okuru

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu