GüncelMakaleler

YORUM | Kitle Çalışmasında Başarı Disiplinli Örgütlü Çalışmayla Gelir

"Proleter hareket, kitlelerde kopuk, kitleleri örgütlemeyi hedeflemeyen çalışmaları yadsır. Eğer “Devrim kitlelerin eseriyse” bazı özgün faaliyetler hariç tüm çalışmalar bu ana doğrultuda yürümek zorundadır."

Güncel bağlamda dünyada güçlü bir devrimci dalga olmasa da sınıf savaşımı için nesnel koşullar mevcut. Kapitalist-emperyalist sistemin içine düştüğü ekonomik ve siyasal krizin yol açtığı yoksulluktan, işsizlikten dolayı geniş yığınlardaki hoşnutsuzluk her geçen gün artıyor. Bugün dünyanın farklı coğrafyalarında esas olarak kendiliğinden gelişen kitle hareketleri tam da bu gerçeğe işaret ediyor.

Yaşadığımız coğrafyada da zayıf da olsa toplumun farklı kesimlerinde özgün talepler doğrultusunda bu temelde hareketler gelişmekte, çürümüş sistemin gerçek manada halkın sorunlarına dair çözümler üretmeyeceği düşüncesi de giderek artmakta. Ama ortada bu hoşnutsuzluğu, öfkeyi radikal bir tarzda örgütleyecek alternatif noktasında ciddi sorunlar yaşanmakta. Dolayısıyla ezilenler cephesinde artan tepki, biriken öfke yine sistem içinde tükenmekte. Bu öfkenin tüketilmesinde reformist güçler önemli bir rol oynamakta. Devrimci şiddeti yadsıyan her türlü legal mücadeleyi kutsayan bu güçler, halkın tüm dikkatini seçimler başta olmak üzere sistem içi mücadele biçimlerine yöneltmekteler. Özellikle seçim süreçlerinde yoğunlaşan tartışmaların, ittifaklar konusunda yapılan ince hesapların temelinde sınırları düzen içi mücadeleyle çizilmiş bu reformist bakış açısı yatıyor. Bu anlayışlarla mücadele sürecin önemli görevlerinden biridir. Bu mücadele ancak ideolojik bir netlikle merkezine kitle çalışmasını koyan bir örgütle, örgütlülükle olur. Güncel bağlamda kitle çalışmasında yoğunlaşmak ve bu mücadele içinde öne çıkan başta işçi sınıfı olmak üzere ezilenlerin en ileri öznelerini örgütlemek, ideolojik anlamda proleter bir kimlik kazandırmak her kadronun en önemli görevlerinden biridir. Dolayısıyla tek tek kadroların veya komitelerin faaliyetlerini değerlendirdiğimizde bu somut sorundaki başarı ve başarısızlıkları mutlaka göz önünde bulundurmalıyız. Mücadelenin sürekliliği komünist kadroların yetiştirilmesi politikasına süreklilik kazandırmakla mümkün olabilir. Yine sistemli bir kitle çalışması işçi ve emekçilerin öncünün saflarında örgütlenmesi de bu politikanın başarısıyla mümkündür.

Hiç kuşkusuz örgütlenmede, planlı sistemli bir kitle çalışması da yürütülemez. Kitle çalışması örgütle-örgütlülükle olur. Tabi ki burada örgüt derken, zaman zaman bir araya gelen, hatta kimi zaman ayak üstü sohbetlerle işleri halletme temelindeki şekilsel bir pratikten söz etmiyoruz. Sözünü ettiğimiz örgüt-örgütlü çalışma, kolektif çabayı önemseyen, hesap vermeyi, hesap sormayı çalışmalarının merkezine koyan, somut gündemlerle toplantılarını yapan, tartışmalar yürüten ve dahada önemlisi faaliyetlerini her aşamada sorgulayan, başarı ve başarısızlıklarında dersler çıkaran, irade ve eylem birliğini sağlayan disiplinli bir yapıya işaret ediyoruz.

Diğer bir gerçekte şu ki, kitle çalışmasının zayıfladığı her dönemde ne kadrosal anlamda bir genişlemeden ne de yoğun bir kitle ilişkisinden söz edilebilir. Dolayısıyla dağınık olan tek tek ilişkiler peşinde koşmaktansa öncelikli belli alanlarda planlı bir müdahaleyle çalışmalarda yoğunlaşmak gerekir. Yeni, genç, dinamik kuvvetlere ulaştığımız oranda faaliyetlerimize bir genişlik kazandırabiliriz.

Keza devrimci harekette gerek yenilgiler sonrası süreçlerde gerekse mücadelede tıkanıklıkların başgösterdiği dönemlerde daha çok farklı eğilimler başgöstermeye başlar. Bu kimi zaman “sol” maskeli dogmatizm olarak kimi zaman ise reformizm olarak karşımıza çıkar. Özellikle radikal devrimci mücadele için koşulların olgunlaştığı dönemlerde reformist anlayışlara bir alan açılır. Legal mücadele biçimlerine daha büyük anlam yüklenir. Kısacası sistem yasalarıyla çizdiği sınırlar içinde nefes alınıp verilmesine izin verir. Eğer kitle hareketinde, sokak mücadelelerinde geriye doğru daha derin bir savruluş yaşanırsa burjuva egemenlik sistemi, reformist güçlerinde hareket alanını daraltır. Sistem içi reform taleplerini ve bu uğurda yürütülen mücadeleleri de suç sayar. Ve herkese koşulsuz bir teslimiyeti ve suskunluğu dayatır.

Sınıf bilinçli proleter hareket, siyasal iktidar mücadelesine hizmet eden her türlü mücadele biçimine başvurur. Ama asla dogmatizm ile reformizm arasında bir tercih yapmaz. Bilakis her ikisine karşıda kararlıca bir mücadele yürütür. Mücadelenin her aşamasında esas ve tali olanı birbirinde net olarak ayırır. Ve enerjisini esasa yöneltir.

Proleter hareket, kitlelerde kopuk, kitleleri örgütlemeyi hedeflemeyen çalışmaları yadsır. Eğer “Devrim kitlelerin eseriyse” bazı özgün faaliyetler hariç tüm çalışmalar bu ana doğrultuda yürümek zorundadır. Bu anlamıyla kampanya tarzı çalışmalar önemlidir. Kitlelerle birebir temas kurmak, onları daha ileri seviyede tartışmaların bir parçası haline getirmek, örgütlemek içinde bir zemin oluşturur.

Bu sorunun bir yanı, diğer yanına gelince; bu çalışmaları yürüten yani kitlelerle iç içe olan, sıkı bağlar kuran her öznenin daha bir inisiyatif kazanması, kendine ve kitlelere olan güveninin artması kaçınılmazdır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu