GüncelMakaleler

MAKALE | Yunanistan Seçimleri: Komünist Öncüye İhtiyaç

Syrıza izlemiş olduğu politikayla 2010’lu yıllardan itibaren Yunan halkına fatura edilen ekonomik kriz, derin yoksulluk ve işsizliğin birinci dereceden sorumlularından biri olan Yeni Demokrasi’yi yeniden tek başına hükümet kuracak bir oy çoğunluğuna ulaşmasını sağladı.

7 Temmuz’da Yunanistan’da genel seçimler yapıldı. Sonuç beklenildiği gibi oldu. Bir dönem Türkiye’de özellikle reformist sol çevrelerde ilgiyle karşılanan Synaspismós Rhizospastikís Aristerás (Radikal Sol Koalisyon -Syrıza) ağır bir yenilgi aldı. Sağ Muhazafakar,

Yeni Demokrasi Partisi (ND) oyların yüzde 39.8’ini (2.250.866) alarak 300 sandalyelik mecliste 158 milletvekiliyle tek başına hükümet kurma şansını yakaladı.

Syrıza ise oyların yüzde 31.5 (1.780.737) aldı ve 86 milletvekili çıkararak ana muhalefet konumuna düştü.

Aslında bu sonucun ortaya çıkacağı kısa bir süre önce yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ortaya çıkmıştı. Zaten Aleksis Çipras liderliğinde Syrıza, Avrupa seçimlerinde ortaya çıkan başarısızlık nedeniyle erken seçim çağrısı yapmıştı.

Ortaya çıkan sonuç Syrıza için Avrupa Parlamentosu seçim sonuçları düşünüldüğünde bir başarı bile sayılabilecek durumda. (Avrupa Parlamentosu seçimindeki oyunu 450 bin artırdı.) Ancak yine de ağır bir seçim yenilgisi almaktan kurtulamadı.

Kimi yorumcular Syrıza’nın tabanını koruduğunu ileriye sürse de, bir dönem reformist sol çevrelerde önemli bir sempati toplayan Syrıza’nın artık eski cazibesini kaybettiği ve düzen içi sol parti konumunu sağlamlaştırdığı söylenebilir.

2004 yılında kurulan Syrıza’nın kökleri 2001’de bazı sol gruplar tarafından oluşturulan “Solun Birliği ve Ortak Eylemi için Alan” adlı koalisyona dayanıyor. Bu birliğin 2004 seçimlerine girerken bir sol ittifak kurmak istemesiyle Syrıza kurulmuştu.

Kuruluşunu takip eden yıllarda ondan ayrılan gruplar da oldu, partiye yeni katılanlar da. Bugün parti içinde kendisini “Maocu” olarak adlandıranlardan, Troçkistlere, demokratik sosyalistlerden, ekolojistlere kadar birçok farklı grup ve politik eğilim bulunmakta.

Syrıza 2009 yılında yapılan genel seçimlerde, yüzde 4.6 oy aldı. Parti birkaç yıl içinde özellikle Yunanistan’da yaşanan ekonomik ve siyasi krizin etkisiyle 2012 Mayıs seçimlerinde oyunu yüzde 16.8’e, 2012 Haziran seçimlerindeyse yüzde 26.9’a çıkardı.

2015 seçimlerinde ise yüzde 36.34 oy oranına ulaşarak 149 milletvekiliyle parlamentoya girdi ve sağ milliyetçi Bağımsız Helenler (ANEL Partisi) ile anlaşarak koalisyon hükümeti kurdu ve Syrıza’nın lideri A. Çipras Yunanistan’ın yeni başbakanı oldu.

Syrıza’nın Yunan halkı için bir umut olmasının nedeni, Yunan burjuvazisinin emperyalizmle işbirliği içinde Yunan halkına fatura ettiği derin ekonomik kriz, işsizlik ve yoksulluktu.

Dünya çapında emperyalist mali sistemin 2008 yılında yaşadığı mali kriz, bir yarı sömürge olan Yunanistan ekonomisini de etkilemiş ve deyim yerindeyse “devlet iflas” etmişti! 2010’lı yıllar Yunan halkı için son derece ağır ekonomik koşullar altında geçti.

Syrıza, 5 Temmuz 2015’da Kaybetti!

Bilinmektedir ki, kapitalist emperyalist sistem çeşitli ülkelerde bu türden ağır ekonomik krizlerden çıkış yolu olarak ya da daha doğru bir ifadeyle krizi işçi sınıfına ve halka mal etmenin en etkili çözümü olarak, faşist yönetimleri iş başına getirmektedir.

Böylelikle işçi sınıfına ve halka “acı reçete” dayatılmakta, krizden çıkış yolu olarak, “ulusun birlik ve beraberliği” savunulmaktadır. Yunanistan örneğinde ise bu yöntem izlenmedi. Yaşanan ağır ekonomik krizin, işsizliğin ve yoksulluğun birinci dereceden sorumlusu olan AB emperyalistleri ve Yunan burjuvazisi, krizi halka fatura etmenin yolu olarak “sol bir çözüm”ü, Syrıza’yı başarılı bir şekilde kullandılar.

Syrıza başta emperyalizm ve Yunan burjuvazisinin sömürüsü ve soygunu olmak üzere, burjuva politikacıların yolsuzluklarına, hırsızlıklarına ve yağmalarına karşı gelişen kitle hareketini arkasına alarak yükseldi ve kitlelerin kapitalist düzene karşı öfkesini sistem içinde tutmanın kullanışlı bir aracı oldu.

Troyka’nın (AB, AB Merkez Bankası ve IMF) ve Yunan burjuvazisinin Yunan halkına dayattığı faturayı “solcu bir hükümet” olarak adım adım uyguladı. Halkın haklı ve meşru taleplerine sahip çıkan propagandayla alternatif bir çözüm yanılsaması yaratan Syrıza, hükümete geldikten hemen sonra ise Troyka (AB, AB Merkez Bankası ve IMF) politikalarını kabul etti.

5 Temmuz 2015’te AB emperyalizminin kendisine dayattığı koşulları referanduma götürdü. Hükümet partisi olarak kendisi de Oxi (Hayır) propagandası yapmasına rağmen, referandumdan çıkan ve yüzde 61 oranındaki AB emperyalizminin tehditlerine hayır diyen halk oyunun arkasında durmadı. Hatta 3. ve 4. Troyka anlaşmalarını imzaladı.

Artırılan vergiler, sosyal güvenlik sisteminde ve iş yasalarında yapılan değişiklikler; zamlar, işten atmalar, sosyal hakların gaspı vb. birçok alanda bir önceki hükümetlerin yarım bıraktıklarını tamamladı ve onların yapmaya cesaret edemediklerini de yaptı.

Bu “başarı”lara bir de Kuzey Makedonya ile yaşanan isim krizini çözen Prespa Antlaşması’nı da eklemek gerekir.

 Krize Rağmen Sol Güç Kaybetti

Syrıza izlemiş olduğu politikayla 2010’lu yıllardan itibaren Yunan halkına fatura edilen ekonomik kriz, derin yoksulluk ve işsizliğin birinci dereceden sorumlularından biri olan Yeni Demokrasi’yi yeniden tek başına hükümet kuracak bir oy çoğunluğuna ulaşmasını sağladı.

KINAL (PASOK’un ana gövdesini oluşturduğu Değişim Hareketi) % 8.1 (457.421) ile 22, Yunanistan Komünist Partisi (KKE) yüzde 5.3 (299.514) ile 15, ilk defa milletvekili seçimlerine giren ve faşist bir parti olarak bilinen Yunan Çözüm Partisi (Elliniki Lisi) yüzde 3.7 (208.737) ile 10, ilk Syrıza hükümetinde ekonomi bakanı olan Yanis Varufakis’in kurduğu MERA 25 ise yüzde 3.4 (194.221) ile 9 milletvekili çıkararak meclise girdiler.

Mecliste grubu bulunan POTAMİ seçimlere girmezken Merkezler Birliği ve Neo Nazi Altın Şafak Partisi yüzde 3’lük barajı aşamayarak meclis dışında kaldılar.

Seçim sonuçlarına ilişkin gözden kaçırılmaması gereken bir diğer nokta da başta revizyonist reformist Yunanistan Komünist Partisi (KKE) olmak üzere sol partilerin hemen hepsinin güç kaybetmiş olmasıdır.

Her ne kadar  KKE, bir önceki seçimlerde yüzde 5.4 almışken bu seçimlerde yüzde 5.3 almış olmasına ve mecliste sandalye sayısını korumasına rağmen kriz ortamında oy artıramayıp kaybetmek başarısızlığa işaret etmektedir.

Syrıza’nın kuruluşunda yer alan ve daha sonra Troyka anlaşmalarına karşı çıkarak ayrılan Lafazanis’in partisi Laiki Enothta yüzde 0.28 (15.943) oy aldı. Yeni Sol Hareketi’nin (NAR) de içinde yer aldığı Andarsıa ittifakı ise yüzde 0.7 den yüzde 0. 5’e düştü.

Yunanistan seçimlerine katılan KKE(ML) ise yüzde 0.14 (7.786) oy aldı. Bir başka parti olan ML-KKE ise yüzde 0.05 (2.795).Toplamda değerlendirildiğinde kendisini sol komünist olarak adlandıran örgüt ve partilerin halihazırda süren ekonomik kriz, derin yoksulluk ve işsizlik ortamında, oy oranlarının artıramadıkları gözlemlenmektedir.

Bu durum söz konusu örgüt ve partilerin işçi sınıfı ve halkla ilişkilenmekte sıkıntı yaşadıkları ve doğru politikaları hayata geçirmede başarısız oldukları anlamına gelmektedir.

Seçimler için değinilmesi gereken en önemli ayrıntılardan birisi ise halkın % 41.31’nin seçimlere katılmaması olmuştur. Bu son derece yüksek rakam Yunanistan’da önemli sayıda bir kitlenin, seçimlere yönelik bir beklenti içerisinde olmadığını göstermektedir. Bu durum aynı zamanda Yunan işçi sınıfı ve halkı için komünist alternatifin güncelliğini koruduğu anlamına gelmektedir.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu