GüncelManşet

(İzlenim) Nusaybin’de direniş ateşi gün geçtikçe büyüyor

Nusaybin: Cizre’deki faşist ablukayı kırmak için Büyük Botan Yürüyüşü’nün başlayacağı Nusaybin’in Girê Mîra köyünde direniş nöbeti gün geçtikçe büyüyor.

Türkiye’nin her tarafından direniş nöbetine katılım sağlanırken İzmir’den de heyetin Nusaybin’e gideceğini öğrenir öğrenmez heyete katıldık. Polisin tüm engelleme girişimlerine rağmen İzmir’den Nusaybin’e doğru yola çıktık. Kızıltepe’ye geldiğimizde kolluk kuvvetlerinin engellemesiyle karşılaşırken farklı yollardan direniş nöbetinin yapıldığı Girê Mîra köyüne ulaştık.

Köye ulaştığımızda ilk olarak gözümüze köyün giriş-çıkışında, dört bir tarafında direnişçi arkadaşların nöbet tuttuğu çarptı. Bu halkın kendi güvenliğini birlikte organizeli bir şekilde aldıklarını gösteriyordu. Her yeni gelen ilk olarak “heval beni de nöbete yaz” direk nöbet tutmaya ilgisini gösteriyordu.

 

Komün bir yaşam kuruldu

Köye geldiğimizde köydeki direnişçilerin komünal bir yaşam kurmuş olduğu Halk Evi’ne geçtik. Burada Türkiye’nin dört bir tarafından gelmiş insanlarla karşılaştık.

Dediğimiz gibi Halk Evi’nin içerisinde tamamen komünal bir yaşam kurulmuş durumda. Burada direnişçiler dayanışma içerisinde birlikte hareket ediyorlar. Yemekler birlikte yapılıp birlikte yeniyor, büyük misafir odalarında hep birlikte kalınıyor. Dayanışma ve birliktelik üzerine kurulmuş bir yaşam var.

Girê Mîra köyüne farklı uluslardan, inançlardan insanlar direnişi büyütmek için gelmiş durumda. Farklı farklı yerlerden ve yerelden insanlarla yapmış olduğumuz sohbetlerde faşist ablukayı kırmak için kararlı olduklarını sıklıkla dile getiriyorlar. Konuşmalardan ablukanın kırılacağına dair inancı hissedebiliyoruz. Ve sohbet ettiğimiz hemen hemen herkes dayanışmayı büyütmek için buraya gelmenin önemi üzerinde duruyor.

Devletin bütün saldırılarına rağmen Kürt halkını teslim alamayacağını ve özyönetim direnişinin kazanacağını da vurguluyorlar.

 

“Öldürmekten değil yaşatmaktan yanayız”

En dikkatimizi çeken sözlerden biri de “Biz öldürmekten değil yaşatmaktan yanayız, ancak özsavunmaya ihtiyacımızdan dolayı son olarak başvuruyoruz” oluyor.

Kadınlarla yaptığımız sohbetlerde kadınlar, direnişteki rollerinin ne kadar büyük olduğunu ve kadınların buraya daha çok gelmesi gerektiğini söylüyorlar. Kadınlar olmadan “barış ve demokrasinin gelmeyeceği, kadının özgürleşmediği hiçbir yerde özgürlükten bahsedilemeyeceğini” vurguladılar.

Direniş nöbetinin yapıldığı yerde bulunduğumuz sırada bazı arkadaşlarla birlikte PKK’nin şehitlerinin olduğu Egid Suruç Mezarlığı’nı ziyaret ettik. Mezarlığa gittiğimizde her tarafın tahrip edilmiş olduğunu gördük. Yakın bir zamanda faşist TC devleti havadan bombardıman yaparak mezarlığa saldırmıştı. Bu ve benzeri şekilde şehit mezarlıklarına dönük saldırganlığı, devletin, direnenlerin cenazelerine, mezarlarına tahammülsüzlüğünün ve düşmanlığının göstergesi.

Mezarlık ziyaretinin ardından bölgedeki en eski manastırı da ziyaret ettik. M.S. 363 yılında yapılmış olan Mor Augin Manastırı, Süryani inancındaki insanların ibadethanesi ve tarihi bir yapı olması noktasında çok değerli bir yer. Manastıra bu özelliğinden dolayı dışardan fazlasıyla ziyaretçi geliyor. Ayrıca manastırda İngilizce, Kürtçe ve Türkçe bilen rehberler insanlara yardımcı oluyor. Tarihi manastır, bölgedeki inanç özgürlüğünün ve farklı inanıştaki insanların birarada yaşayabildiğinin en büyük göstergesidir.

Direniş nöbetinde eğitim çalışmaları da yapıyor. Köydeki Halk Evi’nin salonunda toplanılarak burada forum tarzında eğitim çalışmaları alınıyor. Burada konuşmalar Kürtçe ve Türkçe yapılırken herkes başta süreç ve direniş olmak üzere belirli başlıklar üzerinden tartışmalar yürütüyor. T. Kürdistanı’ndaki faşist ablukayı kırmanın ve özyönetimin gerekliliği üzerinde duruluyor.

 

Direniş türküleri hep bir ağızdan söyleniyor

Direniş nöbetlerindeki en güzel zamanlardan biri de hiç kuşkusuz akşam saatleri. Akşam olduğunda Halk Evi’nin bahçesinde ateş yakılırken ateşin etrafında toplanılarak direniş türküleri söyleniyor. Bazen sırayla bazen de gönüllü olarak başlayıp hep bir ağızdan türküler söylenirken halaylar da bu direnis nöbetinde olmazsa olmaz yerini alıyor.

Türkiye’nin dört bir tarafından insanların burada yer alması ve direnişe katkıda bulunması gerçekten çok güzel bir yoldaşlık. Burada herkeste bütün faşist saldırı ve ablukaların dağıtılacağına inanç oldukça yüksek ve Kürt halkının asla teslim alınamayacağı da çok açık bir şekilde ortada.

 

Bir Özgür Gelecek çalışanı

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu