GüncelMakaleler

ANALİZ | Artsakh Halkı Bu Oyunu Bozar!

"Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Türkiye’de halkların başına bela olan Türk-Azeri-IŞİD ortaklığı Kafkaslar’da da artık büyük sorun halini almıştır"

31 Ekim 2022’de Rusya Federasyonu Başkanı V.Putin tarafından Soçi’de düzenlenen Ermenistan Başbakanı N.Paşinyan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İ.Aliyev’in de katıldığı üçlü zirvede ticaret, ekonomi, ulaşım, Artsakh’ın (Dağlık Karabağ) geleceğini de ilgilendiren en son siyasi gelişmeler ışığında görüşmeler oldu.

V.Putin önce tek tek ardından ortak yapılan görüşmelerden sonra Artsakh, Ermenistan ve Diaspora Ermenilerinin gözü ve kulağı, ortak olarak açıklanan sonuç bildirgesinde oldu.

2020 yılında, 44 günlük savaştan sonra Rusya-Ermenistan-Azerbaycan devletleri arasında imzalanan Anlaşma’nın ardından Artsakh-Hayastan ve tüm dünyada 10 milyon Ermeniler arasında hayal kırıklığı yaratan, tepki ile karşılanan, her şeyin önceden planlandığı gibi yürütülen savaştan sonra imzalanan kapitülasyonların ağır sonuçları kamuoyuna duyurulmuştu. Tüm Ermeni halkı arasında, Artsakh’ın geleceğini ilgilendiren sorun hakkında bir anlaşmanın olup olmadığının sonuçları beklenirken, bu gündemin ileri bir tarihe bırakıldığı açıklanmıştı.

3‘lü Soçi zirvesinden bir gün önce Artsakh’ın başkenti Stepanagerd Diriliş Meydanı’nda toplanan 50 bin kişi, (nüfusun %33’ü), Artsakh Parlamentosu’nun ve halkının iradesini temsilen açıklanan bir bildiriyle; 1988 ruhunun yeniden canlandığını, umudun, geleceğin tek söz sahipleri olduklarını, henüz son sözün söylemediklerinin mesajını, duymak ve görmek istemeyenlere bir kez daha haykırdılar.

Miting öncesi Diriliş meydanının havaya uçurulacağı, “Artsakh’ta 20 bin Ermeni kaldı” gibi yıldırma, göçe zorlama, taciz ve işgal saldırılarına rağmen topraklarını terk etmeyen halkın verdiği mesaj netti. On binlerce Artsakh‘lı yeni bir “Felaket Anlaşması” yani “Artsakh Azerbaycan’ın bir parçasıdır”, “toprak bütünlüğü içerisindedir” şeklinde propaganda eden anlayışı hiç bir zaman kabul etmeyeceklerini gösterdiler ve diplomasi masasında Artsakh’ın teslim edilemeyeceğini bütün dünyaya yeniden ilan ettiler.

SSCB’den 15 Cumhuriyet’in ayrılıp kendi “bağımsız” devletlerini kurması ile başlayan süreçte yer alan Ermenistan Cumhuriyeti’ne tarihi-sosyal-kültürel-ekonomik olarak bağlanmış olan Artsakh Cumhuriyeti’nin 1988 yılında kendi parlamentosunun almış olduğu, “Hayastan’a bağlanma kararı” aradan 30 yıldan fazla yıl geçmesine rağmen henüz belli bir statüye kavuşmadı. Aksine topraklarını bir kısmını da yitirdi. Yakın gelecekte de ne olacağı konusunda belirsizlikler devam ediyor.

SSCB döneminde haksız bir şekilde, Azerbaycan topraklarına dahil edilen Artsakh’ın 1988 de başlayan Kendi Kaderini Tayin Hakkı mücadelesinde bugüne gelene kadar, binlerce şehit, zoraki göç ettirmeler, saldırı ve işgallere rağmen umudunu kaybetmeyen halk bugün yeniden meydanlara inerek 1988 ruhunun yeniden canlanmasını sağladı. Bu tarihi bir olaydır.

 

Diriliş Meydanı Manifestosu!

Artsakh halkının geleceğini “güvenilmeyen ellerin temsil edemeyeceği”ni ilan eden manifesto bildirgesinde halk, Soçi 3’lü zirvesine katılanlara önemli bir mesaj vermiş oldu. Artsakh halkı; “Artsakh hiçbir zaman Azerbaycan’ın bir parçası olmadı ve olmayacak, Azerbaycan ve Artsakh sorununun çözümünde bu fikir esas alınacak” dedi.

Artsakh halkı Diriliş Meydanı’nda yayınladığı manifestoyla; “Artsakh’ı Azerbaycan’a ilhak etmeye yönelik herhangi bir girişim uluslararası hukukun büyük bir ihlalidir. Ermeni halkının yeni bir soykırım uygulamak için resmi bir izin olacaktır” dedi.

Artsakh halkı aynı zamanda Artsakh Cumhuriyeti’ni resmi olarak kabul etmeyen Ermenistan devletine de net bir mesaj verdi. “Ermenistan Cumhuriyeti’nin hiçbir makamı Artsakh halkının güvenliğini sağlama misyonunu reddetme veya egemen Artsakh Cumhuriyeti’nin varlığından şüphe duyulacak herhangi bir belgeyi kabul edilebilir görme hakkına sahip değildir.”

Artsakh halkı açıkladıkları manifestolarında ayrıca; “Artsakh Cumhuriyeti’nin egemenliği Kendi Kaderini Tayin Hakkı’mız ve bunu gerçekleşmemesini sağlayan herhangi bir belge ve teklif tarihi ve hukuki gerçekleri yansıtmadığı için tarafımızca kabul edilemez.

Uluslararası toplum Artsakh Ermenilerinin talebine saygı göstermek zorundadır. Çünkü bu talep uluslararası hukukun ilke ve normlarına tamamen uygundur.

Kendi Kaderini Tayin Hakkı Ermeni halkının ayrılmaz bir parçası olan Artsakh halkının en değerli hakkıdır.

44 Günlük savaştan sonra Ermenistan sorununa Rusya Federasyonu Başkanı V.Putin doğrudan ve aktif katılımı ile RF’nu Artsakh halkının güvenliğini sağlama taahhüdünü sürdürmesi çağrısında bulunuyoruz.

Dünyanın dört bir yanındaki Ermenileri, Artsakh’ı desteklemeye devam etmeye, Artsakh halkının haklı çıkarlarını farklı ülkelerde ve noktalarda kamuoyu oluşturup, Artsakh Cumhuriyeti’nin tanınması için kapsamlı bir şekilde katkıda bulunmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandılar.

 1988 Ruhu Artsakh’a Zafer Getirecektir!

Tarihi, kültürel, sosyal, dinsel kısacası bütün yönleriyle Ermeni halkının yaşadığı Dağlık Karabağ, burada yaşayan halkın kendilerini tanımladıkları isimle Artsakh Cumhuriyeti’nin Azerbaycan devletinden Özgürce Ayrılma Hakkı savunulmalıdır. Bu hakkın nasıl kullanılacağı ise tamamen Artsakh halkının kendi iradesindedir. İster bağımsız bir cumhuriyet olur ister Ermenistan Cumhuriyeti’ne katılır. Bu tamamen Artsakh halkının kendisinin karar vereceği bir şeydir.

1915 Ermeni Soykırımı’yla Ermeni halkı kadim toprakları olan ve Batı Ermenistan olarak adlandırdıkları toprakları, ardından Ahalkalak ile Nahıçevan’ı kaybetmiştir. Şimdi ise gündemde Artsakh vardır. Bundan sonra ise sıranın Ermenistan’a geleceği kesindir. Bu hedefin arkasında ise TC devletinin ırkçı, şoven politikaları, Turan ülküsüyle, “Adriyatikten Çin Seddi”ne Türk yurdu yaratma ham hayalleri vardır. Türk devletinin bu ırkçı, şoven politikasının önündeki en önemli engel ise Ermenistan’dır. Artsakh Azerbaycan devletine bağlanarak, bütün tarihi doku yok edilerek “Türk vilayeti” yapılmak istenmektedir. Aynen bugün Rojava Kürdistan’ının işgalinin ardından bütün kurumları ile bölgeye yerleşip şehirlerin demografik yapısının değiştirildiği gibi.

Küçücük bir toprak parçasında koparılan fırtına, dünyanın emperyalist devletler arasında yürütülen egemenlik ve hegemonya savaşlarından ayrı değildir. ABD-Rusya-Çin-İsrail-İran… gibi devletlerin arasındaki çıkar mücadelesi aynı şekilde Kafkaslarda da kendini göstermektedir. “Artsakh’ın Azerbaycan Devleti’nin bir parçası olarak Azerbaycan-Türk devletlerini kontrolünde Türk Cumhuriyetlerine açılan koridorun bir parçası” kılınmak istenmektedir.

Yine bu devletlerin ezeli rakipleri İran’ı kuşatma ve ileride ise işgal etme, NATO’nun ileri ayağı ve jandarması olan Türkiye’nin bölgeye tamamen yerleşmesi hedeflenmektedir. Bu hedefin adı bugünkü deyimiyle “Washington Projesi”dir. Bu projeye ABD ile İsrail tarafından onay verildiği anlaşılmaktadır. ABD ve İsrail’in İran’ı kuşatma projesinde Artsakh halkı kurban edilmekte, emperyalist ve gerici çıkarlara feda edilmektedir.

“Washington Projesi”nin karşısında ise “Rus Projesi” vardır. Ve bugünkü bütün çatışmaların ana kaynağı bu çelişkidir. Rusya’nın ABD ve AB’nin NATO aracılığıyla yayılma ve kuşatma projesine Ukrayna’yı işgal savaşıyla yanıt verdiği biliniyor. Ukrayna’da, Gürcistan’da, Ermenistan’da, NATO’ya dahil edilmek istenen İsveç-Finlandiya ile yeniden başlayan gerilim Rusya’nın ABD-AB emperyalistleri tarafından kuşatılarak teslim alınması amaçlanmaktadır.

İşte ABD-AB emperyalistlerinin Rusya’ya yönelik bu kuşatma hamlesine yönelik Rusya’nın Kafkaslarda verdiği yanıt ise Soçi Zirvesi’dir. 3’lü zirve Rusya’nın Kafkaslarda hakimiyetini göstermek ve tek güç olduğunu ilan etmek için yapılmıştır. İşte bu şartlarda ekonomik-askeri ve siyasi olarak Rusya’ya bağımlı olan Ermenistan “Rusya’nın Dağlık Karabağ’la ilgili planı bizim için kabul edilebilirdir” diyerek emperyalistler arasındaki çelişki ve dalaşta Dağlık Karabağ pazarlık unsuru olarak masaya konulmuştur.

 

Esasen ABD-AB yanlısı bir politika içerisinde olan Ermenistan’da N.Paşinyan yönetimi Rusya’nın çizgisinden çıkamazken “Washington ile Rus projesi” arasında yol ayırımında tarafını kesin olarak belirleme konusunda hatalar içerisinde olması Ermenistan halkına geri dönülmez zararlar vermektedir.

ABD emperyalizminin hedefinin ne olduğu bellidir. Amacı Rusya’yı Kafkaslarda geriletmektir. ABD emperyalizminin Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Perosi Ermenistan ziyaretinde “Ermenistan hükümetine silah ve askeri ittifak teklif etmiş, Bakü ile Yerevan, Moskova’dan bağımsız bir dış politika izlemelidir” açıklamasında bulunurken, Rusya Dışişleri Sözcücü Maria Zakharova ise “Batı Moskova ile Erivan arasını açmaya çalışıyor” demektedir. İsrailli bir siyaset bilim insanı ise bu durumu; “Avrupa yolu Ermenistan’ı Karabağ’ın kaybına götürüyor. Bu nedenle şu anda birçokları için Rusya’ya güvenmek duygusal olarak ne kadar zor olursa olsun, onu terk etmek hala bir hatadır” açıklamasıyla doğrulamaktadır.

Kısacası bugün Dağlık Karabağ halkının Özgürce Ayrılma Hakkı, emperyalistler ve bölge gerici devletleri arasındaki çelişkilerde bir araç olarak kullanılmaktadır. Bugün Artsakh ile Hayastan, Türk-Azeri işgalci devletlerinin “barış” “normalleşme” yalanlarının aksine ilan edilmemiş savaşı ile karşı karşıyadır.

1988 yılında binlerce şehitler verilerek savunulan Artsakh toprakları, bugün de 1988 ruhu ile kazanacaktır. Tsizernagaberd ile Yerablur’da sonsuzluğa uğurladığımız on binler bizlere bakıyor ve bunu bekliyor…

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu