Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde 4 Şubat’ta Aslan Karakaş (34), yaklaşık bir yıldır kendisiyle evlenmeye zorladığı, taciz ve tehdit ettiği akrabası Emine Karakaş’a (16) ateşli silahla saldırdı. 5 ay önce yaşanan saldırı sonrası Diyarbakır’da Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yoğun bakım ünitesinde tedavisi süren Emine Karakaş, 138 gün sonra yaşamını yitirdi. Failin ailesinin tehditleri nedeniyle Emine Karakaş’ın cenazesi, annesi Nurcan Karakaş tarafından Bismil’e bağlı Tepeköy köyünde defnedilmek zorunda kaldı.
Korucu oldukları için korunur
Fail Aslan Karakaş ise hâlâ gözaltına alınmış değil. Failin aylardır gözaltına alınmayışının nedeninin ise ailesinin yıllarca koruculuk yaptığı ve bu nedenle devlet tarafından korunduğu önne sürüldü.
Öte yandan Emine Karakaş katliamına bir ihmal olarak da tedavi gördüğü Diyarbakır Dicle Üniversite Hastanesi işaret ediliyor. Ailenin iddiasına göre, Emine Karakaş tedavi gördüğü hastanede mayıs ayının ilk haftalarında beyin kanaması geçirmiş ancak bu durum haftalar sonra yapılan Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) sonucu ortaya çıkmış.
İhmali kabul etmediler
Anne Nurcan Karakaş yaşananları şu sözlerle dile getirdi: “Hastane doktorlarının ihmali Emine’nin yaşamını yitirmesine neden oldu. Doktorlar suçu kabul etmeyip kendisini, ‘Kızınız durumu hastanemize geldiği ilk gün kötüydü zaten. Ölü sayılırdı’ sözleriyle savundu” dedi.
Savcının olayla ilgili gerekli soruşturmayı yürütmediğini belirten Nurcan Karakaş, “Olayın yaşandığı günden bu yana hiçbir şekilde görmediğimiz savcı yalnızca Emine’nin yaşamını yitirmesi ardından ölüm raporunu hazırlamak için hastaneye geldi” diye konuştu.
Bir torba dolusu silah!
Saldırgan Aslan Karakaş’ın saklanılarak korunduğuna dikkat çeken anne Nurcan Karakaş, “Arkası sağlam olmasa şu ana kadar çoktan gözaltına alınmıştı. Aslan Karakaş’ın ailesi yıllarca koruculuk yaptı ancak daha sonra kendilerine verilen silahlarla aile içinde çok sayıda katliama yol açtıklarında koruyuculuktan uzaklaştırıldılar diye biliyorduk. Ancak kızımı silahla yaraladıktan sonra evinde yapılan polis aramasında bir torba dolusu silah ortaya çıktı. Bu kadar silahın nedeni ise daha sonra araştırılmadı, soruşturulmadı. Savcı gerekli soruşturmayı yapmıyor. Hatta duyumumuza göre katliama dair oluşturulan dosya da gizleniyor” dedi.
Kızının aylarca yaşam mücadelesi verdiğini söyleyen Nurcan Karakaş, “Aylarca hastane kapısında kızım için bekledim. Kızımın yaşadıklarını duyurmaya çalıştım. Ancak kızımın yaşadıklarına herkes kör, sağır, dilsiz kaldı. Kadın örgütlerine olaya ilişkin defalarca çağrıda bulundum. Aylarca yalnızdım ama kimse gelip elimi dahi tutmadı. Diyarbakır’da hiçbir dernek, kurum ilgilenmedi kızımın durumuyla. Çocuğum 138 gün beklediği adaleti görmeden yaşamını yitirdi. Başka çocuklar katliamlara maruz kalmadan verilen adalet mücadelesini sahiplenelim” çağrısında bulundu.
