Anayasa Mahkemesi, Ankara’da Gezi Direnişi sırasında polis Ahmet Şahbaz’ın kurşunuyla katledilen Ethem Sarısülük hakkındaki başvuruyu karara bağladı. Usul yönünden yaşam hakkının ihlal edilmediği yönünde karar veren AYM, polise verilen 15 bin TL para cezasının “orantılı” olduğunu savundu.
Anayasa Mahkemesinin (AYM) Sarısülük ailesinin başvurusu hakkındaki 15 Aralık 2021 tarihli kararı Resmi Gazete’de yayımlandı.
Ankara’da 1 Haziran 2013’te Gezi eylemleri sırasında Ethem Sarısülük’ün polis Ahmet Şahbaz tarafından silahla katledilmesini karara bağlayan AYM, “usül yönünden yaşam hakkının ihlal edilmediği”ni, “soruşturmanın etkili biçimde yürütüldüğünü” savundu. AYM Başkanı Zühtü Arslan’ın da aralarında yer aldığı 6 üye karara şerh koydu. 9 üye karara imza attı.
Kararda “Karşı karşıya kaldığı kalabalığı uyarmak amacıyla havaya ateş ettiği sırada isabet eden taşların etkisi ve acısıyla, isabet etmeyen taşlardan sakınma refleksiyle içinde bulunduğu korku haliyle omuz hizasından yukarıda bulunan kolunun duruşunun bir anlık değişmesi sonucu olayın meydana geldiği ve polis memurunun hedef gözeterek ateş etmediği yönündeki kabulden ayrılmayı gerektirecek bir husus tespit edilememiştir.” ifadeleri kullanıldı.
AYM, polis Ahmet Şahbaz hakkında verilen 15 bin 200 TL’lik adli para cezasının ise “orantılı olduğu”nu savundu: “…gösterilerin boyutu ve saldırıların yoğunluğu, olay anının öncesinde gösterilere müdahale eden polislerin yaşadıkları bir bütün olarak gözetildiğinde -olayın kendine özgü şartlarında- Aksaray Ağır Ceza Mahkemesince tayin edilen suç vasfının ve bu vasıflandırmaya bağlı olarak verilen mahkûmiyet kararının elde edilen tüm bulguların kapsamlı, nesnel ve tarafsız bir analizine dayalı olmadığının ve 14 ay süreyle tutuklu yargılanan sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının meydana gelen netice ile orantılı olmadığının değerlendirilmesi mümkün değildir.”
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, şerhinde “Davanın naklinin gerekliliğinin gerekçelendirilmemesi, cezasızlığa yol açılması ve altı yıla yakın yargılama süresinin makul olmaması nedenleriyle yürütülen soruşturmanın/kovuşturmanın etkili olmadığını, dolayısıyla başvurucuların yaşam hakkının ihlal edildiğini düşünüyorum” dedi.
