Kadın

“Biat etmeyeceğiz, erkek-egemen sisteminize dert olsun!”

H. Merkezi: Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Genel Koordinasyonu, cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın kadın düşmanı söylemlerine karşı yaptığı açıklamada “Biat etmeyeceğiz, erkek-egemen sisteminize dert olsun!” dedi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın “Devlet kadına karşı şiddete müdahil olmasın”, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın “Sezaryan insanlık suçu”, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Nüfus planlamasıymış, doğum kontrolüymüş, hiçbir Müslüman aile böyle bir anlayışın içinde olamaz” ve “Anneliği reddeden, evini çekip çevirmekten vazgeçen bir kadın, iş dünyasında istediği kadar başarılı olsun özgünlüğünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Eksiktir, yarımdır” şeklindeki kadın düşmanı açıklamalarına karşı açıklama yapan HDP Kadın Meclisi Genel Koordinasyonu, “AKP-Saray darbe rejimi, kadınların yıllarca binbir mücadele ile kazandıkları hak ve özgürlüklere gözünü dikmiş görünüyor” ifadeleri kullanıldı.

Kadınlara annelik dayatılarak işgücünden koparmaya çalışıyorlar!

Bu darbe rejiminin kadın düşmanlığı sözle, söylemle sınırlı kalmıyor;  yasa, politika ve uygulamalarla kadın bedeni üzerinden toplumu dizayn etmenin yollarını arıyor” denilen açıklamada kadına yönelik şiddette ceza pazarlığı öngören yasa tasarısından, Boşanma Komisyonu’nun yayınladığı rapora kadar, AKP’nin kadın ve çocuk haklarını gasp etmenin yasal dayanaklarını oluşturmaya çalıştığına dikkat çekildi. Buna karşılık her fırsatta “erkeklik indirimi” uyguladığı kadın katillerini koruyan erkek aklı ve erkek yargısıyla hayatını savunan ve kendi kaderini tayin eden kadınların, Çilem’in, Yasemin’in, Olcay’ın, Demet’in cezalandırıldığına vurgu yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Biz kadınlar, tarihten bu yana her darbe rejiminin militarist, cinsiyetçi ve sermaye yanlısı saiklerle kadın bedeni üzerinden toplum/nüfus mühendisliğine soyunduğuna tanık olduk ve hak-özgürlükleri tam da bununla mücadele ederek kazandık. Bu nedenle AKP ve Saray’ın beden ve nüfus politikalarını Kürdistan’da süregiden savaştan ayrı görmüyoruz. Aksine, savaşın meşruiyeti ve sürdürülebilirliği için gerek Kürdistan’da gerekse Batı’da kadın düşmanlığı aynı amaçlara hizmet edecek şekilde devam ediyor. Türkiye’de yapılacak rejim değişikliğinin önünde direnen kadınlar ve var olan kadın mücadelesi bir engel olarak görülüyor. AKP-Saray rejimi, her fırsatta büyümenin yavaşlamasına karşılık bir çözüm modeli olarak Hindistan ve Çin nüfusunu gösteriyor ve aslen ucuz iş gücü ve sömürü cenneti bu ülkelerin “zengin” ve “güçlü” olduğunu vurguluyor. Sözde dini referanslarla kadınları kuluçka makinesine dönüştürüp Türkiye’ye dayatılan büyüme modelini nüfus artışı yoluyla zordan kurtarmayı hedefliyor. Özel İstihdam Bürolarıyla, dünyadaki aslen anne olan kadınların iş gücüne kolay ve eşit bir biçimde katılımı için uygulanan yarı-zamanlı çalışmayı, kölelik yasasına dönüştürüp Türkiye’de iş gücüne katılmış kadınlara anneliği dayatarak onları iş gücünden koparmanın aracı haline getiriyor.

“AKP-Saray rejiminin makbul kadını olmayacağız”

Açıklamanın devamında “Kuşkusuz, biz kadınlar, “İnsanlığın yarısını oluşturan kadın, zarafetiyle, estetiğiyle, anneliğiyle değerlidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a cinsiyet eşitliği dersini bir basın açıklamasıyla veremeyiz. Ancak, tarih ve değerlerine sahip çıktığımız bu topraklar, mücadeleyle ve direnişle eşitlik ve özgürlük dersi verdiğimiz çok siyasi görmüştür. Bu nedenle bir kez daha ısrarla vurgulamakta fayda görüyoruz: Kadınlığın tanımını yapmaktan vazgeçin, kadınlar anne, zarif veya estetik olmak zorunda değillerdir, kabul ettikleri ve kullandıkları tüm sıfatlar yine kadınların kendi seçimleridir. Size de bunu kabul etmek düşer” denilirken “AKP-Saray rejiminin makbul kadını olmayacağız” vurgusu yapıldı.

Açıklamada son olarak şu ifadeler kullanıldı: “Başta Cumhurbaşkanı ve AKP hükümeti olmak üzere bu ülkenin erkek aklına, yarım aklına şunu öneriyoruz: Ne bu ülkenin halklarına ve inanç topluluklarına nefret kusarken, ne neoliberal hırslarınızla ovalarımızı, derelerimizi şantiye alanına, iş yerlerimizi kölelik kamplarına dönüştürme hayalleri kurarken, ne de Kürt halkına yönelik soykırım planları yaparken kadın bedeni üzerinden politika üretme ve uygulamayı aklınızdan bile geçirmeyin. Biat etmeyeceğiz, erkek-egemen sisteminize dert olsun!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu