Güncel

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri: “Ölümleri durdurmak için tam kapanma”

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri Koronavirüs salgınıyla gerçek mücadele için gereken önlemleri açıkladı

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, dün Kadıköy’de gerçekleştirdikleri basın açıklamasında, Türkiye’de COVID-19 salgınının 9 aydır kontrol altına alınamamasının nedeninin yetersiz tedbirler olduğuna işaret ederek, acilen gereken adımların atılması yönünde çağrı yaptı.

Basın açıklamasını İTO Yönetim Kurulu üyesi Dr. Osman Öztürk okudu. Türkiye’de Koronavirüs salgının bütün şiddetiyle devam ettiğini, yoğun bakım yataklarının dolduğunu, ağır hastaların bile hastanelerde yer bulamadığını, doktorların hastalar arasında seçim yapmaya zorlandığını ifade eden Öztürk, şöyle devam etti:

“Türkiye günlük vaka sayıları açısından Avrupa ülkeleri arasında birinci, dünya ülkeleri açısından beşinci sırada. Sağlık Bakanı’nın açıkladığı rakamların KOCA bir yalan olduğunu herkes gördü. Salgın süresince hayatını yitiren yurttaşlarımızın sayısı 40 bine yaklaştı. AKP-Saray rejimi aklın ve bilimin ışığında politikalarla salgını yönetmek yerine algıyı yöneterek “başarı hikayesi” yazmaya, bu süreçten siyasi rant devşirmeye çalışıyor. Bu politikanın kurbanları ise işçiler, emekçiler, işsizler, emekliler, küçük esnaf; kısacası yoksullar oluyor”

Öztürk konuşmasında, emekçilerin dokuz aydır sadece sağlığını değil, işini, aşını, gelirini de kaybettiğini, çarklar işçilerin canıyla dönerken, sermayenin çıkarlarının halkın sağlığının önüne geçtiğini; büyük şirketlerin vergi borçlarını sıfırlayan iktidarın, işçi sınıfı başta olmak üzere halkın bu süreçteki sorunlarını görmezden geldiğini, milyonlarca insanı ‘salgından veya açlıktan ölme’ tercihine mahkûm bıraktığını, sorumluluğu vatandaşlara yıkıp sadece Maske-Mesafe-Hijyen tekerlemesiyle salgınla başa çıkılamayacağını altını çizdi.

” Tam Kapanma Şart”

Öztürk, açıklamada alınması gereken önlemleri madde madde sıraladı:

“Bugüne kadar izlenen eksik, yanlış, tutarsız uygulamalara derhal son verilmeli; hızla aklın ve bilimin ışığında açık, şeffaf, güvenilir, toplumun bütün kesimlerinin katılımına açık yeni bir salgın politikası oluşturulmalı; ölümleri durdurmak ve salgını kontrol altına aşağıdaki önlemler acilen alınmalıdır:
  • Toplumsal hareketliliğin azaltılması için Türkiye’nin en az iki, tercihen dört hafta boyunca temel/zorunlu/acil mal ve hizmet üretenler dışındaki bütün işlerde çalışmanın durdurulmasıyla tam kapanması şarttır.
  • Bu süre zarfında halkın ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik ekonomik ve sosyal tedbirler alınmalı ve çalışanlar tam ücretli izinli sayılmalıdır. Kapanma süresinde işçi, işsiz, küçük esnaf, emekli yurttaşlar ve kadınlar devlet tarafından desteklenmelidir.
  • Kapanma sürecinin devamında, salgın devam ettiği sürece çalışma saatleri kısaltılmalı, mümkün olan işlerde kurallara uyularak evden çalışma sağlanmalı, kamuda ve özel sektörde dönüşümlü-kademeli mesai uygulamasına geçilmelidir.
  • Salgın süresince işten çıkarma yasağı bütün istisnaları kaldırılarak devam etmeli, ancak ücretsiz izin uygulamasına derhal son verilmeli, kısa çalışma ödeneğinden faydalanma koşulları kolaylaştırılmalı ve bu ödenek en az asgari ücret düzeyine çekilmeli, asgari ücret insanca yaşanacak bir düzeye çıkarılmalı ve vergi dışı bırakılmalıdır.
  • Salgın boyunca asgari kullanım bedelinde elektrik, su, doğalgaz, iletişim gibi temel hizmetler parasız olmalı, tüm yurttaşların kredi kartı borçlarıyla küçük esnafın kira ve kredi borçları ertelenmelidir.
  • Eğitimin yüz yüze yapılmasının uygun koşulları oluşturulana kadar, öğrencilerin gereksinimi olan uzaktan eğitime erişim cihazları ve internet bağlantısı ücretsiz olarak sağlanmalıdır.
  • Salgın hızla devam ederken bütçe kaynakları, “mega projeler” adı verilen Kanal İstanbul gibi gereksiz kamu yatırımları için değil halkın sağlığı ve geçimi için kullanılmalı; sosyal devlet uygulamaları için şirketler ve büyük servetler vergilendirilmeli, dolaylı vergilerin vergi gelirleri içindeki payı azaltılmalıdır.
  • Sağlık Bakanı salgınla ilgili bilgileri gizleme, karartma tutumundan vazgeçmeli; gerçek tablo bütün açıklığıyla toplumla paylaşılmalı; test sayısı arttırılmalı, evde izolasyon koşulları uygun olmayan hastalar için barınma olanakları sağlamaktır.
  • Salgınla mücadelenin hastanelerde değil, sahada kazanılacağı gerçeğiyle filyasyon ekiplerinin sayısı hızla arttırılmalı, aile hekimliği sitemi salgınla mücadeleye uygun hale dönüştürülmelidir.
  • Salgını fırsata çevirmeye çalışan özel hastanelerin vatandaşlardan her ne ad altında olursa olsun ücret alması engellenmeli; kamu hastanelerinin ihtiyaca cevap veremediği durumlarda özel hastaneler Sağlık Bakanlığı tarafından kamulaştırılmalıdır”
Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu