GüncelMakaleler

ÇKP’nin 20. Kongresi ve Çin’in Geleceği

"ÇKP 20. Kongresinde Tayvan sorunu da tartışılmış ve “barışçıl bir yol”un benimsenmesi kararlaştırılmış olsa da, bu sorun önümüzdeki dönem önemli sorunlardan biri olarak Çin ve ABD arasında önemli bir çelişki olmaya devam edecektir"

Sosyal faşist ÇKP’nin 20. Kongresi 16-22 Ekim 2022 tarihleri arasında Beijing’te yapıldı. Bu kongre, parti genel sekreterliğine kimin seçileceğinden öte bir önem taşıdığı için dünyanın da ilgisini fazlasıyla çekti.

1949 yılında Başkan Mao önderliğindeki ÇKP’nin Japon emperyalizmi ve ardından Gomindang gericiliğini yıkarak kurduğu Çin Halk Cumhuriyeti, sosyalizmin önemli kalelerinden biriydi. ÇKP ve Mao Zedung’un etkisi, Çin’le sınırlı olmamış, dünyadaki ideolojik saflaşmalarda belirleyici bir rol oynaması bakımından da kilit bir yerde durmuştu.

Marksizm-Leninizm’in üçüncü nitel aşaması olarak Maoizm, dünya ölçeğinde kabul edilir bir düzeyde önemli bir yerde duruyordu. Mao Zedung; felsefe, halk savaşı, sosyalizmde sınıflar ve sınıf mücadelesi, Yeni Demokratik Devrim ve sosyalizm konusunda Marksizm ve Leninizm’e katkı yaptı. Mao’nun beşinci usta olarak dünya ezilen haklarına gösterdiği yolda, birçok yeni parti kuruldu. Türkiye’de Kaypakkaya önderliğinde kurulan proletarya partisi, Maoizm’in dolaysız etkisiyle kuruldu.

Mao Zedung, Sovyetler Birliği’nde Kruşçev revizyonist kliğinin iktidarı gasp süreçte, Kruşçev’e cepheden ideolojik bir savaş açtı. Bu, dünya çapında yeni saflaşmaları beraberinde getirdi.

Çin Halk Cumhuriyeti, sosyalizme geçtikten sonra ÇKP içindeki yeni burjuvalar, parti ve devleti ele geçirmek için yoğun bir örgütlemeye giriştiler. 1966 yılında başlatılan Büyük Proleter Kültür Devrimi ile bu yeni burjuva odaklar yerle bir edilmesine karşın Mao Zedung’un ölümün hemen ardından Deng Sio Ping ve şürekası Partiyi ele geçirerek geriye dönüş gerçekleşmiş oldu. Çin önce klasik kapitalizme ve ardından da büyük bir ekonomik güce evrilerek sosyal emperyalist bir ülkeye dönüştü.

ÇKP ve türevleri, komünist parti değildir!

ÇKP 20. Kongresi, bir parti kongresinden de öteye bir anlam taşıyor. Son 15-20 yıllık süre içinde birçok devlet ve hükümet başkanı iktidarda kalmak için düzenlemeler yapıyor, yasalar çıkartıyorlar. Putin, ömür boyu başkanlık için yeni yasa çıkartarak iktidarda kaldı. R.T.Erdoğan, 20 yıldır iktidarda. Çin Anayasasının Devlet Başkanlığını iki dönemle sınırlayan maddesi, 2018 yılında değiştirilerek, sınırsız bir hükme bağlandı. Bu durum, diktatörlükle yönetilen ülkeler açısından artık olağan bir duruma dönüşmüştür. Bununla “istikrarın ve ülkenin çıkarlarının daha iyi korunacağı”nın propagandası yapılsa da demokrasinin böylesi ülkelerde sadece kağıt üzerinde var olduğunu göstermektedir.

ÇKP ve benzer partilerin, MLM partilerin sahip olduğu parti işleyişinin bazı uygulamalarını devam ettirerek, kendi iktidarlarına alet ediyorlar. Merkez Komitesi, Siyasi Büro, MK raporu vb. uygulamalar bilinen KP işleyişle benzerlik arz etse de, ÇKP ve türevlerinin gerçek anlamda birer komünist partileri olmadıkları açıktır. Bunlar revizyonist, karşı devrimci sosyal faşist partilerdir.

ÇKP 20. Kongresine sunulan MK raporu, 15 bölümden ve alt başlıklardan oluyor. Bu rapor esas olarak Çin’in geleceği üzerinde şekillendirilmiş iç ve dış hedeflerden oluyor. Çin toplumunun geleceğine ilişkin rapor ”20’nci Kongrenin konusu Çin’e özgü sosyalizmin şanlı bayrağını yükselmektir. Yeni Dönem’de her bakımdan modern sosyalist bir ülke kurmak için el birliğiyle çaba göstermektir ve böylece Çin ulusunun tüm boyutlarıyla gençleşmesini ileriye taşımaktır” belirlemesinde bulunmaktadır. (Aktaran Korkut Boratav)

Bu hedef, ÇKP 19. Kongresinde belirlenmiş ve 20. Kongresinde tekrar edilmiştir. 19. ÇKP Kongresinin temel iki somut hedefi vardı, ülkede “yoksulluğu bitirmek” ve uluslararası alanda Çin’i ileri taşımak.

Raporda ”her bakımdan modern sosyalist bir ülke kurmak” hedefi ise sadece göstermeliktir. Çin, 1978 yılından sonra sosyalizmden geriye dönüş yapmış sosyal emperyalist bir ülkedir. Ülkede yaşanan 27 yıllık sosyalizm deneyi, Çin işçi sınıfını ve emekçi halkını yeniden sosyalizme taşıyacaktır. Mevcut iktidarın sosyalizm ve “daha ileri bir sosyalizm” kurma hedefi yoktur. Devlet kapitalizminin ve özel sektörün hakim olduğu bir ekonomi ve onu yöneten Çin hakim sınıflarının sosyalistlikle alakaları yoktur.

ÇKP MK raporunda “Yeni Dönem” olarak dile getirdiği hedef, Çin’de “modern bir sosyalist ülke” kurmak olarak belirlense de bu esas olarak uluslararası alanda diğer emperyalist güç odaklarıyla rekabet ve Çin’in yeni pazarlara açılma politikasından ayrı değildir.

ÇKP’nin 20. Kongresi, ülkede rüşvet ve yolsuzluğun hat safhada olduğunu da göstermektedir. Bu tipik tüm emperyalist-kapitalist ülkelerin yanında Çin gibi sosyal emperyalist ülkelerde de yaşanan bir durumdur. Raporda bu durum ”Parti hayatında yer yer savurganlık, ayrıcalık arayan bir zihniyet ve tiksindirici yolsuzluklar … Ekonomik modelin sürülemez dengesizliği… çıkar gruplarından kaynaklanan kötü sorunlar… Sosyalist siyasal sisteme güvenin aşınması … Düşünce tarzlarında yaygınlaşan paraya tapınma, benmerkezcilik, tarihsel inkarcılık, hedonizm (hazcılık)” olarak aktarılmaktadır. (Aktaran K. Boratav)

Burada belirtilen belirlemeler tüm sosyalizmden geriye dönüş yapan ülkelerde toplumu saran hastalıklar olarak sosyalizmi çürüten ve yok eden uygulamalardır. KP içindeki yeni burjuva unsurlar yozlaştıkça, bu, toplumu yukarıdan aşağıya doğru sarmakta ve bitirmektedir. Sovyetler Birliği’nde Kruşçev’in ”zenginleşin” teorisi, Çin’de Deng Sio Ping’in “fareyi tutan kedinin siyah ya da beyaz olması fark etmez” teorisi, geriye dönüşlerde ideolojik olarak bozulmanın ilk adımları idi.

Çin toplumunu derinden etkileyen ve değiştiren Deng Sio Ping’nin görüşleri şimdilerde Şi Jinping tarafından farklı, ancak aynı içerikte savunulmaktadır. Özel mülkiyetin olduğu, devlet kapitalizminin yanında özel sektöre tanınan ekonomik ayrıcalıklar, toplumda rüşvet ve yolsuzluğun da ana kaynağıdır. Rekabet üzerine kurulan yeni özel ticaret şirketlerinin, yolsuzluk, “paraya tapma”ları Çin’de artık olağan bir durumdur ve tersi de beklenemez.

Nitekim Çin’de, toplumu ve ÇKP’yi sarmalayan bu durumu alt ettiklerini söyleyen Şi Jinping ”Bu vahim sorunlar ÇKP’nin uzun dönemli yönetim yeteneğini, ülkenin güvenlik ve istikrarını, halkın refahını baltalıyordu. ÇKP Merkez Komitesi olarak kollarımızı sıvadık. Gücümüzü belirleyen büyük bir mücadeleye giriştik. Siyasal, ekonomik ideolojik alanlarda riskleri göğüsledik. Çin’de her bakımdan modern sosyalist bir ülke inşa etme yolculuğuna böyle başladık” dese de bunların gerçekleşmesi, özel mülkiyetin olduğu, emek-sermaye çelişkisinin baş çelişki olduğu bir ülkede mümkün değildir. Çıkar grupları, para kazanma hırsı oldukça Şi Jinping ne kadar ”sosyalizm” üzerinden toplumu ikna etmeye çalışsa da bu olmayacaktır. Ülkede işsizlik ve yoksulluk büyük bir sorun olarak devam ediyor. 19. ÇKP Kongresi de yoksulluğu bitirmeyi temel hedef olarak belirmişti ancak başarılı olamadılar/olamazlardı.

 

Çin, rakipleri olan emperyalist ülkelerle yarış içindedir

ÇKP 20. Kongresinde Şi Jinping üçüncü kez ÇKP Genel Sekreterliğine seçildi. 200 kişilik yeni Merkez Komitesi yaptığı ilk toplantısında 23 kişilik Siyasi Büro ve 7 kişilik Yürütme Komitesini seçti.

ÇKP 20. Kongresi sadece kendi yönetim organlarını seçmekle kalmadı, Çin’in beş yıllık yol haritasını da belirlemiş oldu. Kongre, Şi jinping kongreye sunduğu MK raporunu, kongreye sunulmuş katkılar olarak değerlendirilip onaylandı. Şimdi bunu izleyen süreçte, Mart 2023 de ”Ulusal Halk Meclisi” Şi Jinping üçüncü dönem cumhurbaşkanlığını onaylandıktan sonra resmileşmiş olacaktır.

ÇKP 20. Kongresinin önemi aynı zamanda Çin’in uluslararası alanda izleyeceği yol açısından da önem taşıyor. Çin, ileri düzeyde sosyal emperyalist bir ülke olarak diğer rakipleri olan emperyalist ülkelerle yarış içindedir. ABD emperyalizmi her yönüyle Çin’i kuşatmak ve etkisiz hale getirmek için yoğun bir çaba içinde. Çin’i “baş düşman” gören ABD, Avrupa Birliği’ni de yanına alarak yoğun bir saldırı geliştiriyor. Tayvan üzerinden geliştirilen yeni saldırı ile Çin’i kuşatmak istiyor.

ÇKP 20. Kongresinde Tayvan sorunu da tartışılmış ve “barışçıl bir yol”un benimsenmesi kararlaştırılmış olsa da, bu sorun önümüzdeki dönem önemli sorunlardan biri olarak Çin ve ABD arasında önemli bir çelişki olmaya devam edecektir.

Dünya yeni bir emperyalist paylaşım savaşı tehlikesini hala atlatabilmiş değildir. Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle başlayan savaş devam ediyor. ABD emperyalizminin tüm gücüyle desteklediği Ukrayna, Rusya karşısında etkili olamamış, ABD ve AB emperyalist güçlerinin Rusya’yı çevreleme planları gerçekleşmemiştir. ABD ve AB, Rusya’yı tecrit etmek, hizaya getirmek ve boyun eğdirmek için aldığı yaptırım kararları da Rusya’ya geri adım attırmada başarılı olmamıştır.

Çin’i yanına alan Rusya emperyalist bir blok olarak ABD ve AB emperyalist güçlerine karşı etkisini sürdürmeye devam ediyor.

ÇKP 20. Kongresi bu gelişmeler ışığında değerlendirildiğinde kendi içinde güçlenerek çıkmıştır. Rekabet savaşında Çin’in yeni yol haritası da bu kongrede belirlenmiş ve şekillenmiştir. Bu önümüzdeki süreçte daha net olarak kendisini gösterecektir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu