TC devleti, Dersim’in doğasına ve halkına saldırılarını çeşitli yöntemlerle sürdürüyor. Köylüler üzerinde baskıyı artıran devlet, halkı göç etmeye zorluyor. Aynı zamanda gerillaya dönük operasyonlarına da kış aylarından itibaren devam ederken şimdi de tekrar ormanları yakarak koşulları kendi lehine döndürmeye çalışıyor.
Çemişgezek’te köylüler üzerindeki devlet baskısı artarak devam ediyor. Köylüleri ölümle tehdit eden devlet, halkı göçe zorluyor. Yasak bölgeler ilan ederek halkın hareket etmesini, üretimde bulunmasını engelleyen devlet, T. Kürdistanı’ndaki olağan politikası olan köy boşaltma çalışmalarını tekrar gündeme almış gibi. Ayrıca köylüleri karakollara çağırarak tehdit etmektedir.
Bu politikanın yoğun yaşandığı yerlerden biri de Çemişgezek. Çemişgezek’e bağlı Gözlü Çayır (Akirek) köyünde köylüler ekinlerini biçemiyorlar. Köye 3 km uzaklıkta bulunan bölgede ekilen tarım arazilerinin Bakanlar Kurulu kararı ile yasaklı bölge ilan edildiğini söyleyen karakol komutanı, köylülerin ekinlerini biçmesine izin vermiyor. Bununla birlikte yine aynı bölgeye giden yollara iş makineleri getirerek hendekler kazan devlet, köylüleri tehdit de ediyor.“1km’nin dışına çıkarsanız ölürsünüz ve biz sorumlu olmayız” diyerek köylüleri tehdit ederek onlar üzerinde baskı kurmaya çalışmaktalar.
Köylüler karakola çağırılarak sözde yasaklı bölgeye gitmek isteyen köylülere evrak imzalatılmış .“Herhangi bir şey olması halinde ateş vs. açılması durumunda sorumluluk bize ait değildir” yazılı evraklar köylülere zorla kolluk kuvvetleri tarafından imzalatılmış. Aynı saldırı kapsamında Paşacık (Uskex) köyü de aynı baskıları sistematik olarak yaşamaktadır.
Devlet operasyon yaptığı bölgelerde yangın çıkararak doğayı katletmeye devam ediyor. Dersim’de de günlerdir süren yangınlara “güvenlik bölgesi” denilerek müdahale edilmesine izin verilmiyor. Pülümür, Hozat, Nazmiye ve Ovacık ilçelerinde devam eden yangınlar şimdiden binlerce hektarlık alanı yok etti. Halkın yangınlara müdahalesi “güvenlik” gerekçesiyle engellenirken, en çok da hayvan ve bitkiler yangından etkilendi. Yıllardır Dersim’in doğasını talan ve ranta açmaya çalışan devlet, gerilla mücadelesi karşısındaki çaresizliğini bu yöntemler ile gidermeye çalışıyor. Devletin kolluk kuvvetleri tarafından operasyonlarda bilinçli bir şekilde çıkarılan yangınların söndürülmesi için çaba gösteren halk, yangını çıkaran devlet tarafından engelleniyor.
Zorla göç politikaları ve orman yangınları ile halkı yerinden etmeye, Dersim’i insansızlaştırmaya çalışan devlet amacına ulaşamayacaktır. Dersim halkı doğasına, toprağına, hayvanına, savaşçılarına sahip çıkmaya devam edecektir. Devletin tüm bu politikaları amacına ulaşamayacaktır. Yüzyıllardır her daim devletin bir numaralı hedefi olan Dersim, zulme karşı direnmeyi, boyun eğmemeyi tarihinden öğrenmiştir.
Gerillaya yönelik yapılan operasyonlarda ormanların yakılarak kendi aleyhlerine olan durumu kendi lehlerine çevirmeye çalışan kolluk kuvvetleri, doğayı, bitkileri, hayvanları katletmekten geri durmuyor. Devletin kan dökme politikası her yerde karşımızda insanlık için olan her şeye düşmanlığını gösteriyor. Bu yangınlar sadece Dersim de değil, T. Kürdistanı’nın birçok yerinde zaman zaman çıkarılıyor. Bölgeler farklı olsa da bu yangınları çıkaran bellidir. Devletin bu yangınlardaki amacı da hedefi de ortadadır. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar ne halkın ne de gerillaların yaşam alanlarını yok edebileceklerdir. Halk ve savaşçıları tüm bu saldırılara rağmen mücadeleden vazgeçmeyerek yaşam alanlarını terk etmeyecektir.
(Bir Partizan)
