GüncelMakaleler

Devrimci olmak mı devrimci olmaya çalışmak mı?

Sınıf savaşımında yaptıklarımız devrimci olmaya attığımız ileri adımlardır. Yapamadığımız, eksik-yarım kalan tamamlanmamış-olumlu sonuç alamadığımız her pratik adım devrimci olmaya çalışmamız gereken durumlar olarak kabul etmek gerekir.

İster kısa önce ister uzun bir tarihi dilim içinde devrimci saflarda yer alarak devrimci olduğumuz konusunda açık beyanlarda bulunuruz bazen. Oysa pratiklerimize ve yaptıklarımıza baktığımızda yerine getirilmeyen, eksik, yarım kalan, tamamlanmayan birçok görevimiz olduğunu görürüz ,pratikte onlarla bir biçimde karşılaşırız. Ya da başarılamayan, etkili ve sonuç alınamayan tarzda sonlanan birçok görevle karşı karşıya kalırız.

Öğrenmek nasıl ki kolay bir şey değilse, insanın öğrendiğini uygulaması da kolay değildir. Bu yüzden devrimci olmakla, olmaya çalışmak arasında bir o kadar farklılıklar vardır. Ne parti ne kadrolar ne de militanlar tamamlanmış değildir. Çelişki ve gelişim halindedir. Her gün, her an akıp giden hareketin devinimi içinde algılarımız da hareket halindedir. Her algılanan şey kavramanın ilk eşiğiyse her devrimci pratik de, devrimci olmaya çalışmanın birer mütevazi adımıdır.

“Olmak” belli ölçüde tamamlanmış bir durumdur. “Devrimci oldum”, “Partili oldum” denildiğinde, bu içinde öğrenmeye, yeniden uygulamaya kapalı olma halini yaşatma tehlikesini barındıran bir duruma, düşünce yapısına da işaret eder. “Olmaya çalışmak.” Esas olması gereken bu olmalıdır. Devrimci olmaya çalışmak, savaşçı, komutan, sanatçı, propagandacı gibi olmaya çalışmak… “Olmaya çalışmak” tamamlanmamış, devam edilen, akıp giden, üzerinde çalışılan, çalışılması gereken bir durumdur. Öğrenme ve uygulama pratiğinin, sınama/sınanma, deneme/denenme halinin bitmediğinden bahsetme durumudur.  Özeleştiriye açık haldir. Gelişmeye ilerlemeye hazır olma halidir.

Sınıf savaşımında yaptıklarımız devrimci olmaya attığımız ileri adımlardır. Yapamadığımız, eksik-yarım kalan tamamlanmamış-olumlu sonuç alamadığımız her pratik adım devrimci olmaya çalışmamız gereken durumlar olarak kabul etmek gerekir.

24 Nisan’da partili olmaya çalışmak

Komünist önderin granitten sağlam ideolojik-politik temelli partisinin “militan ve kadrosu olmaya çalışmak” esas alınması gereken perspektif olmalıdır. Faşist devlet gerçekliğini her gelişme ve durum karşısında politika ve uygulamalarını anlamak, etkileme gücünü yıkım ve çökertme yönünü görmek ve buna uygun tedbirler almak, politikalar belirleyip örgütsel-pratik hamleler geliştirmek… Tüm bunlar “partili olmaya çalışma” halidir. Kürt ulusuna yönelik kıyım ve kırımları, işgal ve saldırganlıklarını, imha ve inkar politikalarını anlamak, buna uygun devrimci politikalar belirleyip halkı örgütlemek, düşman karşısında güçlü konumlanıp etkili mevzilenmek, sonuç alıcı tarzda savaşmak diye sıralayabileceğimiz her görev “partili olmaya çalışma” halidir.

24 Nisan’da komünist önder Kaypakkaya yoldaşın kurduğu proletarya partisinin militanı ve kadrosu olmaya çalışmak esas alınması gereken hareket noktası olmalıdır. İşçilerin-çalışan tüm emekçilerin çelişkilerin en keskin en derin yerinde örgütleme çalışmalarını yürütmek, kadınların-gençlerin-göçmenlerin-çocukların sorunları ve ihtiyaçları temelinde örgütleme çalışmalarını dikkatle bilinçle, kararlılıkla, yüksek disiplin ve örgütlülük içinde yürütmek ve örgütlemek Kaypakkaya yoldaşın kurduğu proletarya partisinin militanı olmaya çalışmak demektir.

Bugün hiç olmadığı kadar emperyalist-kapitalist sistemin kendi içinde yaşadığı uzlaşmaz çelişkiler ve çatışkılar, gerici ve haksız işgal ile savaş halinin koşullarını yaratmaktadır. Bu durum aynı zamanda devrimci halk savaşının örgütlenmesi, hazırlanılması ve uygulama koşullarının ve olanaklarının yaratıldığı anlamına gelmektedir. Yaşamımızın her günü, her anı düşmanla nasıl savaşılacağı, onun nasıl alt edileceği meselesi haline gelmektedir. Bu görevler başarıldığı oranda “partili olmaya” çalışılmış olunacaktır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu