GüncelManşet

Şehit ailelerinden toplantı: “Hakan Çakır ve Özgüç Yalçın’ın işkence ile katledildi”

Ankara: 2015 21 Ekim’i 22 Ekim’e bağlayan gece Dersim’de üç TKP/ML TİKKO gerillası TC ordusu ile çıkan çatışmada şehit düşmüşlerdi. Cengiz İçli ile birlikte şehit düşen Özgüç Yalçın ve Hakan Çakır’ın yaralı ele geçirildiği ve işkence ile katledildiği Fırat Üniversitesi Adli Tıp Birimi’nin ön otopsi raporuyla doğrulandı. Bunun üzerine Özgüç Yalçın’ın ailesi Ovacık savcılığına suç duyurusu için Ankara Adliyesi’nden dilekçe gönderdiler. Başlatılan hukuki süreç bugün Ankara İHD şubesinde yapılan basın toplantısı ile duyuruldu.

 

Partizan “Bizler devrimci iradeyle mücadeleye devam edeceğiz”

Toplantıda Partizan temsilcisi bugün gelinen süreçte devletin muhaliflere yönelttiği saldırıların OHAL ile birlikte boyutlandığını, demokratik alanda ihraçlar ve tutuklamalarla saldırırken gerillaya yönelik operasyonların da vahşileştiğine değindi.

Ekin Van’ın çıplak bedeninin teşhir edilmesi, Hacı Lokman Birlik’in tankın arkasına bağlanıp sürüklenerek katledilmesi gibi Özgüç Yalçın ve Hakan Çakır da işkenceyle katledilmiştir. TC vahşi katliamcı, işkenceci tarihinden örnek alarak bugün Şahverdi’de yoldaşlarımıza uyguladığı işkenceyi boyutlandırarak Aliboğazı’nda da cenazeleri tanınmayacak hale getirerek işkenceci zihniyetini boyutlandırıyor. OHAL’le artan saldırıların gerilla alanında bu şekilde boyutlanması halkın umudunu kırma ve devrimci iradeyi teslim alma amacını taşımaktadır. Biz Partizan olarak devrimci irademizle mücadeleye devam edeceğiz” dedi.

 

Yalçın ailesi “Oğlumuza yaşatılanların hesabını sormaktan asla vazgeçmeyeceğiz”

Özgüç Yalçın’ın babası Sermet Yalçın söz alarak “Biz oğlumuzun yaptığı seçimin bedelini gözünü kırpmadan hayatıyla ödemesi karşısında ağlaşıp sızlanmak bize ve oğlumuzun aziz hatırasına yakışmaz. Ekim gecesi, çağdaş hiçbir insani, siyasi, ahlaki veya hukuki değer sistemine sığdırılması mümkün olmayan uygulamalarla kirletilmiştir. O gece çıkan çatışmada Cengiz İçli ölü, Hakan Çakır ve Özgüç Yalçın yaralı olarak ele geçmiştir. Ağır yaralı durumdaki Hakan Çakır, göğsünün ortasına yapılan, ilgili adli tıp kurumunun resmi ifadesiyle ‘bitişik ya da bitişiğe yakın’ bir atışla katledilmiştir. Oğlumuz Özgüç Yalçın ise saatlerce sürdüğü anlaşılan, dört kaburgasının kırılmasına yol açan ve bedeninde belirgin başka izler de bırakan bir işkenceden sonra, birisi çenesinin altından birisi de boynundan olmak üzere, yine adli tıp kurumunun resmi ifadesiyle ‘bitişik veya bitişiğe yakın’ mesafeden atılan iki kurşunla katledilmiştir. Mide bulandırıcı diğer olay ise oğlumuzun kolundaki saatin çok ‘özel’ direngen bir tepki veren direngen bir insana ve bu yüzden ona yaşatılan çok ‘özel’ uygulamaya dair bir ‘anı’ olarak alıkonulmuş olabileceği fikrindeyiz. Siyasetin ve siyasal pratiğin ‘doğal’ sınırları içerisinde değerlendirilemeyecek bu olguların hesabını sormak üzere hukuki bir süreç başlattık, suç duyurusunda bulunduk. Belli ki sindirilmek isteniyoruz. Ama dost düşman bilsin ki bizim sızlanmamız ne kadar anlamsızsa bu yaklaşım da sonuç alma açısından o kadar anlamsızdır. Zira en değerli varlığını hayattaki en parlak ışığını kaybetmiş bizim için oğlumuz gibi hayatın kendisinden ziyade, o hayatın niteliği önemlidir. Oğlumuza yaşatılanların hesabını sormaktan asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.

 

Avukatlar “Bu sürecin talipçisi olacağız”

Ailenin ve aynı zamanda Özgüç Yalçın’ın avukatı olan Rıza Yalçın Koçak ise devletin vahşi katliamcı zihniyetine vurgu yaparak hukuki süreci Açılım Hukuk Bürosu avukatlarıyla birlikte takip edeceklerini, bu mücadeleyi aile ile birlikte vereceklerini söyledi. Her ne kadar hukukun devlet gözünde pespaye bir halde olsa da devletin kendi içinde koyduğu hukuk kurallarını dahi aştığı işkence ve katliam yöntemlerini muhalif kesimlerde uyguladığını dikkat çekti.

Koçak, “Hem adli tıp raporunda hem de katledildikleri ilk günlerde adli tıpta avukatlar olarak çıplak gözümüzle de görebileceğimiz bir işkence ile karşı karşıya kaldık. Devletin tüm saldırganlığı, muhaliflere yönelttiği tüm baskı, katliam ve işkence yöntemleri geleneğinin yansımasıdır. Nasıl olduysa işkencenin raporlaştırılması için başlattığımız ilk adli tıp sürecinde de devlet yaptığı işkenceyi saklayamadı. Bizler Açılım Hukuk Bürosu avukatları ile birlikte Özgüç Yalçın ve Hakan Çakır’ın yapılan işkence ile katledilmeleri karşısında başlattığımız bu hukuki sürecin takipçisi olacağız” dedi.

 

“İşkence ile katletme kendi ve uluslar arası hukuka aykırı”

Basın toplantısı Ankara İHD şubesi temsilcisinin yaptığı konuşmadan sonra sonlandı. İHD temsilcisi “Adli tıp raporu ile doğrulanan işkence 90’larda da kendini göstermişti. Devlet her dönemde aynı sistemlerin temsilciliğini yapıyor. Kendi hukuk kurallarını dahi çiğneyen bir aşamada karşımıza çıkan bu işkence ile katletme örneği ne devletin kendi hukukuna ne de insan haklarının evrensel bildirgesine uymaktadır. Biz de İHD olarak başlatılan hukuki süreçte şehit ailelerinin yanında olacağız. Mücadelelerini destekliyoruz” dedi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu