EmekGüncel

EMEK | Fındık, Tekellere Peşkeş Çekildi!

Köylü zaten fındığını Erdoğan’ın açıkladığı fiyatın 6-8 lira altında vermekten kurtulamayacaktır.

Türkiye’de tarım politikaları emperyalistlerin bu alandaki belirlediği politikalardan bağımsız ilerlememektedir. Tarım politikalarının esasını bu bağımlılık belirlemektedir.

AKP’nin iktidara gelişiyle birlikte hızlanan neo-liberal politikaların sonucu olarak köylüler üretemez hale gelmiş, üretimden kopmuşlardır. Bu durum aynı zamanda köylülerde derin bir yoksullaşmayı beraberinde getirmektedir. Topraktaki üretimden koptukları, kendi topraklarından göç etmek zorunda kaldıkları bir süreç işletilmektedir. Sadece son on beş yılda resmi verilere göre üretimden kopan köylülerin sayısı bu politikaların “başarısını” göstermektedir.

Türkiye yıllık üretimiyle dünya fındık pazarının yaklaşık yüzde 70’ini elinde bulundurmaktadır. Büyük oranda Karadeniz bölgesinde yetiştirilen 700 bin hektarlık bir alanda 600 bin civarında ailenin en önemli geçim kaynağıdır. Fındığın çikolata mamulleri içinde önemi emperyalist gıda şirketlerinin fındığın üretiminden pazarlanmasına kadar tüm süreçlerini kontrol altına alabilmek için ellerinden geleni yapmalarını beraberinde getirmektedir.

İtalyan Ferrero bunun Türkiye’deki en çarpıcı örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. AKP iktidarının çıkardığı yasalar sayesinde Ferrero, fındık üzerindeki hâkimiyetini güçlendirmiştir. Dünyanın en büyük çikolatalı ürün üreticilerinden olan Ferrero, fındık üzerinde tekel konumuna gelmektedir. Öyle ki Ferrero en büyük alıcı aynı zamanda en büyük ihracatçı konumundadır. Diğer bir yandan Ferrero, iktidarı da arkasına alarak fındığın üretim sürecini kontrol etmek için adımlarını hızlandırmaktadır.

Başta fındık fiyatlarına yaptığı müdahale ile köylüleri üretimden koparmakta, emeğinin karşılığını alamayan köylüleri kendine tabi kılmaya çalışmaktadır. Bilinçli tarım ve verimi artırma adı altında oluşturmak istediği sözleşmeli tarım modeli ile üretim sürecini kontrol etmeye çalışarak köylüleri kendi topraklarında işçileştirmektedir.

Her yıl Temmuz ayına girdiğimizde yaklaşık 6-8 milyon insanı etkileyen fındık üretimi rekolte tartışmaları ile başlamaktadır. Rekolte tartışmaları açıklanacak fındık fiyatı üzerinde baskı kurmak ve algı oluşturmak için oynanan oyunun başlangıcını her yıl değiştirilmeden oluşturmaktadır. Rekolte tahminleri devlet kurumları ve patron birlikleri tarafından yüksek açıklanarak, “fındık bu sene çokmuş, fiyat düşük olur” algısını köylüler üzerinde oluşturmak için kullanılmaktadır. Aynı zamanda rekoltenin fındığın fiyatında belirleyici bir yeri bulunmaktadır.

 

Köylülerin değil tekellerin yüzü güldü!

Nitekim bu yıl da fındık fiyatı tartışmaları rekolte oyunları ile başladı. Rekolte oyunlarının yanına iktidarın fiyat üzerinden yaptığı algı oluşturma çabası eklendi. İktidarın her zaman söylediği “ezdirmeyeceğiz” söylemi devreye sokularak fındık fiyatının belirlenmesinde algı oluşturuldu. R.T.Erdoğan’ın fındık fiyatını açıklayacağı Ordu ziyaretinden fındık üreticileri ile buluşma adı altında görsel bir oyun oynandı. R.T.Erdoğan yanındaki fındık üreticisi olduğu iddia edilen kişiye “fındık fiyatının ne kadar olmasını istersin?” sorusu karşısında üretici olduğu iddia edilen kişi “en az 50 TL olsun, üzerini siz bilirsiniz” cevabını vermesi fiyat üzerinde oluşturulmak istenen algının en net örneğiydi. Keza üretici olduğu iddia edilen kişinin aslında AKP yöneticisi olduğu hemen ortaya çıktı.

Bu şovların akabinde fındık taban fiyatı R.T.Erdoğan tarafından açıklandı. 30 Temmuz Cumartesi günü Ordu’da toplu açılış törenine katılan R.T.Erdoğan, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) 2022 yılı fındık alım fiyatını, Levant ve Giresun kalite fındığın kg başına 54 TL olarak açıkladı.  Bu fiyatın içinde alan bazlı destek ödemeleriyle mazot ve gübre desteği de bulunuyor. Yani desteklerin toplamını da kg başına 3-4 TL olduğundan fındığın gerçek fiyatının açıklanandan daha düşük olduğu ortaya çıkmaktadır.

Nitekim R.T.Erdoğan’ın fındık taban fiyatını açıklamasının hemen ardından TMO kendi fiyat listesini açıkladı. TMO Giresun kalite için 53 TL, Levant kalite için 52 TL, Sivri kalite için ise 51 TL olarak açıkladı. Bu fiyatlar randımana göre değişecektir.

Araştırmalara göre, rekolte tahminlerini iklim koşulları ve fındığı vuran hastalıkların verim kaybına etkilerini dikkate alarak çıkan ortalama maliyeti 43-45 TL olarak söylenmektedir. 1 kg fındığın ortalama maliyetinin üzerine yaşanan enflasyon eklendiğinde açıklanan fiyatın bu rakamın yarısı olduğu anlaşılacaktır. Fındık üreticisi köylüler artan maliyetler karşısında yine ezilmeye mahkûm bırakılmışlardır.

Diğer bir yandan TMO’nun ne kadar fındık alacağı açıklanmadı. Geçtiğimiz yıllardaki gibi TMO yine düşük miktarda fındık alacak, köylünün satmak istediği fındığı randımanın düşük olması, yaş olması, temiz olmaması vb. gibi bahanelerle kapısından dahi içeri sokmayacak. Her yıl yaşanan bu durum fındık ile geçimini sağlayan milyonlarca köylüyü tüccarların insafına bırakacaktır. Zaten çoğu köylünün daha fındık sezonu başlamadan üretecekleri fındık tüccarlar tarafından borç adı altında ipotek altına alınmıştır.

Karadeniz’de tüccar/tefeci borcu para üzerinden vermemekte, üretilecek fındık üzerinden vermektedir. Şöyle ki; köylü borç para istediğinde geri ödemesini tüccar fındık üzerinden ister. Borç ödenecek dönemde köylü fındığını getirir, tüccar borca karşılık gelen fındığı kendi belirlediği fiyattan alır. Devletin sadece fındık fiyatını TMO üzerinden açıklaması, geri kalan piyasaya hiçbir şekilde müdahale etmemesi bu durumun yaygınlaşmasının önünü açmaktadır. Köylü zaten fındığını Erdoğan’ın açıkladığı fiyatın 6-8 lira altında vermekten kurtulamayacaktır.

Tüccara borcu olmayan köylülerden fındık alımını da TMO en aza indirmek için elinden geleni yapmaktadır. Binbir türlü bahane ile fındıklar TMO kapılarından geri gönderilmekte, köylü yine tüccarın insafına bırakılmaktadır. Köylüden almayıp geri gönderdiği fındıkları TMO, tüccarlardan hiçbir denetim yapmadan geri almaktadır.

Sonuç olarak açıklanan fındık fiyatı üreticiyi değil emperyalist tekelleri ve onun taşeronlarını sevindirmiştir. Fındıkta 20 yılda adım adım bu ortam hazırlanmıştır. Patronların, uluslararası tekellerin çıkarına sürdürülen tarım politikaları sonucunda köylü üretemez hale getirilmiştir. Var olan örgütsüzlükle birlikte fındık fiyatları her yıl tek taraflı olarak sermayenin çıkarlarına göre belirlenmektedir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu