Çabalarınız nafile; biz ezilenlerin ürünüyüz
Türk devletinin gerçekleri bastırmaya yönelik saldırılarından birisi olan özgür basına yönelik saldırılar gün geçtikçe artarak devam ediyor. Yıllardır bedel ödeyerek gerçeklerin savunucusu ve aydınlatıcısı olan devrimci ve yurtsever basın hemen her gün, her eylemde ve anda Türk devletinin baskı ve saldırıları ile karşı karşıya kalıyor.
Gerçekleri savunduğu ve örgütlediği için sokak ortasında infaz edilen, eylemlerde yayımlama hakkı engellenen ve darp edilen, kadın gazetecileri tacize uğrayan özgür basın, bugünlere kadar ödediği bedellerle özgür geleceği yaratmanın mücadelesini veriyor ve vermeye devam edecek.
11 Nisan günü sabah 5 sıralarında Terörle Mücadele Polisleri tarafından gazetemiz çalışanlarının kalmış olduğu ev basıldı. Öncesi yanlış adres tespiti üzerine ilgili apartmanda terör estiren polisler, daha sonra apartman sakinlerinin refakat ile adresimize baskın gerçekleştirdi.
15 polisin atıldığı operasyonda polisler konuya ilişkin bir açıklama yapmazken Bakırköy 1. Sulh ve Ceza mahkemesi 2015/29873 ve 2015/2150 kararla evde arama yapacaklarını belirttiler. Konuya ilişkin bir açıklama yapılması gerektiği üzerine yaşanan tartışmada polisler “herhangi bir gözaltı durumunun olmadığını, evde toplanıldığı ve bunun üzerine konuya ilişkin operasyon yapıldığını” belirttiler.
Odaların dağıtıldığı aramada polislerin detaylı arama yapmaması ve toplamda aramanın 30 dakika sürmesi dikkat çekti. Aramalar sırasında her seferinde sözlü tacize maruz bırakılan çalışanlarımız sürekli olarak polisin direktifleri ile karşı karşıya kaldılar. “oturun, kalkın, şöyle geçin, kapıyı aç” gibi emirler savuran polisler, çalışanlarımızın avukatları ile iletişim kurmasını engellediler.
Detaysız ve dağıtarak korkutmak için yapılan aramada ayrıca GBT bilgileri alınmadan evde bulunan kişilerin “aramasını bulunmamaktadır” şeklinde tutanak tutuldu. Polislerin arama sırasında “hadi aramayı bitirin de gidelim” şeklinde aralarındaki konuşmaları dikkat çekti.
Gerçekleştirilen aramanın ardından polisler evi terk etti.
Özgür gelecek gazetesi olarak devletin bu saldırılarına yabancı değiliz. Nafile çabaların bir ürünü olarak gerçekleştirilen bu operasyonlar bizleri gerçeklerin devrimci şiarını haykırmamızı engelleyemez. Tarihten bu güne katliamlara, tutuklamalara bırakılan halk kitlelerinin mücadele seli nasıl durdurulamadıysa, Devrimci Demokrat Yurtsever basında durdurulamayacak ve susturulamayacak. Bizler halk kitlelerinin ve onun mücadelesinin bir ürünüyüz. Bizi yok etmek, durdurmak ve susturmak Kürt Türk ve çeşitli inanç ve milliyetlerden halk kitlelerini durdurmak susturmak ve yok etmek demektir. Bu ise nafiledir.
