Güncel

Gerekçeli karar skandalı: Israrla inkar etmek beraat gerekçesi oldu!

Polisin attığı gaz kapsülleri sonucu Enes Ata (8) ile Mahsum Mızrak’ın (14) yaşamlarını yitirmeleriyle ilgili davada 3 polis hakkında beraat kararı veren mahkeme gerekçeli kararında, “sanıkların tutarlı ve ısrarlı bir biçimde haklarındaki suçlamaları inkar etmelerini” esas aldı.

H. Merkezi: Diyarbakır’da 28 Mart 2006 tarihinde çıkan olaylara dönük müdahale sırasında atılan gaz kapsülleri ile vurulan Enes Ata (8) ile Mahsum Mızrak’ın (14) ölümleriyle ilgili “Olası kast sonucu ölüme neden olmak” suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılandıkları davada, özel harekat polisleri H.A., N.Ö. ve B.Ö hakkında beraat kararları verildi. Davanın 26 Nisan’da görülen karar duruşmasında sanıkları beraat ettiren Diyarbakır 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, gerekçeli kararını açıkladı.

Kararın gerekçesinde Muş’un Şenyayla kırsalında 24 Mart 2006’da çıkan çatışmada yaşamını yitiren 14 PKK’liden bazılarının cenazesinin defnedilmek üzere getirildikleri Diyarbakır’da, 28 Mart’ta çıkan ve 1 Nisan günü gece yarısında kadar devam eden olaylarda 11 göstericinin yaşamını yitirdiği belirtildi.

“Polislerin kullandığı gaz fişeği sonucu öldüler”

Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü Özel Hareket Şube Müdürlüğü’nde görevli olan  H.A., N.Ö. ve B.Ö. isimli polislerin de kentte çıkan toplumsal olayları bastırmak için görevlendirildiklerine yer veren Mahkeme, “Olayların bastırılması için çevre illerden takviye birliklerin gönderildiği; olaylar esnasında maktul Enes’in dışarıda bulunduğu esnada güvenlik güçlerinin kullandığı gaz fişeğinin karnına isabet etmesi sonucu; maktul Mahsum’un da polislerin attığı gaz fişeğinin kafasına isabet etmesi sonucu yaşamını yitirdiği anlaşılmıştır” diye belirtti.

Mahsum Mızrak’ın cenazesi üzerinde yapılan otopside, ölüm sebebinin ateşli silah mermisi (gaz fişeği) yaralanmasına bağlı beyin harabiyeti ve kanaması sonucu olduğu kaydedildi.

Enes Ata’nın cenazesi üzerinde yapılan otopside ise, mide içerisinde 12 kalibre gaz fişeğinin çıkarıldığı, ölümün gaz fişeği nedeniyle iç organlarda yaşanan kanama şoku sonucu geldiğinin anlaşıldığı ifade edildi.

Gaz fişeklerinden biri kaybedildi, diğer değiştirildi

Kararın devamında Mızrak’ın kafatasından çıkarılan gaz fişeği ile ilgili Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün hazırladığı raporda, fişeğin 40×75 mm çap ve tipinde göz yaşartıcı CS maddesi ihtiva eden mühimmata ait bir çekirdek olduğunun anlaşıldığı kaydedildi. Aynı laboratuarın 2007 yılında hazırladığı başka bir raporda ise, Mızrak’ın vücudundan çıkan çekirdek incelenmesi durumunda bu çekirdeğin hangi silahtan atıldığının tespitinin mümkün olduğuna dair rapor verdiği belirtildi.

Yine Van Jandarma Kriminal Laboratuarı’nın gaz fişekleriyle ilgili hazırladığı raporda, suç konusu deliller olan gaz fişeklerinin incelemeye elverişli karakteristik izlerin mikroskopta yapılacak karşılaştırma neticesinde, Ata ve Mızrak’ın ölümüne neden gaz fişeği mühimmatının hangi şüphelinin silahından atılıp, atılmadığının tespitinin yapılabileceğine ilişkin raporuna yer verildi.

“Zamanaşımı” gerekçesiyle soruşturma kapatıldı

Mahkemenin gerekçeli kararında Ata ve Mızrak’ın ölümüne neden olan gaz fişeklerinin teslim edildiği Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Adli Emaneti’nde kaybolmasına ilişkin ise şunlar belirtildi:

Söz konusu gaz fişeklerinin atıldığı silahların tespit edilebilmesi ve incelenmesi için adli emanetten mahkememizce istenilmesi üzerine; maktul Enes’ten çıkarılan gaz fişeğinin adli emanette olmadığı, maktul Mahsun’un vücudundan çıkartılan gaz fişeğinin ise, maktulün vücudundan çıkartılan gaz fişeği olmadığının yapılan inceleme sonucu anlaşıldığı. Gaz fişeklerinin kaybolmasında sorumluluğu bulunan ilgililer hakkında mahkememizce suç duyurusunda bulunulduğu, maktul Enes’in vücudundan çıkartılan gaz fişeğinin olmaması nedeniyle Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/40737 soruşturma numaralı dosyasında soruşturmanın devam ettiği; maktul Mahsun’un kafasından çıkarılan gaz fişeğinin farklı olması sebebiyle Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/35499 soruşturma numaralı dosyasında yürütülen soruşturma ile ilgili 09/02/2017 tarihinde zamanaşımı süresi dolduğundan bahisle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.”

Mahkeme delilleri “soyut” buldu

 

Devamında ise Ata ve Mızrak’ın ölümüne neden olan gaz fişeklerinin M 16 A2 marka ve benzeri uzun namlulu silaha monteli bulunan 40 mm LAUNCHER bomba atar aparatı ile birlikte kullanıldığı, olaylara müdahale için çevre illerden gelen güvenlik güçlerince söz konusu aparatların kullanılmadığının tespit edilmesinden bahisle sanık özel hareket polisleri hakkında “olası kastla çocuğu öldürme” suçundan kamu davası açıldığı kaydedildi.

Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda sanıkların atılı suçu işlediklerine dair inkara yönelik savunmalarının aksini ispatlayacak yeterlilikte, “soyut” iddia dışında, cezalandırılmalarına yeterli, her türlü şüpheden arındırılmış, kesin, somut ve inandırıcı delil elde edilemediğini ileri sürdü.

Tutarlı ve ısrarlı bir biçimde inkar” beraat gerekçesi oldu!

Bu doğrultuda verilen beraat kararlarının gerekçesi ise şöyle açıklandı: “Söz konusu gaz fişeklerin bulunamaması, adli emanetten kaybolması sebebiyle, suç konusu delillerin atıldığı silah ya da silahların tespit edilememesi, sanıkların tüm aşamalarda tutarlı ve ısrarlı bir biçimde suçlamaları inkar etmeleri, ölümlere neden olan kapsüllerin sanıkların silahlarından ateşlendiğine dair tanık beyanı, kamera görüntüsü, uzmanlık raporu gibi somut, maddi deliller elde edilememesi mevcut delillerden sanıkların beyanına itibar edilmiştir. Mevcut şüphe sanıklar lehine değerlendirilerek, müsnet suçun sanıklar tarafından işlendiği sabit olmadığından müsnet suçtan ayrı ayrı beraatine karar vermek gerekmiştir.”

Av. Zeytun: Cezasızlık meşrulaştırıldı

Davayı Mızrak ailesi adına takip eden İHD Diyarbakır Şube Başkanı Av. Abdullah Zeytun, mahkemenin açıklanan gerekçeli kararını değerlendirdi.

Zeytun, soruşturmayı yürüten savcılığın olayın en başından beri delilerin toplanmasını ve muhafaza altına alınması konusunda kasıtlı bir şekilde davranarak failleri koruduğunu söyledi. Zeytun, “Davanın esasına etki edecek delillerin kaybedilmesi, değiştirilmesi ile ilgili çok açık şekilde müdahalenin olduğu görülmesine rağmen failler korundu. AİHM, davaya ilişkin verdiği ihlal kararında da açıkça soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmediği işaret etti. Buna rağmen kovuşturma (yargılama) aşamasında taleplerimiz ret edilmekle birlikte sürüncemeye bırakılan dosyada fail polisler beraat edildi. Beraat kararının gerekçesine bakıldığında somut ve net delillere rağmen gerekçe sunma ihtiyacı duyulmadığı, iki cümle şeklinde gerekçe yazıldığı ve somut delillere rağmen iddiaların ‘soyut’ nitelikte olduğu belirtilmiştir. Bu kararla cezasızlığın meşrulaştırılmaya çalışıldığını görüyoruz” diyerek mahkemenin kararını dayandırdığı gerekçelere tepki gösterdi.

Av. Zeytun, verilen karara ilişkin Antep Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurarak itirazda bulundu.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu