Güncel

GÜNCEL | Dersim Seçimlerinden Notlar…

"Partizan’ın dahil olduğu ittifakın, özellikle ilçeler bazında coşkulu ve dinamik bir atmosfer yakaladığını söylemek gerekmektedir."

31 Mart seçimlerine kısa bir süre kala egemenlerin sözcülerinin her zamankinden daha fazla vaatte bulunduğu bir süreci yaşıyoruz. Bir yanda devam eden savaşlar ve Rojava’ya dönük saldırıların boyutunun artması tehdidi diğer yanda ekonomik krizin her geçen gün biraz daha derinleşmesi ile halkın büyük bir yoksulluk cenderesi içinde debelenmesi bu seçim sürecini farklı şekillerde etkilemektedir.

Özellikle AKP-MHP ve burjuva muhalefetin sözcülerinin İstanbul başta olmak üzere, İzmir ve Ankara gibi büyükşehirlerdeki vaatleri adeta seriye bağlamış gibi sıralanıyor. Her seçim öncesi o kadar çok vaatte bulunuyor ki iktidarı da muhalefeti de, geçtiğimiz günlerde CHP’nin İBB başkan adayı Ekrem İmamoğlu bir programda vaatlerinin bir kısmını hatırlamadı. Yani sayfalar dolusu vaat sıralanıyor ama bir sonraki seçimlerde bunlar hatırlanamıyor bile.

Diğer taraftan Kürdistan için ise başka bir müdahale ile farklı bir güç sahaya sürülmüş durumda. Kürdistan’da Hüda-Par’ın seçimleri kazanmak için değil çok daha uzun vadeli hesaplarla sahaya sürüldüğü genel seçimlerden bu yana bilinmektedir.

Bu seçimlere Dersim’de ise başka bir atmosfer içinde gidildiğini söylemek mümkün. Dört yıllık bu süreçte özellikle Dersim’in ilçelerini CHP’nin almasıyla, burjuva muhalefetin de iktidarı aratmayan rant ve talancı zihniyeti ile ilçe-kent merkezlerinde, tarım arazileri satılmış, birçok patrona/şirkete peşkeş çekilmiş durumda.

Mevcut ittifak güçleri, ilçe belediyelerini geri alsa yaratılan borç yığınından kurtulmak için uzun bir süreler gerekecektir. Coğrafya bir taraftan siyanürle altın arama, mermer ocakları vb. ile delik deşik edilmiş durumdadır. Seçimler Dersim özelinde de uzun bir değerlendirme ve analiz hak edecek yerdedir ancak biz şimdilik seçimin öngününde seçim atmosferi hakkında çeşitli değinilerle yetineceğiz.

“Devrimci, muhalif güçler açısından seçimleri devrim mücadelesinin bir aracı haline getirme süreci nasıl ilerlemektedir” diye sorulacak soruya kısaca olsa bir yanıt vermek gerekiyor. Her seçim sürecinde olduğu gibi bu seçimlere de her bölge özgün koşullarında, farklı dinamikler içindedir. Kürdistan’ın önemli şehirlerinden biri olan Dersim’de bilindiği üzere seçime bir ittifak şeklinde giriliyor.

Ciddi polemik ve tartışmalara sahne olan Dersim’de Kürt hareketi ile devrimci, ilerici kimi örgütlerin ittifakı şeklinde seçime girilmesi tüm sancılara rağmen önemlidir. Kürt hareketi ile Kaypakkaya geleneğinden farklı güçler ve EMEP, EÖC gibi kimi ilerici güçlerle bu ittifak zor da olsa kurulmuştur. Halkın başından bu yana (Partizan kitlesinin de talebi olan) “birleşip gelin” talebi karşılanmıştır ki, aksi durumda Dersim merkezde, ilçelerin de AKP tarafından kazanılması veya CHP’nin kazanması durumu açığa çıkardı.

Bu talep; halkın, devrimci, ilerici güçlerin önünde duran, öngörülü bir taleptir ki insansızlaştırılan, yozlaştırılmaya çalışılan, düzen güçlerinin cirit attığı, korucuların kol gezdiği Dersim için zorunluluk olarak açığa çıkmıştır. Tarafların uzun tartışma süreci ve buna bağlı olarak çalışmaların geç başlamış olması kimi dezavantajları beraberinde getirmiş, özellikle AKP’nin ilçelerde gerek oy taşıması gerek halkın manipüle edilmesi olsun açısından çalışmalarında yol almasına neden olmuştur. Buna rağmen kurulan ittifakın, rüzgarı kendine doğru çevirdiğini söylemek gerekiyor.

Partizan’ın dahil olduğu ittifakın, özellikle ilçeler bazında coşkulu ve dinamik bir atmosfer yakaladığını söylemek gerekmektedir. Seçime sayılı günler kala halk buluşmaları, seçim bürolarının açılışı ve sokak sokak, ev ev ziyaretlerle devam eden çalışma, sona yaklaşmış durumda.

Pertek özelinde konuşacak olursak; Kaypakkaya çizgisinin elli yıldan fazladır yarattığı değerlerin hala oldukça diri olduğunu ve kitleye dokunur dokunmaz karşılık bulduğunu söylemeliyiz.

Kurulan ittifakta Partizan’ın yer alması başta kitlemiz tarafından ama genelde “Partizan varsa biz de varız, oyumuzu veririz, geçmişte yapılan hataların tamiri o zaman mümkün olur” vb. söylemler dile getirilmektedir. Partizan, bu anlamda seçim çalışmalarına dahil olmaktadır. Ayrıca hemen her ev ziyaretinde bulunması istenmektedir çünkü etki gücü mevcut örgütlü gücünden çok daha fazla bir alanı kaplamaktadır.

Sizin yüzü suyu hürmetine bu seçim kazanılacak” sözlerinde kendini bulan sözlerle bu etki ortaya çıkmaktadır. Elbette ki seçim vesilesiyle atılan bu adım halka dokunmanın, eksiklerimizi gidermenin, yeniden bağ kurmanın veya var olan bağın daha da güçlendirilmesinin sadece ilk adımdır. İkinci adım seçim sonrası kentin üretim ve kadın sorunu bağlamında, bir biçimde halk ile birlikte politika geliştirilmesi olarak ifade edilebilir. Bu kısa seçim dönemi bile oldukça heyecanlı bir hava yaratmış durumdadır. Süreç mütevazi ancak küçük adımlarla örgütlenme ve halkımızla derin bağlar kurmak şeklinde ele alınmalıdır.

Örneğin Pertek’te kalabalık gruplar halinde sahaya çıkabilen ittifak güçleri, sabahın erken saatlerinde başlayıp bazen gece yarısına kadar evlerde çalışmalar sürdürüyor. Seçim bürosu ise sürekli kitlenin ziyaret ettiği, türküler, marşlar eşliğinde süren sohbetlerin mekanı olmuş durumdadır. İttifak güçleri tarafından yapılan 8 Mart etkinliği tüm eksikliklerine rağmen bahsettiğimiz coşkunun bir yansıması olmuştur. Yüzlerce kadının katılımı ve özellikle genç kadınların yoğun ilgisi ise Pertek’in bundan sonrası için kadın sorunu açısından potansiyelini de göstermektedir.

İttifak güçlerinin meseleye yaklaşımı farklılık gösteriyor olsa da, seçim sonrası kadın sorunu bağlamında bir örgütlenme ve bu soruna dair özel bir yönelim ihtiyacı açısından önemli bir işaret vermektedir. Diğer taraftan ilçenin bir tarım bölgesi olma vasfının giderek kaybolması ve işsizliğin kentin terk edilmesine neden olmaktadır.

Seçim öncesi çalışmaların devamı olarak yakına ama ileriye atılacak küçük ve sağlam adımlarla gerçek anlamda bir örgütlenme mümkündür.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu