Güncel

GÜNCEL | Wuhan koronavirüsü üzerine

"Bilim insanları salgının geleceğine yönelik ise diğer salgınlar aksine çok ağır seyretmeyeceği kanaatinde. Yani sayısı yüz binleri aşan toplu ölümler yaşanmadan aşılama ve tedavi yöntemlerinin geliştirileceği konusunda bir fikir birliği var"

Dünya gündemine SARS, Ebola, ve İspanyol Gribi, Kuş Gribi gibi hızlı bir giriş yapan yeni bir hastalık girdi: Wuhan Koronavirüsü.

İlk olarak Çin’in Hubei eyaletinin Wuhan kentinde görülen ve üst solunum yolu enfeksiyonuna yol açan bu virüs, son bir aydır pek çok kişinin hayatını pratik olarak etkiledi, dünyanın birçok noktasındaki birçok insan bu virüse yakalanmamak için çeşitli önlemler alıyor.

Virüsün adı ilk olarak 31 Aralık 2019 günü duyuldu. Sosyal medyada çok sayıda insanın ‘aniden öldüğü’ birkaç video, gören her insanı fazlasıyla tedirgin etti.

Geçen bir aylık sürede ise neredeyse tüm kıtalara yayılan bir salgın haline geldi. Koronavirüsü nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı 3 Şubat tarihinde 361’e yükseldi.

Bu rakam SARS virüsüyle yaşamını yitirenlerin sayısını daha fazla. Ayrıca yaklaşık 100 bin insanın da hastalık taşıyıcısı olduğu düşünülüyor.

Türkiye’de ise Wuhan Koronavirüsü’ne bağlı hastalığın İstanbul’da görüldüğü haberleri yayılmaya başladı. Bu haberin duyulmaya başlamasıyla birlikte içerisinde çok sayıda ‘kirli bilgi’ barındıran haberler geldi.

Wuhan Koronavirüsü Türkiye’de medya eliyle işin içinden çıkılmaz bir hale geldi. Konu ile ilgili yapılan haberler, açıklamalar vs. genellikle bilimsellikten uzak ve ne hastalığa yol açan virüsün kendisine ne de hastalığa dair bilgiler içermeyi beceremedi.

Peki nedir bu virüs?

Aslında hastalığa yol açan virüsün adı ‘Korona virüsü’ değil, öncelikle bunu bilmek gerekiyor. ‘Koronavirüs’ virüs tiplerinden birisidir. Bu tip virüs, bin yıllardır insanı enfekte eden ve grip (influenza) benzeri üst solunum yollarını etkileyen hastalıklara yol açan bir tip.

Bilim insanları ise Çin’de 300’den fazla kişinin ölümüne yol açan bu virüsü, çıkış noktasını dikkate alarak ‘Wuhan Koronavirüsü’(takma ismiyle 2019-nCoV) olarak adlandırdı. Normal şartlarda hayvanlarda enfekte olan bu virüsün insanı bu kadar etkilemesinin nedenleri ise incelenmesi gereken ilk sorunların başında geliyor.

Wuhan Koronavirüsü 2003 yılında bir salgın haline gelen ve SARS olarak adlandırılan virüse aşırı derecede benzeyen bir virüs. Aralarında yaklaşık %80’lik benzerlikler bulunuyor.

Virüs ilk olarak Wuhan’da görüldü ve hızlıca bir salgına yol açtı. İnsana ilk olarak yarasa veya yılandan geçtiği düşünülüyor. Üst tarafta bahsettiğimiz ‘insanda enfekte olma’ durumu ise virüsün mutasyon geçirmiş olmasıyla alakalı (normal şartlarda bir virüsün mutasyon geçirme olasılığı 10.000’de 1’dir). Ve bu mutasyonla hayvandan insana geçmeyen bu virüs, insanı da hasta edebilecek bir duruma evrilmiş oldu.

Virüsün etkileri ise insan vücudunda soğuk algınlığı belirtileri gösteriyor ancak ağır bir zatürreye yol açarak akciğer yetmezliğine sebep oluyor. Virüsün bulaştığı insanda ölüme sebep olma olasılığı ise yüzde 3 civarında (SARS’ta bu oran %15-20 civarındaydı). Ölümlerin yaşanma sebebi de akciğer yetmezliğine bağlı semptomlardan oluşuyor.

Virüsle ilgili en çok korkulan konu ise aşırı derecede bulaşıcı olması; çünkü Ebola gibi virüslerin aksine solunum yoluyla, insandan insana bulaşıyor. Üstelik virüs, henüz “kuluçka” evresindeyken, yani bulaştığı kişilerde semptomlar belirmeden önce diğer insanlara da bulaşabildiğinden endişe ediliyor.

Bilim insanları salgının geleceğine yönelik ise diğer salgınlar aksine çok ağır seyretmeyeceği kanaatinde. Yani sayısı yüz binleri aşan toplu ölümler yaşanmadan aşılama ve tedavi yöntemlerinin geliştirileceği konusunda bir fikir birliği var. Yine salgının başından itibaren geliştirilen komplo teorilerinin aksine ilaç şirketlerinin bu hastalığı kendilerinin oluşturduğuna dair de bilimsel bir veri bulunmuyor. Ki zaten sağlık söz konusu olduğunda bakacağımız yer sosyal medya değil bilim insanları olması gerek.

Korunma yöntemleri

Solunumla bulaşabildiği için virüsün her yerde görülme olasılığı bulunuyor. Bu yüzden virüsten korunmak önemli bir konu haline geliyor. Yaygın bilinenin aksine maske takmak sizi virüsten korumaz, çünkü yanlardan hava geçirir. Virüsten korunmanın ilk şartı ise; el yıkamak. Bu ilk ve en etkili yöntemlerden birisi olarak karşımıza çıkıyor. İkinci olarak ise virüs üst solunum yolunu etkilediği için, üst solunum yolunu temizlemek. Bunun için de ağız ve burnu tuzlu su ile gargara yapmak önemli bir korunma yöntemi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu