GüncelManşet

HDK Eş Sözcüsü Gülistan; “Adalet yürüyüşü gerçek adalet isteyenlerin yürüyüşüne dönüşmeli!”

“Adalet Yürüyüşü’nün” 14. gününde HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit ile bir araya gelerek “Adalet Yürüyüşü” üzerine bir söyleşi yaptık. HDK ve kimi bileşenleri “Adalet Yürüyüşü” destekleme açıklaması yapmıştı. Ancak yürüyüş için CHP’li milletvekili ve yöneticilerden sık sık “Adalet” dışında başka bir pankart ve renk olmayacağını, “aykırı” hiçbir söz ve şekle izin vermeyeceklerini söylerken, söyleşiyi yaptıktan sonraki günlerde AKP, bakanlarından, yandaş medyasının çeşitli tehditler ve saldırılar geliyor. Biz de Koçyiğit’le herkesin çok yoğun bir adalet talebinin olduğu bu dönemde bu yürüyüşün neyi, ne kadar kapsadığını konuştuk.

 “Adalet Yürüyüşü”nün 14. gününe gelindi. CHP’li yönetici ve vekillerden yürüyüşün içeriğine dair “Tek bir slogan, pankartla” eyleme katılabilineceğini veya “aykırı” hiçbir duruma, slogana vs izin verilmeyeceğini ifade eden söylemler var. Bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

HDK’nın daha önce yaptığı açıklamanın söylediği noktadayız. Yürüyüşü, geç kalınmış olsa da anlamlı ve değerli bulunuyoruz. Değer ve anlamı şuradan buluyoruz; Sonuçta CHP, bu devletin kurucu ve ana muhalefet partisi olarak tüm muhalefet odaklarının tükendiğini, meclisin işlemediğini ve AKP’nin tüm topluma bir darbe yaptığını geç de olsa gördü. Buna karşı da bir sokak yürüyüşü açığa çıkardı. Bu mevcut eylem şu an öznelerden yoksun olarak ilerleyen bir eylem, kimdir adaletin özneleri, en fazla mağduriyet yaşayan kesimlerdir. 2 Temmuz arifesindeyiz, bir kesim Aleviler, bir kesim Kürtler, bir kesim kadınlar, emekçiler, KHK mağdurları, taşeron işçileri yani bir şekilde sistemin değirmeninde öğütülmeye çalışılan kesimler. Bunların aslında yürüyüşe yansımadığını görüyoruz yani soyut bir adalet arayışı var, sanki gökte bir adalet var ve bu adaleti alıp yere indireceğiz gibi bir yerden ilerliyor. Biz buradan aslında çıkması gerektiğini düşünüyoruz.

 Adalet isteyen milyonlar var ancak yürüyüşe yansımıyor, sizce neden?

Bu biraz CHP’nin isteği ile kendisini sınırlaması ile ilgili bir şey. Yani aslında burayı sınırlı bir yürüyüş olarak düzenlemişler. Hiçbir şeyin olmadığı, belirli sloganların atıldığı, herkesin tabelasız, pankartsız yürüdüğü bir şeye dönüşmüş durumda. Biz bunun önemli olduğunu düşünüyoruz: evet partiler üstü bir yürüyüş olması gerekir bu doğru, biz bunu ilk gün de söyledik. CHP ve Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünden çıkıp bir bütün aslında muhalefet güçlerinin, toplumun sol, sosyalist, demokrasi güçlerinin yürüyüşüne dönüşmesi gerekir. Ancak mevcut tabloda hala öyle bir yürüyüşe tanıklık edemedik. Bu özneler oraya geldiklerinde kendi sözlerini söylemediklerinde, kendi adalet taleplerini kendi dilleriyle kurumadıklarında bu gerçek anlamda bir adalet yürüyüşüne dönüşemez. Yani bir Alevi kendi adalet talebini Alevice dile getirebilmeli, CHP’nin Alevileri gördüğü şekilde değil. Mevcut durumun bunu çok aşmaya müsait olmadığını görüyoruz. Bunun aşılması gerekir. Özneleriyle buluşan, partiler üstü, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu aşan bir yelpazeye dönerse bir yere tekabül eder. Henüz böyle bir şey söz konusu değil. Evet, ziyaretler var sol sosyalist kesimlerden, bir önemseme var. Ancak bunlar bir yürüyüşe eşlik etme durumunda. Hepimizin yürüyüşüne dönüşen bir hatta evrilmedi.

HDP ve HDK’den bir açıklama geldi ancak henüz ciddi bir “sahiplenme” yok. Hem Kürt halkı hem adalet talebi olan birçok kesim açısından böyle. Burada bir soru işareti var yürüyüşe dair. Bu soru işaretleri ile birlikte HDP katılım sağladığında nasıl bir tablo ortaya çıkar diye düşünüyorsunuz?

page 34erdogan adalet yuruyusune dair arastirma yaptiriyor tum telefon gorusmeleri izleniyor34 039783591Mevcut durumun açıkçası Kürtleri çok kapsamadığını görmek gerekiyor. Yani CHP’nin genel politik tarzı da genel yaptığı açıklamalar da böyle. Herkesi kapsadığını ifade etmesine rağmen, bunu pratikte gösterebilmiş değiller. Çok uzun süre HDP ile yan yana görünmekten imtina eden CHP’nin HDP vekillerinin dokunulmazlıklarındaki tavrı ortada. Yani Kürt halkının CHP’ye yönelik belli kırılganlıkları var, bunu görmemiz gerekiyor. Bütün bunları unutup süreci başlatmak için ciddi bir özeleştiri vermesi gerekiyor. Ama bunun ötesinde bu yürüyüşte samimi bir davetin, samimi bir katılım çağrısının yapılması gerekiyor. Bu yapılmadığı zaman – ki biz bu zamana kadar bunun yapıldığını düşünmüyoruz- yapılanın biraz daha kendi gündemlerini işletmeye dönük olduğunu görmek gerekiyor. Sonuçta Kürt halkı son iki yıldır korkunç bir savaş süreci yaşamış, korkunç katliamlara tanıklık etmiş. Bu süreçte pozisyon almamış, söz söylememiş, bir yaraya merhem olmamış bir CHP gerçekliğiyle karşı karşıyayız. Gerçekten bir mesafe kat edilmek isteniyorsa bütün bunlara dönük bir sözün kurulması gerekiyor. Yoksa Kürtler bu yürüyüşe karşı değil, aksine benimsiyor ve gerçek anlamda bir kurtuluşun Kürdistan’la Türkiye cephesinin beraber mücadele etmesinden geçtiğini çok iyi görüyorlar. Ancak buraya aklını yatırmayan, bir şekilde görmek istemeyen bir CHP gerçekliği var. Onun için Kürtlerin dahiliyetleri tabiî ki HDP üzerinden daha simgesel ve sembolik olacak diye düşünüyorum. Ve kitlesel bir katılım olacağını düşünmüyorum.

Peki, birçok kesimin adalet talebi var ve birçok kurum destek açıklaması yaptı. Bir CHP gerçekliğinden bahsettiniz, bu tablo içinde herkesin kendi talebini haykıracağı bir hale dönüştürülebilir mi bu yürüyüş… Bunun gerçekliği var mı?  Açıkçası sürecin çok fazla kontrollü yürüdüğünü görmemiz gerekiyor. İki yönlü bir kontrol var; bir CHP tarafından kontrol ediliyor, ikincisi devlet tarafından. Bu nedenle sol, sosyalist güçlerin buraya dahiliyeti, kitlesel güç taşıması ve oradan başka bir sinerji çıkarmasının açıkçası çok koşulları görünmüyor. Ama demokrasi güçleri açısından sokağın bu kadar aktif kullanılması, ana muhalefet partisi tarafından bile zorunlu olarak sokağın kullanıldığı bir süreçte sol sosyalist güçlerin sokağı daha etkin kullanması ancak bu yürüyüşün içeriğini değiştirebilir. İlla ki bu yürüyüş değil bu yürüyüşle birlikte başka yürüyüşlerin, başka parkların tutulması gerektiğini düşünüyoruz. Bir yürüyüş değil birden fazla yürüyüş, bir park değil birden fazla park demiştik. Ancak yeni odaklar yaratabilirsek ve o odaklarda adaletin gerçek özneleri sözünü kurabilirse, bu ülkenin sol sosyalistler, ezelden beri sokakta olan temel güçler sokağı kullanırsa, sokakta kendi talepleriyle var olurlarsa o zaman bu yürüyüşün rotası ülke demokrasisi açısından bir başka kapı aralayabilir. Bu yürüyüş desteklenmelidir, önemlidir, ancak içeriğine müdahale ettirilmediğini görmemiz gerekir. Bu yürüyüş için ne kadar herkesin yürüyüşü dense de sloganları, içeriği, yapısı, organizasyonu ve katılımıyla bir CHP yürüyüşüdür. Bunun dışına baktığımızda diğerlerinin katılımı sembolik kalıyor, yani bir eşlik etme söz konusu. Bu durum, CHP’nin kontrol mekanizması ile ilgilidir, ki bu mekanizma yürüyüşün devrimci bir yapıya dönüştürülmesine izin vermiyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu