EmekGüncelKadın

İşçilerden 8 Mart eylemleri

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesi ile sağlık emekçileri, Genel-İş üyesi işçiler ve Ağaç AŞ'de, DHL Lojistik'te 8 Mart açıklamaları gerçekleştirild

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesi ile çeşitli işyerlerinde 8 Mart eylemleri gerçekleştirildi. sağlık emekçileri, Genel-İş üyesi işçiler ve Ağaç AŞ’de, DHL Lojistik’te çeşitli eylem ve etkinliklerle 8 Mart gündemleştirildi.

Ağaç AŞ’de karanfil dağıtıldı

Birleşik Tarım Orman İşçileri Sendikası (BTO-Sen) üye ve yöneticileri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Ağaç AŞ’de çalışan kadın işçilere karanfil dağıttı ve 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nü kutladı. Aynı zamanda 1857 yılında çalışma saatlerinin 8 saate indirilmesi için mücadele ettikleri ve yakılarak katledildiği ifade edildi.

Kadın işçiler 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nde çalışmak istemediklerini ücretsiz izin hakları olduğunu ifade etti.

DHL Lojistik’te 8 Mart

TÜMTİS’in örgütlü olduğu DHL Lojistik’in İstanbul ve Gebze depolarında 8 Mart kutlandı. İstanbul’da “Savaşı ve sömürüyü kadınlar durduracak. Yaşasın 8 Mart dünya emekçi kadınlar günü” pankartı ve Gebze’de “Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nüz kutlu olsun. Yaşasın 8 Mart” pankartları taşınarak kadın işçilere karanfil dağıtıldı.

Sağlık emekçilerinden 8 Mart

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesi’nde çalışan sağlık emekçisi kadınlar “İsyandan direnişe direnişten özgürlüğe! Yaşasın 8 Mart!” pankartı asarak 8 Mart’ı kutladı.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci kampüsünde Dev Sağlık-İş üyesi kadınlar dövizleri ile 8 Mart’ı kutladı.

Genel-İş üyesi kadın işçilerden İzmir’de eylem

Genel-İş İzmir Şubeleri, “Sömürüsüz, savaşsız, şiddetsiz, eşit, özgür bir yaşamı birlikte kazanacağız” diyerek 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde yürüyüş gerçekleştirdi.

Evrensel’de yer alan habere göre Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi Kırmızı Kedi kitapevi önünde toplanan işçi kadınlar, “Eşit, özgür, şiddetsiz bir yaşam bizimle mümkün” yazılı pankart ve “Yaşasın kadın dayanışması”, “Krizin yükü patronlara”, “Nafaka hakkı gasbedilemez”, “Savaşa hayır barış hemen şimdi”, “Her yer 8 Mart, her yer mücadele” sloganları eşliğinde Kıbrıs Şehitleri Caddesi Sevinç Pastanesi önüne kadar yürüdü.

Büyükşehir Belediyesi bandosunda çalışan kadın işçiler de müzikleriyle eşlik etti.

Zamların geri alınması, şiddetin, sömürünün ve savaşın son bulması gibi taleplerin ön plana çıkığı yürüyüşte basın açıklamasını Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Deniz Şahin Gümüştekin okudu. “Tüm dünyada olduğu gibi bugün burada biz işçi kadınlar olarak eşit nitelikteki işlerde eşit ücret, eşit yaşam hakkı, özgürlük ve insanca yaşam talebi ile sokaktayız” diyen Gümüştekin, Türkiye’nin dört bir yanında hakları için direnen emekçi kadınlara selam yolladı.

“Krizin faturasını kadınlar ödemeyecek”

Ekonomik krizin en çok kadınları etkilediğini söyleyen Gümüştekin şunları dedi:

“Artan zamlar, yükselen faturalar ve sefalet ücretleriyle karşı karşıya kalan kadınlar yaşamaya çalışıyor. Yine kriz derinleştikçe yoksulluk, işsizlik, güvencesizlik ve şiddetin boyutları artıyor. Biz kadınlar emeğimiz ve haklarımız için direnmekten, ‘krizin faturasını kadınlar ödemeyecek’ demekten vazgeçmiyoruz”

“Nafaka hakkımızın elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz”

İktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden sonra nafaka hakkına da göz diktiğini ifade eden Gümüştekin, “Kadınların mücadele ile kazanmış olduğu nafaka hakkının elinden alınmasına izin vermeyeceğiz” diye ekledi. Gümüştekin son olarak şunları vurguladı:

“2021 yılının ilk 9 ayında ise 113 kadın işçi iş cinayetleri nedeniyle hayatını kaybetti. Kadınlarda resmi işsiz sayısı 1,5 milyon, gerçek kadın işsizliği ise 3,5 milyonu buldu çünkü 13 milyon kadın; aile, ev işleri, çocuk ve yaşlı bakımı nedeni ile çalışma hayatına katılamıyor”

“ILO 190 sayılı yasa imzalansın”

Açıklamada şunlar ifade edildi:

“Biz işçi kadınlar olarak; dayanışma ve mücadelede direngen, taleplerimizde inatçı ve ısrarcıyız. Yok sayılmaya, baskılara, üretimden çekilip eve hapsetmek istediğiniz yasalara, ayrımcılığa ve emeğimizin sömürülmesine karşı bulunduğumuz her yerde bugün de susmuyor, vazgeçmiyor ve mücadelenin bitmediğini hatırlatıyoruz. Kapitalizmin sömürüsünü kabul etmiyor, şiddetine boyun eğmiyoruz”

Talepler ise şu şekilde sıralandı:

“-İşyerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobbingi önleyen İLO 190 sayılı yasa imzalansın.

-Kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi sunulan esnek-güvencesiz-kayıt dışı ve taşeron çalıştırmaya son verilsin.

-Bütçede, eğitim, sağlık, başta olmak üzere her türlü yasa ve uygulamada toplumsal cinsiyet eşitliği sağlansın.

-Yapılan zamlar geri alınsın.

-Eşit işe eşit ücret verilsin.

-Kadınların kaynaklara erişiminin desteklensin.

-Eşit istihdam ve eşit ücret koşulları sağlansın.

-Kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimlerine karşı tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılsın.

-Sendika ve örgütlenme hakkı engellenmesin.

-Kamu kurumları ve yerel yönetimler tarafından kreş, gündüz bakım evi, hasta ve yaşlı bakım evleri gibi merkezler açılarak bakım hizmetleri kamusal hale getirilsin.”

İzmir’de sağlık emekçilerinde eylem

Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde örgütlü Sağlık İş Sendikası, SES, Birlik Sağlık Sen, Eğitim-Sen ve Genel Sağlık-İş bir araya gelerek hastane bahçesinde 8 Mart için buluştu.
Evrensel’de yer alan habere göre Dokuz Eylül üniversitesi Hastanesinde sabahtan itibaren önce hastane güvenliği sonra Balçova emniyeti tarafından planlanan etkinlikler engellenmeye çalışıldı. Hastane bahçesinde yapılmak istenmeyen etkinlik için özel bir kafeye geçildi. Özel kafede gerçekleştirilecek etkinliği de engellemeye gelen polis ve güvenlik, çalışanları dışarıya çıkardı.
Sendika temsilcisi kadınlar ise “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü türkülerle söyleyip birbirimize gül vererek kutlayacaktık. Ama onlar bize bu açıklamayı yapmak zorunda bıraktı. Biz yıllar önce 129 insanımızın öldürülerek, yakılarak, işkence edilerek öldürülen kadınların başlattığı mücadelenin devamı olarak bugün buradayız. Sendikal baskılar bizi yıldıramayacak. Daha önce de defalarca kınamalar, sürgünler ve açığa almalar oldu. Yine yapabilirsiniz. Biz buradayız. Etkinliğimize devam edeceğiz” dedi.
Etkinliğe erbane eşliğinde türkülerle devam edilirken hiçbir sağlık emekçisi de alandan ayrılmadı.

İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi SES İşyeri Temsilciği, “Sağlık emekçisi kadınlar insanca çalışmak ve yaşamak için sesini yükseltiyor, mücadeleyi örgütlüyor” diyerek 8 Mart açıklaması yaptı. AMATEM binası önünde bir araya gelen sağlık emekçisi kadınlar sık sık, “Yaşasın 8 mart, yaşasın mücadelemiz”, “Savaşa hayır barış hemen şimdi”, “Eşit işe eşit ücret”, “İnsanca çalışmak insanca yaşamak istiyoruz” sloganları attı. Açıklamada kadınlar “Ekmek ve Gül” şiirini okudu.

Basın açıklamasını okuyan SES İşyeri Temsilcisi Ayşe Tabakoğlu, sağlık emekçisi kadınların yaşadığı sorunlara değinerek, “Tacizin, tecavüzün yaşandığı bir dönemde işe-vardiyaya gelmek sorununu unutmadık. Şort giyen hemşirenin otobüste darp edildiğini unutmadık. Gece işten çıkan sağlık emekçisinin parkta darp edildiğini unutmadık. Bunlar öyle korkutur ki biz kadınları, zorunlu olarak uzun mesaileri kabul ederiz. İdare yasal olarak zorda kalmasın diye ‘24 saat nöbet tutmayı kendim istiyorum’ diye imza veririz. Oysa 8 saat üstü çalışmak hem kadın sağlığı hem de hasta güvenliği açısından zararlı ve tehlikelidir” dedi. Sağlık emekçisi kadınların talepleri şöyle:

“• Çalışma saatleri 8 saatle sınırlanmalı, vardiya değişimlerinde güvenli ulaşım için ücretsiz servisler olmalıdır.
• Personel açığı giderilmeli, iş yükü azaltılmalı, angarya çalışma yasaklanmalıdır.
• Gebelik testi pozitif olur olmaz gece mesaisi yasaklanmalı; acil hizmeti, yoğun bakım hizmetinden sağlık emekçisi kadınlar geri çekilmelidir.
• Gece mesailer çift vardiya olarak hesaplanmalı, izin ve ücretlendirme bunun üzerinden yapılmalıdır.
• 5 yıla 1 yıl yıpranma payı hesaplanmalı erken emekliliğin önü açılmalıdır.
• Etkili bir meslek hastalığı yasası çıkarılmalı, Kovid-19 meslek hastalığı olarak kabul edilmelidir.
• Kadın çalışana şiddet uygulayanın mutlaka tutuklu yargılanması güvenceye alınmalı, etkili bir şiddet yasası çıkarılmalıdır.
• İşyeri şiddetini kapsayan ILO 190 sayılı sözleşme acilen imzalanmalıdır.
• İstanbul Sözleşmesi tekrar uygulamaya konmalıdır.”

Çiğli Eğitim Araştırma ve Gaziemir Devlet Hastanesi’nde sağlık emekçilerine 8 Mart bildirisi dağıtıldı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu