GüncelManşet

“Karşılarında örgütlü bir güç görmekten korkuyorlar”

Mersin: Mersin Entegre Sağlık Kampüsü’nün yapımında çalışan Dia İnşaat ve onun taşeronu Çağla Grup Elektrik’in çalıştırdığı 4 binden fazla işçi, 2 aydır ödenmeyen maaşları için iş durdurmuşlardı. Konuyla ilgili direnişin içinde bulunan ve şirketin iş sağlığı güvenliği kısmında çalışan Murat Gül ile röportaj gerçekleştirdik.

– İçerisinde bulunduğunuz direnişi başlatan sebep ne oldu?

– Direnişe geçmemizin temel sebebi öncelikle maddi konular. Ancak bununla sınırlı değil, çalışma koşulları da çok kötü. Mesela yemekhane sorunu var. Bundan bütün şantiye şikayetçi, ben yaklaşık 6 aydır çalışıyorum şantiyede ve bununla ilgili herhangi bir değişiklik yapılmadığını biliyoruz. Bununla ilgili yapılan görüşmeler sonrasında patronun verdiği sözler hep lafta kaldı. Onun haricinde çok ciddi bir şekilde yatakhane sorunu var. Özellikle tahta kurularından şikayet var. Temel sebep bu mu bilmiyorum ama çok fazla hastalanan var, vücudunda yara çıkanlar var. Bir de revire gidilmesi durumunda işçileri sürekli tehdit ediliyorlar; “Çok izin alıyorsun, işten çıkarmak zorunda kalacağız” gibi. Enformellerinden, mühendislerinden, patronlardan duyabiliyoruz bu sözleri.

– OHAL sürecinde olunması direnişi nasıl etkiledi?

– İlk haftaki eylemde sadece sivil polisler vardı ve polisler OHAL’i bahane ederek tutuklama haklarının bulunduğunu iddia edip sürekli bir korku salmaya çalışıyorlardı. Daha sonra ikinci hafta olan eylemde, iki otobüs çevik kuvvet ve bir o kadar da sivil polis vardı. Yine baskı ve tehdide dayalı bir politika izlediler. Basından gelen bir arkadaşı gözaltına almak istediklerinde işçiler korudu ve arkadaşı kurtardı. Bizim şantiyede sendikal faaliyet yok ama işçiler hak gasplarından dolayı kendi aralarında hep birlikte bir inisiyatif alıp örgütlü bir direniş ördüler. Bunu gören diğer şantiye işçilerinden de inisiyatif alarak işe çıkmayanlar vardı. Zaten örgütlü bir mücadele olduğunda sadece patronlar değil, devletin kendisi de korkuyor. Bunun nedeni herkes tarafından az çok biliniyor, karşılarında örgütlü bir güç görmekten korkuyorlar.

– Direniş sonucunda elde edilen kazanımlar oldu mu?

– Şantiyede çok fazla baskı vardı. Şirket Mersin alanında büyük bir küçülmeye gitti ve bu süreçte sigara içen işçilerin bile fotoğraflanarak fişlenmeleri istendi. İşten atacaklar ve bahaneleri şu olacak: “İşini yapmıyordu”. Zaten bu süreçte işçilere yapılan baskı bizim üzerimizden, yani İş Sağlığı Güvenliği kısmında çalışan işçiler üzerinden yapmaya çalıştılar. Bizi işçileri fişlemeye zorladılar, benim grubum karşı çıktı ve toplu istifa verdik. Geri adım atmak zorunda kaldılar, ama başka araçlarla baskılar devam ediyordu. Zaten bütün bu süreçler bir süre sonra direnişi doğurdu. Tabi daha önce bahsettiğim yemekhane ve yatakhane sorunları da var.

Zaten bu grevin direnişin temel sebebi, bayram ve okul açılma zamanlarındaki maaşların ödenmemiş olması ve insanların bundan dolayı çok fazla sıkıntı yaşamaları. Biz 60 gün maaş alamadık ve bu süreç de tam bayram ve okul açılma sürecine geldi. İki ayrı eylem örüldü; ikisinde de patronlar hemen müdahale edip ücretlerin ödeneceğine dair söz verdi. İlkinde bir hafta içinde ücretler yatırıldı, fakat kesinti yapılarak. Daha sonra ikinci grevden sonra Ekim ayı ücretleriyle birlikte yatırılacağı söylendi. Bakalım şu anda her şey verilen sözlerle ilerliyor net bir kazanım yok. Şunu söyleyen birçok insanla da karşılaştım: “Bir kazanım elde ettik ama keşke diğer temel sorunlarımız için de taleplerde bulunsaydık”. Zaten direniş durduktan sonra direnişte göz önünde olan işçilerin işyerinden çıkışları verildi ve eylemler bittikten sonra neredeyse her gün 50’şer kişilik gruplar istifalarını veriyor; bu da şirketin devam eden baskı politikalarından dolayı oluyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu