Makaleler

İŞ-KUR: (İŞ)çi (KUR)ban Etme Kurumu!

İşçi sınıfına ve emekçilere yönelik ağır sömürü koşulları her gün şiddetini daha fazla artırırken; hükümet de, çıkarttığı yasalar ve inşa ettiği kurumlar ile bu durumu daha da boyutlandırıyor. İşçi cinayetleri, Soma ve Ermenek’te olduğu gibi kitlesel katliamlara dönerken; çalışma yaşamı da “İş Güvenliği Yasası, Sendikalar Yasası, Asgari Ücret Belirlenimi” vb. hukuk elbisesi giymiş saldırılarla daha da zorlu hale getiriliyor.

Tüm bu tablo içerisinde ise TC egemenlerinin, ülkemizi (T)aşeron (C)enneti’ne döndürerek çalışma yaşamını günden güne daha güvencesiz ve esnek hale getirme saldırılarında işlevselleştirdiği kurumlardan bir tanesi de İŞ-KUR adıyla karşımıza çıkıyor.

İşçilerin “İşçi Kurban Etme Kurumu” diyerek esprilerine de konu olan bu kurum, kayıt dışı çalışmadan, taşeron sisteminin örgütlenmesine kadar birçok noktada egemenlere hizmet ediyor. İŞ-KUR özellikle, “Özel İstihdam Büroları” üzerinden işçi sınıfını açık köle pazarlarına koyuyor. İşçi güvenliğinden ve iş güvencesinden yoksun koşullarda bir sömürü mekanizması üretilmesinin giriş kapısı haline geliyor.

AKP yöneticilerinin işsizliğe çare olarak lanse ettiği, ancak ürettiği taşeron koşullarda çalışma hayatının daha fazla güvencesiz ve esnek hale getirilmesi dışında çok da işlev sağlamayan bu kurumun hali ise, TÜİK’in gerçek dışı verilerine inat işsizliğin aynası haline geliyor.

İŞ-KUR verileri sır perdesini aralıyor

Bilindiği gibi devletin, işsizlik rakamlarını TÜİK verilerine dayanarak açıklarken kullandığı hesaplama

yöntemi gerçekçi değildir. 3 ay iş aramayanların, ev içi çalışanların, kendi işi dışında çalışanların, yarı zamanlı çalışanların liste dışı tutulduğu hesaplama yönteminden doğan hesap “hataları, ” % 9’lu civarlarda sonuç yaratırken, buna karşın son açıklanan TÜİK verileri dahi ülkemizde artan bir işsizlik olduğu gerçekliğini gizleyememektedir.

DİSK-AR’ın yaptığı araştırmaya göre ülkemizde işsizlik rakamları % 17,1’dir. Yüksek Öğretim mezunlarında bu oran daha da artarken, bu kulvar son 4 yılın zirvesini görmüştür.

Bu artışın net şekilde okunduğu bir diğer veri alanı ise İŞ-KUR’a aittir. Ekim ayında İŞKUR’a başvuruda bulunanların sayısı yüzde 14,7 artışla 216 bin kişiye yükselirken; İŞKUR, başvuranların sadece 100 binine iş bulabildi. İŞKUR’a kayıtlı toplam işsiz sayısı ise 2 milyon 644 bin kişi ile son yılların rekorunu kırdı.

İŞKUR’un, kendi verilerinden yaptığı belirlemelerine göre 2013 yılı Ekim ayında toplam 188 bin 177 kişi İŞKUR’a başvuruda bulunurken, bu rakam bu yılın Ekim ayında yüzde 14,7 artarak 215 bin 842’ye ulaştı.

İŞKUR’a kayıtlı işgücü sayısı ise geçen yılın aynı ayına göre 445 bin 137 kişi artarak 4 milyon 738 bin 140 kişi, kayıtlı işsiz sayısı ise 135 bin 61 artarak, 2 milyon 644 235 kişi oldu.

Dolayısıyla İŞKUR’a başvuranların sayısı son bir yılda yüzde 14,7 arttı. 2014 Ekim’inde 215 bin 842 kişi İŞKUR’un faaliyetlerinden yararlanmak için başvuruda bulunurken; baş- vuranlardan 155 bin 934 kişinin işsiz, 59 bin 888 kişinin ise “çalışırken daha iyi bir iş arayanlar” grubunda yer aldığı tespit edilmiştir. Kuruma ay içerisinde başvuranların yüzde 39.62’si kadın işgücü olmuştur.

İŞKUR’a başvuran kayıtlı işsizler, eğitim durumlarına göre değerlendirildiğinde ise başvuranların yüzde 52.16’sının lise altı, yüzde 27.94’ünün lise ve dengi okul, yüzde 18.29’unun lise üstü eğitim mezunu, yüzde 1.61’inin ise okuryazar olmayanlardan oluştuğu görülmektedir.

Listesi uzatılabilen istatistikler bile tek başına, egemenlerin işçi sınıfı karşısındaki konumlanışlarına dair tonlarca veri sunmaktadır. Sınıfı örgütsüzlüğe iten, madenlerde ölüme terk eden, Torunlar Center’de olduğu gibi gökdelenlerin temeline gömen sömürü koşulları; devletin eliyle açıktan üretilmekte, iktidarlar kendi varoluşlarını bu temelde üretmektedir.

Asgari ücreti açlık sınırının altında reva görenler, 1000 odalı Ak-Saray’larında ve “emir telakki” yazdırdıkları istatistiklerle gerçekleri gizlemektedirler. Ancak yaşam nehri başka kanallardan akmakta ve sınıfın öf- kesi, patlamalarla da olsa isyanı yaşatmaktadır.  Bu gücün birleşmesi, grevlerin ve işgallerin yaşamı durdurması da sömürü düzeninin saraylarını yerle bir edecektir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu