GüncelManşet

Mevcut durumu değiştirmede gazetenin rolü

Bütün diğer araçlar gibi sosyalist basının da mücadele içerisindeki yeri ve rolü, koşullara ve ihtiyaca göre değişkenlik gösterir.

“Kolektif propagandacı, kolektif ajitatör ve kolektif örgütleyici” olarak gazeteyi tanımlayan Lenin, onu aynı zamanda “yapım halindeki bir binanın çevresine kurulan iskeleye” benzetir. Lenin’e göre bu iskele, “yapının dış kenarlarını belirtir ve yapıcıların birbirleriyle temasını, iş bölümünü ve örgütlü çalışmalarının meydana getirdiği ortak sonuçları görmelerini sağlar.” İskele asıl yapı için zorunlu değildir, geçicidir. Devrimci örgütler, iskele olmadan da kurulabilir. Fakat Lenin’e göre kendi bulundukları koşullar içinde iskeleyi kurmadan, gerekli olan yapıyı yükseltebilme olasılığı bile yoktur. (Lenin, Ne yapmalı?, s. 177-178, Sol Yayınları, 2016) Çünkü tuğlaları olduğu halde “ekip halinde çalışmak için eğitilmiş deneyimli duvarcılar” bulunmamakta, bu durum da duvarların yanlış örülmesine ve hatta kumdan yapılmışçasına düşman tarafından en ufak bir saldırıda paramparça edilebilmesine yol açmaktadır. (agy)

Bu benzetme, gazetenin devrimci mücadeledeki rolünü çok net bir şekilde ne abartarak ne de küçümseyerek olduğu gibi ortaya koymaktadır. Şöyle ki, bu benzetme ne devrimi yapmanın, kitleleri aydınlatma ve bilinçlendirme işi olarak görüp tüm devrimci faaliyeti gazete basımına, dağıtımına sıkıştıranlara ne de gazetenin taşıdığı önemi küçümseyenlere prim vermektedir. İnşa edilen yapı ile iskele birbirinden ayrıdırlar, hammaddeleri, görevleri farklıdır ve esas olan da yapıdır. Yapı yükselemedikten sonra en mükemmel iskelenin de bir anlamı yoktur. İskelenin de misyonunu oynaması, duvarcıların onu dikkate alması ve sunduğu olanaklardan sonuna kadar faydalanabilmesiyle ilgilidir.

Lenin’in koyduğu şekliyle “bu iskele” şu anda bizim için zorunlu mudur? Sorusuna cevabımız büyük bir netlikle “evet”tir! Bunun neden ve içeriğine aşağıda değineceğiz. Ama vurgulanması gereken yan, elbette ki günümüz koşullarının ezilenlerin bakış açısından yapılacak haberciliğe ihtiyacı vardır ancak bunun aracı bugün daha çok internet üzerinden yayın yapan habercilikle de giderilebilmektedir. Nitekim internet haberciliği ve sosyal medya, yazılı basının haber merkezli oluşunu geri plana atmaktadır. İnternet haberciliğini geliştirmek ve sosyal medyayı aktif olarak kullanmak, ajitasyon/propaganda faaliyetinde olmazsa olmazlar arasına girmiş durumdadır. Bu konuda eksiklikler tamamlanmalı ve nitelikli, hızlı bir seviyeye ulaşılmalıdır. Fakat internet haberciliği ve sosyal medyanın sunduğu tüm olanaklara rağmen yazılı basının yerini tutmaktan şimdilik uzak olduğunu söylemeliyiz. Politik mücadelenin bir parçası olan yazılı basın, kitlelerle ilişki kurmada, siyasal çizgimizi taşımada ve kadro ve militanları eğitmede halen yeri doldurulamaz bir durumdadır. Buna bağlı olarak gazetemizin andaki misyonu, görevi ne olmalıdır? Yazımızda buna odaklanmaya çalışacağız.

 

Esas olan binanın inşasıdır!

İnternet haberciliğinin artışı kadar devrimci durumda yaşanan gerileme ve dağınıklığın bir sonucunun da gazetelere duyulan ihtiyacın sorgulanması olduğunu görüyoruz. Hatta bazı devrimci çevrelerin bunları vurgulayarak ilk olarak yazılı basından vazgeçtiklerini görüyoruz. Devrimci hareketin mücadelenin ihtiyaçlarına cevap olabilmedeki yetersizlikleri ve düşmanın yoğun saldırıları sonucu ciddi bir dağınıklığın, yetmezliğin olduğu artık hiç kimse tarafından reddedilemez durumdadır. Önemli bir ideolojik-politik yetmezlik yaşanmakta Lenin’in deyimiyle “devrimci ruh halinin ‘çöktüğü’”, devrimci hareketin kendiliğindencilik önünde eğildiği, dağılma ve yalpalamaların yaşandığı bir dönem olarak tanımlayabiliriz. Komünist partisinin görevi de açıktır ki, mücadelenin niteliği ve ihtiyaçlarını kavrayarak ve gereklerini yerine getirerek bu döneme son vermektir.

İşte tam da bu nedenle, bizim bu dönemde bir kılavuz rolü gördüğü kadar yapının dış kenarlarını belirleyen, yapıcıların birbirleriyle temasını sağlayan, ortak sonuçları ortaya çıkaran bu iskeleye ihtiyacımız vardır ve bu iskele gereken şekilde kurulmazsa devrimci hareketin içinde bulunduğu durumdan çıkması zor olacaktır. Bu bilinçle gazeteyi ele almak zorunluluktur.

Şunu belirtmek gerekir ki, hareketin geri çekildiği, dağınıklık zamanlarında hem mevcut durumu aşmak hem de devrimci durumun yükseldiği dönemlere hazırlıklı olabilmek için bu dönemler daha sıkı, daha kararlı çalışmaların yapılması kadro ve militan eğitimine yoğunlaşılması, kitlelere siyasal bilincin daha yoğun taşınması gereken dönemlerdir. Mevcut durumdan hareketle önümüze bütün örgütlülüklerimizi yayma ve derinleştirme sorumluluğunu koymamız ve bunda gazeteye de önemli bir rol biçmemiz gereklidir.

Elbette ki objektif koşullar kadar subjektif koşullar da bu belirlemelerimizde önemli bir yer tutmaktadır. Komünist Parti, devrimci hareketin geri çekilme dönemine kendi içindeki bir krizle girmiştir. Bu ideolojik-politik ve örgütsel yanları olan ve ancak güçlü bir teorik berraklık ve politik atılımla üstesinden gelinebilecek bir krizdir. Bu krizin sonuçlarından biri de faaliyetçi sayısı ve alanlarında yaşanan daralmadır. Fakat bu krizin alenen açığa vurduğu en önemli konu kadro ve militanların politik ve örgütsel yetersizliklerinin ulaştığı seviyeyi ortaya çıkarmasıdır. Ki kolektifin bu yetmezliklerle bağlantılı olarak mücadelenin ihtiyaçlarına cevap olamadığını görüyoruz.

Kısaca saydığımız bu koşullar, bu süreç içerisinde nasıl bir yayına ihtiyaç duyduğumuzu ortaya koymaktadır. Bizlerin şu anda en fazla ihtiyacını duyduğumuz konu, kadro ve militanların eğitilmesi, yönlendirilmesi ve örgütlenme görevini de yerine getiren bir gazetedir. Bu görev temel önemdedir çünkü, sınıf savaşımı için “önderlerin eğitilmesi”ni sağlayamadıkça ezilenler savaşımlarını politik iktidar hedefli çizgiye getiremeyeceklerdir. Siyasal savaşımı yürütemeyecekler, en azından Marksist çizgide olamayacaklardır. Ortak bir yönelimi, bir kadro ve militan profilini ortaya çıkarabilmek; Marksizm’in Türkiye koşullarına uyarlanabilmesi ve kitlelerle buluşabilmesini sağlamak için elimizdeki en önemli araç gazetedir.

Sosyalist basının yaygın olarak kitlelere dağıtılması konusu, içeriği ve meselesi hep tartışma konusu olmuştur. Her konuda olduğu gibi burada da gerçeklerin gözüne bakma cesaretini göstermemiz, bizi doğru sonuca ulaştıracaktır. Kitleler sosyalist basını okumamaktadırlar. Alsalar bile evlerinin bir köşesine koymaktadırlar. Bunun başlıca nedeni son yıllarda asıl faaliyetin binanın inşası değil de iskelenin varlığını korumaya odaklı çalışma tarzıdır. Yani devrimci faaliyet siyasal ajitasyonun binbir türlü yöntemini ortaya çıkarmak, kitlelerin çelişkilerini somut olarak işleyebilmek, siyasal önderlik ve işçi, köylü içerisinde örgütlenmeler yapabilmekten ziyade gazete dağıtımını esas hale getirmiştir.

Öncelikle, kitlelerin gazete okuyarak, bilinçlenerek, devrimci harekete katılacaklarını, ayağa kalkacaklarını sanmak, gazeteyi de kitlelerin bilinçlenme aracı olarak saymak, pozitivist-aydınlanmacı yaklaşımın ürünüdür. Bu yaklaşımı tüm yönleriyle mahkum etmeye başladığımız oranda, ezilen kitlelerin enerjisini görür ve bu enerjiyi siyasal savaşıma kanalize edebilmek için yoğunlaşabiliriz. Bizler gazete aracılığıyla “siyasal yaşamımızın bütün her günkü yönlerini, çeşitli sınıfların çeşitli nedenlerle bütün protesto ve savaşım girişimlerini sistemli olarak” (age, 175) değerlendirebildiğimiz oranda, kitlelere siyasal ajitasyon için çok zengin materyallerle gidecek, her olanaktan devrim için, örgütlenme için faydalanacak, teori-pratik diyalektiği içinde önderleşecek ve binayı iskele yardımıyla büyük bir coşku ve inançla inşa edecek “duvarcılar” yetişecektir. Eğer iskele değil inşa edilen bina esas amaçsa, örgütsel faaliyetin kapsamının salt gazete dağıtımına indirgendiği durumdan kurtulmak gereklidir. Gazetenin içinden geçtiğimiz sürecin özgünlüklerini görerek faaliyetin farklı biçimleriyle öne çıkan “duvarcıları” eğitmesi, canlı siyasal ajitasyon için izlenecek yolu göstermesi gerekli olandır. Bu yapılabildiği oranda, yani siyasal niteliğimiz ve gücümüz ortaya çıktığı oranda gazete aranan-okunan bir araç durumuna gelecektir. Bu süreçte ideolojik-politik yazı ve tartışmaların, siyasal analiz yazılarıyla birlikte yoğunlaşması, teorik berraklaşmanın sağlanmasında da gazetenin misyon tartışması önemlidir. Bu adımları atlayarak yeni duvarcılara rehberlik etme niteliğini taşıyıp, onları eğitmeden, “önderleştirmeden” siyasal savaşımı büyütme şansımız yoktur. Lenin’in dediği gibi bu “kitabilik”, “masa başılık” vs. değil canlı siyasal ajitasyon için gerekli olandır. Duvarcılar, iskelenin rehberliğinde (teori), binayı inşa ederek (pratik) savaşımımızda en önemli aracı ortaya çıkarmış olacaklardır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu