GüncelManşet

Newroz’da alanlara çıkalım, direniş ateşini harlayalım!

Baharın müjdecisi Newroz ateşi, Kürt halkının direniş ve mücadele tarihinin bir simgesi olarak yanmaya devam ediyor. Demirci Kawa’nın zalim Dehak’a karşı direnişi, Amed zindanlarında Mazlum Doğan’ın zulme karşı bedenini ateşe vererek yaktığı direniş ateşi bugün yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor ve edecektir. Kürt halkı tarihi boyunca zulme karşı sürekli direniş ile karşılık vermiştir. Kendilerine sürekli olarak karanlığı dayatanlara karşı Kürt halkı her zaman Newroz ateşini yakarak mücadeleyi sürdürmüştür ve sürdürmeye devam edecektir.

Bugün Newroz ateşi yakmanın, alanlara çıkıp direnişi haykırmanın önemi daha da artmaktadır. Devletin saldırılarının yoğunlaştığı bugünlerde tüm saldırılara, katliamlara ve baskılara karşı özgürlük mücadelesinin ateşini birlikte mücadele içerisinde harlamalıyız.Bugün, vahşet bodrumlarının direnişi Newroz direnişiydi. Cizre, Sur, Nusaybin, Gever, Silopi direnişi faşist devlete karşı verilmiş çok önemli direnişlerdir. Her bir direniş ve mücadele pratiklerinden öğrenecek yığınlarca şey vardır.

 

Devletin saldırısı devam ediyor!

Faşist devletin T. Kürdistanı’ndaki saldırıları gün geçtikçe yoğunlaşarak devam ediyor. Özyönetim ilan edilen kentleri toplarla, tanklarla, kimyasal bombalarla yakıp yıkan devlet güçleri, bu kentleri harabeye çevirerek direnişin yoğun olduğu yerlere saldırmıştır. Bununla beraber o bölgelerde insanların yeniden yaşamasına engel olma çalışmaları da devam etmektedir. Son yılların en büyük askeri operasyonları da hız kesmeden sürüyor. Sokağa çıkma yasaklarını sürdüren devlet halkı infaz etmekle beraber işkence uygulamalarına da devam ediyor. Xerabê Bava köyünde yaptıkları en yakın örneklerden sadece bir tanesidir.

Devletin yoğun saldırılarını sürdürdüğü yerlerden biri de Dersim’dir. Devlet, Dersim’de şimdiden neredeyse tüm kırsal alanları yasaklı bölge ilan ederek askeri operasyonlarını artırdı. Geçtiğimiz bir yıl içinde de yoğun bir şekilde Dersim’e saldıran devlet, binlerce özel harekat askeriyle Aliboğazı’na girmeye çalışmış, buna karşın halk savaşçılarının destansı direnişiyle karşılaşmıştır.

Aynı şekilde devlet Lice’de on bine yakın asker ve polisle “sokağa çıkma yasakları” ile operasyonlarını artırarak devam ettiriyor. Büyük yığınağın yapıldığı kırsal kesim, savaş uçağı, kobra ve skorski tipi helikopterlerle bombalanıyor. Ayrıca giriş-çıkışlara kapatılan bölgede telefon şebekeleri de kesilerek bu köylerde yaşayan insanlara ulaşım engelleniyor. Devletin tüm bu yasaklama, saldırı ve katliamlarına karşı alanlara çıkılarak, devletin teşhiri ile beraber direnişi haykırmalıyız. Bunun en önemli tarihsel zamanlarından biri de Newroz’dur. Newrozda tüm alanlarda büyük bir direniş ateşi yakılmalıdır.

 

8 Mart coşkusu Newroz’da da sürdürülmelidir!

8 Mart’ın coşkusunu Newroz ruhuyla sürdürmeliyiz. 8 Mart ile beraber çıktığımız alanlara aynı coşkuyla ve direniş ruhuyla Newroz’da da çıkmalı, yasaklamalara ve engellemelere rağmen Newroz ateşini yakmalıyız. Biz biliyoruz ki, bahar ayı direnişin ayıdır. Newroz’u bu bilinçle karşılayarak alanlara çıkmalı, baharın gelişini coşkuyla alanlarda haykırmalıyız.

Bu saldırıların yoğunlaştığı dönemde devletin Newroz’u engelleme çalışmaları elbette olacaktır. 33 ayrı merkezde gerçekleşecek olan Newroz kutlamaları için 5 kentte şimdiden yasaklama geldi. Şu ana kadar Bitlis, Batman, Bursa, Dersim ve Bingöl için valilik tarafından yasaklamalar geldi.

Bu tarz yasaklamaların artacağını öngörerek yasaklamalara karşı direnmeli ve Newroz ateşini egemenler ister yasaklasın ister yasaklamasın her halükarda alanlarda yakmalıyız. Tarihsel olarak geriye dönüp baktığımızda, Newroz etkinliklerinin yasaklanmasına rağmen halk alanlara çıkarak Newroz ateşini yakmaya devam etmiştir.

Bugün devletin girmiş olduğu kriz hükümet tarafından her zamanki gibi işçi ve emekçilere fatura edilmeye devam ediyor. Yönetememe krizi ile birlikte ekonomik alana yansıyan gerileme işçi ve emekçilerin daha çok ezilmesi, sömürülmesi ve işsizlik demektir. TC tarihinin en kalabalık işsiz ordusu ile karşı karşıyayız. Bununla birlikte krizden etkilenen fabrikalarda yine fatura emekçilere kesilerek işten atma ve kesintili ödemeler son dönemlerde artarak devam ediyor. Aynı şekilde kamu emekçilerine de çıkarılan KHK’lerle ihraçlar ve sürgünlerle saldırılıyor. Bugün Newroz ateşini yakarken işçi ve emekçilerin de alanlarda olup hep birlikte haykırılan bir direniş hattı izlenmelidir.

 

Ezilen tüm kesimler için HAYIR!

Yaklaşan referandum sürecinde de HAYIR çalışmalarına hız vermeli, sistemin teşhiri ile birlikte halka mücadele ve direniş ruhuyla gitmeliyiz. Newroz’da da alanlara çıkarken kitleleri HAYIR şiarı bir şekilde karşımalı, yaptığımız tüm çalışmaların içerisine ezilen ve yok sayılan tüm kesimlerin hakları için, özgürlükleri için mücadele yürüttüğümüzü ezilen kitlelere kavratmalıyız. Bu yolla Kürtlerin, Ermenilerin, Alevilerin, kadınların, işçilerin, emekçilerin, LGBTİ’lerin ve diğer tüm ezilen inanç, ulus ve cinsiyetlerin ortak mücadelesinde kitleleri örgütlemeliyiz.

Devletin tüm saldırılarına karşı referandumda HAYIR’ı örgütleyerek ve bununla birlikte referandumun sonucu ne olursa olsun kitleleri devrim mücadelesinde kanalize etmek için çalışmalarımızı yürütmeliyiz. Bu bağlamda Newroz gibi Kürt halkı açısından önemli bir gün olması ve baharı müjdeleyen bir zamanda egemenlerin korkularını büyütmeli direniş ateşini her yere yaymalıyız. Bulunduğumuz her alanda Newroz ateşine sahip çıkmalı, bu ateşi harlayarak mücadeleyi yükseltmeliyiz. Baharın gelişi ile beraber özgürlüğün ve umudun savaşçılarının etkinliğinin artacağı bir dönemde onları selamlamalı ve bulunduğumuz alanlardan isyan ateşini yakmalıyız.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu