Emek

Olağanüstü hal, “olağan” devam edecek

Sözde OHAL’in kalkmasıyla beraber iş cinayetlerindeki tablonun değişmeyeceği hatta daha da ağırlaşacağı ortada. İşçi sınıfının örgütlülüğünün zayıf ve sınıflar arasındaki eşitsizliğin işçiler aleyhine olmasından dolayı sermayenin taleplerini yerine getiren AKP, OHAL’i kalıcı hale getirecek düzenlemeleri de mecliste çıkarttı

OHAL’in iş cinayeti bilançosu: En az 3960 işçi yaşamını yitirdi

OHAL’in Türkiye’de bir gecede ismi kaldırılırken, uygulamaları yeni düzenlemelerle birlikte 3 yıl boyunca kalıcı hale getirildi. Öyle ki OHAL’in olağanüstü neyi var ise hepsi valilere ve kolluk güçlerine verildi. AKP ve MHP’nin önerdiği torba yasa tasarısı ile birlikte fiilen yasama, yürütme ve yargı üzerindeki bütün güç anayasal dayanaklara oturtuldu. Oysa darbe girişimi sonrası nimetlerinden sınırsız faydalanan Erdoğan, 2010’da OHAL ilan edilmesini isteyen Devlet Bahçeli’ye, talebi dile getirenin acizliğini belirten, “OHAL istemek terörün diline teslim olmaktır” yanıtını vermişti. Ne mi değişti? AKP/Erdoğan’ın yönetememe krizi derinleşti. İktidarını sürdürememenin korkusu ile olağanüstü durumu olağanlaştırmaktan başka çaresi kalmadı.

15 Temmuz “lütfu”

Son 2 yıl içerisinde hak gasplarının sonuna kadar yaşandığı OHAL dönemi her kesimi etkiledi. Grevleri yasaklanan işçiler, mesleklerinden ihraç edilen akademisyenler, tutuklanan HDP’li siyasetçiler, devrimciler, demokratlar, gazeteciler, avukatlar, öğrenciler, hak savunucuları, kapatılan dernekler, yasaklanan hak arama mücadeleleri, artan nefret suçları, işçi-emekçi ölümleri, kadın ve çocuk katliamları-istismarları, sansürlenen haberler, yayınlar, kapatılan gazete, televizyon, radyolar ve daha fazlası… Bunlar bir “lütuf”un sonrası yaşatılanlar silsilesinden bir kesit.

Emek cephesinde iki yıllık OHAL sürecinde işçi ve emekçiler üzerindeki baskının artmış olması ile birlikte iş cinayetleri arttı. % 14’lük bir artışın yaşandığı iş cinayetlerinde en az 3 bin 960 işçi-emekçi işçi cinayetinde yaşamını yitirdi. Bu tablonun ortaya çıkmasındaki nedenlerden biri iş güvenliği, işçi sağlığı gibi en temel hakların engellenmesi, buna karşın işçi ve emekçilerin örgütlenmelerinin önüne ket vurulması nedeniyle yaşanırken, bir diğeri ise AKP iktidarının çıkardığı yasalarla birlikte pek çok kaynağın burjuvaziye aktarılması olarak ortaya çıkıyor. Bu da işçi-emekçilerin daha çok yoksullaşmasına neden oldu. Kamuda ve özel sektörde çalışma koşullarının daha da esnekleştirilmesi ile sadece temel ihtiyaçlarını karşılayabilen işçi ve emekçilerin daha kötü koşullarda çalışmaya razı olmasını getirdi. Sonuç olarak, işçilerin haklarını savunacak mekanizmaların tıkanmış olmasıyla birlikte bunların hepsi iş cinayetlerinde artışı beraberinde getiriyor.

İSİG: “İki yıl süren OHAL’de iş cinayetlerinde % 14 artış oldu”

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi 21 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen OHAL’le birlikte iş cinayetlerinde yaşanan artışı raporlaştırarak kamuoyuna sundu. İSİG, OHAL’de işkolları açısından özellikle sanayide artış gösterdiğini söyledi. Raporda işçi ölümleri; ihracatta en yüksek payı ile “milli gurur” olarak yansıtılan metalde yüzde 100, enerjide yüzde 20, madencilik, tekstil, kimya, ağaç/kâğıt, çimento/toprak ve taşımacılıkta yüzde 10 arttı. Ülke ekonomisinde büyük bir paya sahip hizmet sektöründe ise konaklamada iş cinayetleri yüzde 50 arttı. Yaşanan iş cinayetleri sonrasında da adaletsizlik ve cezasızlığın sürmesinden ötürü, asıl sorumlular yargılanmadığı gibi tali sorumlular kısa süreli hapis cezalarına çarptırıldı, bu cezalar para cezasına çevrildi ve 24 ay taksitlendirildi. Soma’da davasında olduğu gibi…

Sözde OHAL’in kalkmasıyla beraber iş cinayetlerindeki tablonun değişmeyeceği hatta daha da ağırlaşacağı ortada. İşçi sınıfının örgütlülüğünün zayıf ve sınıflar arasındaki eşitsizliğin işçiler aleyhine olmasından dolayı sermayenin taleplerini yerine getiren AKP, OHAL’i kalıcı hale getirecek düzenlemeleri de mecliste çıkarttı. Dolayısıyla olağanüstü dediğimiz bundan sonra olağan süreç olarak devam edecek.

Çalışma koşulları daha ağırlaşacak, emek sömürüsü daha yoğunlaşacak, iş cinayetleri daha artacak görünüyor bu ahval içerisinde. AKP’nin 16 yıllık icraatlarına baktığımız zaman doğanın talan edilmesi, emeğin sömürülmesine dayanan ve sermayeye buradan doğru taahhütler veren bir ekonomi politikası sergilendiği ortada. İşçiyi, emekçiyi düşünenlerin, onların mücadelesini vermesi gerekenlerin ne yapması gerektiği de…

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu