GüncelManşet

Partizan’dan açıklamada “Diz çökmeyenlerin, faşizme siper olanların direnişini yükselteceğiz! Aliboğazı şehitleri ölümsüzdür!”

H. Merkezi: 28 Kasım günü Dersim-Aliboğazı’nda TKP/ML TİKKO gerillaları ile TC ordusu arasında yaşanan çatışmada ölümsüzleşen 3 gerilla için bir açıklama yapan Partizan “Onlar bize devrimci bir direnişle bütün faşist ablukaların nasıl tarumar edilebileceğini bir kez daha göstermişlerdir” dedi.

Açıklamasında 3 halk savaşçısının partilerinin 44 yıllık mücadele geleneğinin sürdürücüsü olduğuna dikkat çeken Partizan, “Diz çökmeyenlerin ardılları olarak düşmana karşı direnen Hakan, Aşkın ve Tuncay içerisinde bulunduğumuz OHAL sürecinde, TC devletinin biat ettirme politikalarına karşı en keskin yanıtı canlarını ortaya koyarak verdiler. Kavganın en sıcak yerinden zulme, baskıya ve katliamlara verdikleri yanıt ‘Diz çökmüyoruz’ oldu” dedi.

OHAL ve KHK’lerle halka dönük saldırıların artırıldığına, demokratik alan mücadelesinin kazanımlarının ortadan kaldırılmaya çalışıldığına dikkat çeken Partizan, saldırıların sadece bunlarla sınırlı kalmadığını, devam eden kapsamlı askeri operasyonların da bu saldırıların bir parçası olduğuna dikkat çekti. TC devletinin “Tarihimizin en büyük askeri operasyonuna hazırlanıyoruz” şeklinde açıklamalarla aralarında Aliboğazı Vadisi’nin de olduğu birçok bölgeyi direkt hedef gösterdiğine dikkat çeken Partizan “devlet, 20 yıldan uzun bir zamandır pek çok girişimine rağmen girmeyi başaramadığı ve çokça kayıp aldığı Aliboğazı Vadisi’ne doğrudan yönelmektedir. Ancak defalarca Aliboğazı’na sefer düzenlemiş, ağır bedeller ödeyerek geri çekilmek zorunda kalmış olan TC ordusu, F-16’larla havadan bir tabur askerle ise karadan operasyona girişse de karşısında can bedeli bir direnişle karşılaşmış ve yine TC ordusunun hevesi kursağında kalmış/gerillanın direnişle daha da kalacağı açıktır” dedi.

 

Açıklamanın devamında şunlara değinildi:

“Bu yönelimin sebebi, açıktır ki Kemalist faşist diktatörlüğe karşı silah kuşananların ezilenlere verdiği umuttur! Halkın iktidarının namlunun ucunda olmasından duyulan korku, egemenlerin biat politikalarını boşa düşürmektedir. Bu yüzdendir ki bugün, devlet gözünü bu kadar karartmıştır. Halkın silahlı güçlerini tasfiye etmeyi amaçlayan bu operasyonla “umut” kırılmak istenmekte, savaş ve sömürü politikaları hayata geçirilirken halkımızın devrim hayali yok ve paramparça edilmek istenmektedir!”

“Ancak Aliboğazı’ndan Lice’ye, Şemzinan’dan Kandil’e değin başlatılan “ülke tarihinin en kapsamlı askeri operasyonlarının” gerillanın direnişi karşısında başarılı olmayacağı gerillanın can bedeli direnişinden bellidir! Aliboğazı’nda 25 Kasım’da ölümsüzleşen ve hala kimlikleri netleştirilemeyen 5 gerilla da, 28 Kasım’da şehit düşen 3 TİKKO gerillası da, Şemzinan ve Lice’de günlerce süren çatışmalarda ölümsüzleşen onlarca gerilla da on yıllardır ağızları sulanarak “tek bir terörist kalmayıncaya kadar…” söylemleri eşliğinde sürdürülen kapsamlı operasyonların başarılı olmadığını ve olamayacağını direnişleri ile göstermiştir. Devletin zor’una karşı zor’u örgütleyenler faşizme, faşist diktatörlüğe karşı direnişin meşruluğunu bir kez daha can bedeli direnişleri ile ortaya sermişler ve yol göstermişlerdir.”

Yol göstericilerimizden; Tuncay (Murat Mut) hakim sınıfların gençliğe dayattığı geleceksizliğe karşı alternatif yaratmayı seçmiş; Hakan (Ersin Erel) devletin emekçi mahallelere dönük yozlaştırma politikalarına karşı devrimci değişimin vücut bulmuş hali olmuş; Aşkın (Hasan Karakoç) 1998 yılında ölümsüzleşen yoldaşı ve ablası Leyla Karakoç’tan aldığı direniş ruhunu kuşanmıştır. Ve onlar bize devrimci bir direnişle bütün faşist ablukaların nasıl tarumar edilebileceğini bir kez daha göstermişlerdir.

Üç halk savaşçısı; yoldaşları Cengiz İçli, Hakan Çakır, Özgüç Yalçın, Haydar Arğal ve Murat Tekgöz’den devraldıkları bayrağı yükselttiler!

Şimdi, onlardan devraldığımız bu bayrağı yükseltmek bizlerin görevi!”

 

Açıklamanın tamamı için tıklayınız

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu