DünyaGüncel

Peru Siyasi Tutsaklar | Ağır Genel Krize ve Katliamlara Karşı: Halkla Birlikte Halk için Birleşik Kongre

Peru Siyasi Tutuklular ve Savaş Esirleri Ulusal Komitesi’nin Peru’da süren protesto ve krize ilişkin yayınladığı açıklamayı okurlarımızı için çevirdik.

Fujimori diktatörlüğünün 1993 anayasası ve aynı yolu izleyen diğer hükümetler tarafından 30 yılı aşkın bir süredir uygulanan neoliberalizmin Peru toplumunda yarattığı genel krizin en kötü anını yaşıyoruz. Bu genelleşmiş kriz, bu kapitalist neo-liberalizmden en büyük faydaları elde etmeye çalışan ekonomik ve siyasi güç gruplarının sorumluluğundadır.

Dina Boluarte’nin kukla hükümeti ve Silahlı Kuvvetler tarafından korunan sağcı kongre, devlet üzerindeki tam kontrollerini sürdürmek için, ikiyüzlü burjuva demokrasisini reddeden ve bir kurucu meclis aracılığıyla değişiklik talep eden düzinelerce halk çocuğunu cezasızlıkla katlediyor. Zalimlik ve korkaklıkla savaş silahları, keskin nişancılar, helikopterlerden saldırılar ve yasaklanmış mühimmat kullanarak katliamlar düzenlediler. Apurímac, Ayacucho, Cusco, Arequipa, La Libertad, Junín ve Puno’da neredeyse eş zamanlı olarak, sadece bir ay içinde ordu ve polis tarafından saldırıya uğrayan 7 bölgede 50 vatandaşı öldürdüler ve yüzlercesini yaraladılar.

Genel kriz, yaygın yolsuzluk ve neoliberal kapitalizmin bir ürünü olan covid-19 katliamıyla karşı karşıya kalan Peru halkı, seferber olarak, kısıtlamaları kırarak ve bir halk kurucu meclisi talep ederek yankılanan itirazını ve değişim talebini dile getirdi. Mücadeleleri ilk olarak, Peru toplumunun genel krizini reddeden bir oylama olan, bir köy öğretmeninin başkan olarak seçilmesiyle ifade edildi. Ancak sömürücü ve baskıcı sınıflar, silahlı kuvvetleri ve polisiyle birlikte devlet kurumları ve medya üzerindeki tüm ekonomik, siyasi ve kontrol güçlerini kullanarak Başkan Castillo’ya karşı bir yıkım kampanyası yürüttüler. Ona zulmettiler, görevden aldılar, hapse attılar ve Dina Boluarte’yi sapkın çıkarlarının bir kuklası haline getirdiler.

Bunun karşısında halk protestosu, seçtikleri cumhurbaşkanını görevden alan aşırı sağcı darbeye karşı daha ileri mücadele biçimleriyle ikinci bir momente girdi. Taleplerinin ortaya konulacağı ve duyulacağı gerçek anlamda halkçı bir kurucu meclis talep ediyorlar. Bu neden kötü? Bu iyi ve mümkün. Ancak halk düşmanı hükümet buna olağanüstü hal ile karşılık veriyor ve sadece taş atan ya da yargıya ve savcılığa karşı öfkelerini dile getiren göstericileri öldürmek için silahlı kuvvetleri devreye sokuyor. Bunun için öldürülemezler!

Puno’daki son katliamdan sonra, gerici Başbakan Otárola ayın 10’unda büyük bir alaycılıkla, cinayetleri haklı göstererek, “anayasal düzeni yıkmak” ve “ülkede darbe yapmak” için “organize, sistematik bir vandalizm ve şiddet örgütleri saldırısı” olduğunu ilan etti; Gülünç bir şekilde, “holiganların ve şiddet yanlılarının”, “ilaçların gelmesini engellemek için Juliaca havaalanını” ele geçirmek istediklerini söyledi ve beceriksizce “cezasız kalmak için bu hareketleri koordine eden” kişinin Pedro Castillo olduğunu ekledi. Sonunda da “Lima’ya karşı gerçekleştirmeyi planladıkları ayaklanmanın etkili olmasına” izin vermeyeceği tehdidinde bulundu. Bu arada Boluarte aptalca bir şekilde halkın ne istediğini bilmediğini söyledi. Bunlar, halkın istifa etmelerini ve suçlarının bedelini ödemelerini talep ettiği cumhuriyetin aşağılık cumhurbaşkanı ve aşağılık başbakanıdır.

Ertesi gün, ayın 11’inde Cusco’da polis, Anta Köylü Federasyonu Genel Sekreteri’ni Cusco Havaalanı çevresindeki çatışmanın ortasında öldürdü. Ayın 12’sinde Ayacucho Halk Savunma Cephesi liderleri tutuklandı. Bundan önce, ülkenin diğer bölgelerinde tutuklanan yüzlerce kişiye ek olarak Lima’da 100’den fazla kişi tutuklanmıştı.

Ancak ölümler, yaralanmalar, mahkumlar ve tehditler sadece güneyde yoğunlaşan ve Lima dahil diğer bölgelerde büyüyen halk mücadelesini körüklüyor. Başkan, Kongre, baskıcı güçler ve ulusal basın Peru halkı tarafından kitlesel olarak reddedilmekte, Kongre aşırı sağının darbesi topyekûn kınanmakta ve kurucu meclis talebi muazzam bir şekilde artmaktadır. Ayın 10’unda 44 trafik ablukası varken, ayın 13’ünde sahilde, dağlık bölgelerde ve ülkenin balta girmemiş ormanlarında 88 abluka olması bunun bir göstergesidir.

Bu büyük halk mücadelesi, 200 yıllık sahte demokratik cumhuriyetin ve 30 yıllık kapitalist neo-liberalizmin reddini ifade etmektedir ve perspektifi sosyalizmden başka bir şey olmamalıdır. Ancak tam da en büyük sınırlılığı, halka yol gösterecek proleter önderliğin eksikliğinde yatmaktadır. Çeşitli çizgilerdeki revizyonizm ve oportünizm, pasifizme, yeni seçimlere, yetkililerin değişimine ve hatta bir kurucu meclise odaklanarak mücadeleyi kapitalist sistem içinde, hepsi burjuva düzeni içinde yoluna koymaya çalışmaktadır. Gerçek bir kurucu meclis, halkın gerçek temsilcilerinden oluşmalı ve geleneksel partilerle sınırlı kalmamalı, siyasi tutuklular ya da herhangi bir siyasi zulüm olmadan gerçekleşmeli, neo-liberalizmi reddeden ve baskıcı bir rejime karşı temel isyan hakkından başlayarak halkın haklarını savunan ve genişleten yeni bir anayasa taslağı hazırlayan halk için bir kurucu meclis olmalıdır.

Bu mücadele ne Lima’ya karşı vilayetlerin ne de beyazlara karşı Kızılderililerin ve choloların (yerli ve beyaz karışımı halk çn.)  mücadelesidir. Mücadele, sömürülen ve ezilen insanların kapitalist sömürücüleri ve zalimlerine karşı verdiği mücadeledir. Bu bir sınıflar mücadelesidir, ırklar değil. İşçiler, köylüler ve diğer emekçiler ülkenin büyük çoğunluğunu oluşturmaktadır ve onlar konuşmakta ve hareket etmektedir. Bugün olduğu gibi acı çekmeye devam etmek istemiyorlar ve bir halk kurucu meclisi talep ediyorlar; ülkenin sahibi olan burjuva asalaklar ise bugüne kadar yaptıkları gibi yönetemiyorlar ve “mezarlıkların barışı” için yaptıkları başarısız yürüyüşle örtmeye çalıştıkları halk katliamıyla açık bir diktatörlüğe başvuruyorlar.

Eski siyasi mahkumların protestolara öncülük eden şiddet yanlısı kişiler olduğu yönündeki yanlış suçlamayı ve eylemlere katılan eski mahkumların bazı fotoğraflarını gösteren uğursuz kampanyayı tamamen reddediyoruz. Bu, diğer tüm vatandaşlar gibi onların da anayasal hakkıdır. Ayrıca, yakın zamanda Anayasa Mahkemesi rehabilite edilmiş eski mahkumların siyasete katılabileceğine karar vermiştir. Bu bir suç değil. Dircote’un yaptığı şey, Olimpo davasında tutuklanan yüz kadar sosyal aktiviste yaptığı gibi, herhangi bir gerekçe olmaksızın soruşturma yürütmek, delil yerleştirmek, zulmetmek ve hapsetmektir. Dircote muhbirler için bir iş bulma kurumuna dönüşüyor ve “terör” şiddeti olmadıkça var olması için bir neden yok.

Mevcut krizden çıkmak ve toplumun demokratikleşmesinde ilerlemek için bugün tek bir geçerli yol vardır: Halkla birlikte ve halk için kurucu meclis. Polis ve askeri baskı, sömürücülerin egemenliklerini, benzersiz yolsuzluklarını sürdürme ve haksız servetlerini arttırma yoludur; krizin derinleşmesine ve halk kitlelerinin batmasına yol açar. Kapitalist sistem içinde hareket etmeye devam etmek için revizyonist seçim yolu sadece baskıyı güçlendirir; ayrılma halkın değil, daha fazla küçük ve zayıf ülke isteyen emperyalizmin lehinedir. Latin Amerika’yı bölmeyin, aksine, Meksika’dan Şili’nin güneyine kadar tüm emperyalist müdahalelere karşı ve gerçek halk egemenliği için bizi birleştirmede ilerleyin.

Marksizm bize sınıf mücadelesinin tarihin yol göstericisi olduğunu ve dünya tarihini yapan itici gücün yalnızca insanlar olduğunu öğretir. Başkanımız Gonzalo Peru halkının mücadelesi içinde yaşıyor. Kapitalizm galip gelmeyecek, aksine çöküş yolunda ilerliyor. Sosyalizm insanlığın parlak geleceğidir.

Kaynak: https://presospoliticosdelperu.wordpress.com/2023/01/14/contra-la-grave-crisis-generalizada/

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu