GüncelManşet

“İç Güvenlik Paketi” hapishanelerde uygulanıyor

İstanbul: Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishane’de TKP/ML davasından tutsak Yaşar İnce, hapishanede yaşanan hak gasplarına dair gazetemize mektup gönderdi.

İnce, dışarıda HDP ve tüm muhalif güçlere yönelik saldırıların hapishanelere de yansıdığını yazdığı mektubunda hücre cezalarının infazı için devrimci tutsakları koyacak hücrenin dahi kalmadığını belirtti. Hapishanedeki saldırılara karşı “Devrimci irade teslim alınamaz” diyen İnce, “İç Güvenlik Paketi” ile var olan saldırıların daha da artacağının öngörülmesi gerektiğini belirtti.

İnce mektubunda 18 Mayıs’ta, ölümsüzlüğünün 24 Nisan TKP/ML’nin kuruluşunu ve 42. yılında İbrahim Kaypakkaya’yı etkinlikle andıklarını ifade etti. 

Mektubun tam hali şu şekilde:

Egemen sınıflar, sistemi yenilemek anlamına gelen parlamento seçimlerine eni konu yüklenmiş haldeler. Başkanlık sistemi denilen fakat bildiğimiz faşist diktatörlükten hiçbir farkı olmayan bir “değişim” peşinde koşuyor. Bu salt AKP’nin ya da cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın istemi değil. Ekonomik ve siyasi ayağı olan bir istem ve bunun politikası izleniyor meydanlarda. Her kesime saldırılıyor fakat en çok da ilerici, demokrat, devrimci ve yurtseverlere saldırılıyor. Zira egemen sınıfların oynadığı politik oyunu bozan muhalif gücün temsilcileri oluyorlar. Tam bu noktada HDP’nin oynadığı rol egemen sınıflar açısından özellikle AKP açısından oldukça rahatsız edici. HDP’nin salt ulusal formdan olmayıp sınıfsal, dinsel, cinsel bir bütün ezilen kesimlere seslenir olması ve muhalif güçleri bir odakta toplamış olması, AKP’yi daha da rahatsız ediyor, saldırganlaştırıyor. Her yerde HDP’ye saldırılıyor, ilericilere, demokratlara, devrimci ve yurtseverlere saldırılıyor.

Dışarıdaki bu saldırgan politikanın içeriye yansımaması düşünülemez.

 

Ülkenin dört bir yanındaki hapishanelerden saldırı haberleri, hak gaspları her gün basına yansıyor. Hasta tutsakların durumu, hastane ve mahkeme sevklerinde saldırılar, disiplin cezaları vs. bulunduğumuz hapishanede de benzer sorunlarla karşı karşıyayız. Ülkede yargı adına hukuk adına bir şeyin kalmadığı bir ortamda hakkımızda açılan disiplin soruşturmaları artık hak-hukuk bir kenara bırakılarak “ibreti alem” olsun namına sonuçlanıyor, kararlar veriliyor. Bilindiği üzere, haberi gazetemizde de yayınlanmış olan malum “Tünel” meselesi nedeniyle, baskınla arama yapılan Halil Şahin, Naki Demir, İbrahim Şahin, Mesut Deniz, Hasan Çoban, Kemal Ertürk yoldaşlarımıza hücrede bulunan ve hemen hepsi idarenin kantininde satılan malzemelerden soruşturma açılmış, hücre cezası verilmişti. İnfaz Hakimliği, Hapishane İdaresi tarafından içeriye verilen eşyalar olduğunu belirterek, verilen hücre cezasını iptal etmişti. Savcılığın itirazıyla dosya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne (ACM) taşındı. 2. ACM’nin kararı ve karar gerekçesi aynen şöyle: “Söz konusu malzemelerin adı geçen hükümlülerin … mevzuata göre odalarında bulundurulması yasak maddelerden olması, ele geçen krokide ceza infaz kurumunun bütün hatları ile çizilmesi, önemli olan bütün kısımların belirtilmesi, ileride gerçekleşebilmesi muhtemel firar ya da isyan olayında kullanılabileceği, eylemlerin yaptırımsız kalmasının diğer hükümlüler açısından emsal teşkil edebileceğinden kurum idaresi kararının mevzuata uygun olduğu…” (abç). Durum, tavır gayet açık. Hukuk bir yana bırakılmış, ibret olsun, cezasız kalmasın, hesabından intikamcı bir mantıkla cezalar veriliyor. Kuşkusuz bu sadece ibreti alemlik anlamı taşımıyor, devrimcilere ve devrimci iradeye boyun eğdirmenin, diz çöktürmenin, teslim almanın bir aracı olarak da bir anlam taşıyor. Her süreç ve dönemde olduğu gibi tüm saldırı ve baskılara karşı devrimcilerin tavrı ve şiarı tektir: Devrimci irade teslim alınmaz!

 

Yoldaşlara ve dostlarımıza 15 gün ceza onaylandı ve infazına da başlandı. Fakat devrimcilere ve hapishane idaresinin tecrit-tretman saldırılarına karşı direnen herkese, özellikle kameraları kırma eylemlerine o kadar çok hücre cezası verildi ki şu an hapishane idaresi hücre cezalarının infazı için devrimci tutsakları koyacak hücre kalmadı. Yaklaşık 1-1.5 yıldır hücre cezalarının infazı devam ediyor ve daha bitmemişken bu cezalar yenileri açılıyor, ibreti alem adına da onaylanıyor.

 

Hapishanelerde yaşanan sorunlar kuşkusuz son olmayacak, çıkarılan “İç Güvenlik Paketi” kapsamında hapishanelere dair yapılan düzenlemelerde sürecin daha sorunlu hale geleceğini öngörmek abartı değil. Seçim sonrası sorunların alacağı biçim daha açık görülecektir. Her ne olursa olsun boyutu ya da biçimi oranında, devrimci iradenin duvarına çarpacağı da bir kez daha görülecektir.

Bunun en somut örneği, bir direniş geleneği yaratan İbrahim Kaypakkaya yoldaştır. Diyarbakır zindanlarında katledilişinin 42. yılında onu anmanın savaşmak olduğu bilinciyle, 18 Mayıs’ta hem 24 Nisan Parti’nin kuruluş yıldönümü hem de İbrahim yoldaşı düzenlediğimiz bir etkinlikle andık! Marşlar ve sloganlarımızla devrettiği mirasın taşıyıcısı olmanın haklı gururuyla 43 yıllık isyanı selamladık.

Hayatın aktığı her yerde, o akışa yön verenlerin mutlak olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Mekanın ne ve neresi olduğunun sırf bu yüzden pek de önemi olmuyor. Evrensel duygu ve düşüncenin sardığı bir atmosfer de bu inancı kovalamak, sebatı yakalamak 24 Nisan’ın huzmesinin gereği olsa gerek!

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu