İstanbul: Zeki Göker Kültür Merkezi önünde başlayan eylem, içerisinde Partizan’ın da olduğu 3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu, Devrimci İşçi Sendikaları’na bağlı (DİSK) Devrimci Yapı İnşaat ve Yol İşçileri Sendikası (Dev-Yapı İş) Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkların Demokratik Partisi, Parti Meclisi üyesi(HDP PM) Beyza Üstün’ün de bulunduğu eylem halkın geniş katılımıyla gerçekleşti.
‘Katil devlet hesap verecek’, ‘Soma’yı unutma, unutturma’, ‘ İş kazası değil, bu bir cinayet’ sloganlarının atıldığı eylemde polis sık sık kitlenin önüne kapatarak eylemi engellemeye çalıştı. Halk polisin tutumuna rağmen Yoğurtçu Parkı’na kadar yürüyüşe devam etti.
‘Adalet saraylardan çıkmayacak, sokaklar var’
Yoğurtçu Parkı’nda konuşan, ÇHD’den Tamer Doğan, Doğan katliamın davasının ilk gününden itibaren ailelerin yanında oldukları belirtti. Soma davasında devletin sorumluluğu olduğunu ancak bu sorumluluğun bizzat yargı eliyle aklandığını söyledi.
Doğan davayı takip eden avukatlara ‘Neden davayı takip ediyorsunuz’ diye sorulduğunu belirterek ÇHD avukatlarının bu davalara baktığı için 10 yıldan fazla hapis cezalarına çarptırıldığını ifade etti.
Soma katili Can Gürkan’ın mahkemede, mahkeme heyetinin yüzüne yaptığı bir konuşmayı da paylaşan Doğan, Gürkan’ın “Beni yargılarsanız, kapitalistler artık maden ocaklarına yatırım yapmaz” dediğini aktardı. Bu ifadelerinde 5 yıl gibi kısa bir sürede tahliye olmasını sağladığının altını çizen Doğan son olarak, “Biz her zaman söylüyoruz, adalet saraylardan çıkmayacaksa sokaklar var” diyerek açıklamasını sonlandırdı.
Soma’da suç cezasız kaldı
Basın açıklamasını okuyan DİSK’e bağlı Dev-Yapı İş’ten Nihat Demir, bundan 5 yıl önce Türkiye tarihinin en büyük işçi katliamlarından birinin yaşandığını vurgulayadı ve “Bu felaketin üzerinden geçen beş yıl sonra kazanın sebepleri ortaya çıkarılsaydı, failleri hak ettikleri cezaya çarptırılsaydı, yasalar düzenlenip tedbirler alınsaydı madende katledilen kardeşlerimizden geriye kalan kederli ailelerinin acılarını paylaşmakla yetinirdik” dedi.
Demir, maden işçilerinin sermayedarların en fazla karı elde etmek için insanlık dışı çalışma koşullarına zorlandığı belirterek devletin de sermayedarların tedarikçisi olduğunu vurguladı ve “Hangi şartlarda olursa olsun, ne kadar kömür çıkarırsan satın alma esasına dayalı anlaşmayı yapan ve işçi kanı üzerinden kömür patronlarına en fazla kârı garantileyen devlet; alınması zorunlu güvenlik ekipmanlarını, önlemlerini almadan madeni çalıştırdığı ve madeni denetlemediği için bu felaketin sorumlusudur” diye konuştu.
Devletin Soma davalarında patronları can siperane bir şekilde korumaya çalıştığını belirten Demir, bu yüzden sorumluların etkin bir şekilde yargılanmasının önüne geçildiğini kaydetti “301 işçinin ölümünden birinci dereceden sorumlu patron Can Gürkan tahliye edilerek ödüllendirildi. Beş yıl sonra verilen bu karar hukuk tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Bu karar mahkemelerin, iktidarın ve sermayenin güdümünde hareket ettiğinin en açık ve somut göstergesidir. Bu karar yeni iş cinayetlerine yargı eliyle davetiye çıkarmaktır. 301 işçinin ölümünden sorumlu Can Gürkan yeniden maden işletebilecek, yeni iş cinayetlerine sebep olabilecektir. Çünkü suç cezasız kalmıştır” dedi.
Soma Katliamı’nın beşinci yılında o günden bu yana iş cinayetlerinin devam ettiğini, işçilerin sendikalaşmasının engellendiğini belirten Demir buna karşı işçi sınıfının talepleriyle yine alanlarda olduğunu vurguladı. Son olarak “bir kez daha yineliyoruz: SOMA’NIN HESABINI SORACAĞIZ!” diyerek açıklamasını sonlandırdı.
Selçuk Kozaağaçlı’nın mektubu okuyan ÖHD İstanbul Yöneticisi Ezgi Çakır, hapishanede Soma’nın hep aklında olduğunu belirten Kozaağaçlı “Ailelerle haberleşmeye devam ediyorum” dedi. Kozaağaçlı mektubunda onlarca günahın Soma’yla ilişkilendiğini düşünürsek Soma davası hukuk devleri, yargı bağımsızlığı gibi fikirlerin sermayenin çıkarına işlendiğini belirtti.
Mektubun ardından Soma Katliamı için hazırlanan belgesel gösteriminin ardından eylem sonlandırıldı.
