EmekGüncel

SÖYLEŞİ | Salcomp Xiaomi’de İşçi Kıyımı: Sendika Sessiz!

Xiaomi Salcomp’ta işten çıkarılan Betül ve Damla ile işten çıkarılma süreçlerini, sendikanın sürece yönelik tavrını ve başlattıkları direnişi konuştuk.

Avcılar’da bulunan Salcomp Xiaomi fabrikasında 18 Mart 2022 günü, 110 işçi telefonlarına gönderilen bir mesajla işten çıkarıldı. Fabrika yönetimi, Rus-Ukrayna savaşı, pandemi ve enflasyon gibi sebeplerle daralmaya gitmek zorunda kaldıklarını ve masraflarını çıkaramadıklarını bahane etti. Öte yandan işçiler, fabrika önünde yaptıkları açıklamalarla bunun doğru olmadığına, Xiaomi’nin yakın geçmişte dönemin en yüksek kâr oranlarından birini açıkladığına işaret etti. İşçiler ayrıca, Xiaomi patronlarının pek çok işçiyi 1 yıllık çalışma sürelerinin dolmasına 1-2 gün kala işten çıkararak, kıdem ve ihbar tazminatı almalarına engel olduğuna da dikkat çekti.

İşçiler, Salcomp’ta örgütlü olan Türk Metal Sendikası’nın ise kendilerini yalnız bıraktığını da vurguladılar.

Xiaomi Salcomp’ta işten çıkarılan Betül ve Damla ile işten çıkarılma süreçlerini, sendikanın sürece yönelik tavrını ve başlattıkları direnişi konuştuk.

İlk olarak, fabrikadaki 1 yılının dolmasına 12 gün kala işten atılan Damla Işık ile konuştuk. İçeride maruz kaldığı mobbing, baskıları anlatan Damla şunları söyledi:

İçeride mobbing vardı, sendika girmeden önce yoğun psikolojik baskıya maruz kalıyorduk, biz de iş yerine sendika girerse daha rahat, daha huzurlu bir şekilde ve işten çıkartılma korkusu olmadan çalışırız dedik. Bu süreçte sendikanın gelişine hepimiz destek verdik. Sendikanın gelmesinden itibaren içeriden tehditler olsa da biz sendikaya alışmaya başladık ve süreci sona kadar götürdük. Bize yapılan baskılara karşı arkadaşlarımızla iş yavaşlatma eylemleri gerçekleştirdik zaten o eylemlerden sonra işten atılan arkadaşlar. İçeri sendikanın girişinin ardından mobbingin tarzı değişti. Giyim-kuşam ve benzeri yöntemlerle açığımızı aramaya başladılar çünkü iş ile ilgili herhangi bir açığımız yoktu. Mesela çalıştığım bölümde -benimki giriş bölümüdür- mallar ilk giriş kaliteye gelir. Orada on kişiyle birlikte çalışırken bize işte ‘konuşmayın, konuşanı çıkartacağız, kapşonunu çıkartanı işten çıkartacağız, eşofmanla geleni çıkartacağız’ vb. dediler. Bu bahsettiğim şeyleri sadece belirli insanlara uyguluyorlardı, mesela bir arkadaşım eşofmanla geldi ancak bir şey demediler, başka bir arkadaş kapşonu çıkarttığı için onun hakkında tutanak tutuldu. Bize telefonları veya ürünleri çözer diye tırnak uzatmayı yasaklamışlardı ancak bahsettiğim işleri kimisi uzun tırnakla yapmasına rağmen hiçbir şey söylenmiyordu. Sadece bize bu tarz uyarılarda bulunuyorlardı. Yani onlara uygulamadıkları mobbingi bizlere uyguluyorlardı.”

 

“Direnişine devam edeceğiz!”

Salcomp’tan atılmalarına ilişkin de konuşan Işık, patronların açıkladığı “küçülme”nin bahane olduğunu da söyledi. İşten atılmalarının ardından Türk Metal Sendikası’nın da kendilerine destek olmadığını ve görmezden geldiğini vurgulayan Işık şöyle devam etti:

Bizi daralma bahanesiyle işten attılar ancak grev zamanında bize şunu söylediler, ben o süreçte dışardaydım ve destek oldum. Yani süreci içeride dışarıda biliyorum. ‘Merak etmeyin’ dedi sendika, ‘içeri girdiğimiz zaman bunun icabına bakacağız, bunu çözeceğiz’. ‘İçeride bize destek olmayan insanları bir şekilde ayrıştıracağız’ dediğini biliyorum. Şu an bu süreçte buradaysak dışarda yatmadığımız için diye düşünüyorum. Biz bu konuda sendika ile görüşmeye gittiğimizde, ‘biz sizinle aramızda arabulucu sokmak istemiyoruz, biz sizden destek bekliyoruz’ dedik. Nasıl ki biz grev zamanda destek olduk, onlardan da destek istedik. Çünkü haksız bir şekilde çıkartıldık ve bunun belgeleri de hepimizde var. Elimizde videolar var, bunun daralmayla alakası olmadığına dair. Biz cuma günü çıkartıldık, pazartesi sevkiyat arabaları geldi. Şu an giriş kalite depo stoktalarıyla dolu. Bununla ilgili kanıtlarımız var, sendikaya gittiğimizde de bunu söyledik. Biz dedik ki ‘sizden destek alarak girmek istemeyenlerin hakları verilsin, girmek isteyenlerin de iadeleri yapılsın.’ Çünkü birçok arkadaşın parasını da eksik yatırdılar, ki her zaman yaptıkları bir şeydir bu da. Sendika bize dedi ki; ‘grevdeki arkadaşların durumu başkaydı, sizinki şu an başka. Çünkü şu an küçülme var, onlar grev yaptıkları için işe iadesi oldu, sizinki olmaz çünkü küçülme var. Eğer çok istiyorsanız size avukat ayarlarız’. Yani bizi bize bıraktılar, hiçbir şekilde yanımızda değiller.

Normalde bizi üç parça halinde çıkartacaklardı ama bir anda 110 kişi işten çıkarttılar. Biz de buraya gelerek direnişe başladık, direnişe başlayacağımızı düşünmüyorlar sanırım. Şu an işten çıkartmaları durdurdular mesela. Sendikanın da bu duruma nasıl yaklaştığını dair elimizde ses kayıtları da var. Her türlü kanıtlarımz ve kayıtlarımız var direnişine devam edeceğiz.”

 

“Sendikada bu sürece sessiz kaldı!”

Işık’ın ardından işten atılan bir diğer işçi Betül Demir ile konuştuk. Demir de senesinin dolmasına 8 gün kala işten atılan işçilerden. Demir gazetemize şunları söyledi:

Benim gibi senesinin dolmasına birkaç gün kala işten çıkartılan çok sayıda arkadaş var. Fabrikadaki kötü çalışma koşulları, maaşların yetersizliği, hijyenik olmayan koşullardan dolayı biz geçtiğimiz aylarda bir kez daha direniş başlatmıştık. O an arkadaşların yanında olan sendika şu an bizim yanımızda değil. O zaman işçiydik, kardeştik eşittik ama şu an sendika hiçbir zaman yanımızda durmuyor. Zaten içeride de baskı ve mobbing son derece yoğundu, her an işten atılma korkusuyla çalışıyorduk ve tehdit ediliyorduk. Ve herkes birbirini kayırıyordu; yöneticiler, yetkililer yetkili müdür ya da liderler birbirlerini koruyorlardı. Sendika da kendisine yakın olan belli bir kısmı korudu, bizim hiçbir şekilde bu tarz meselelere muameleleri maruz kalmamamız gerekiyordu, şu an performansı en iyi olan ve işini en iyi yapan insanlar çıkartıldı.”

Sendikanın içeriye girmesinin ardından koşulların hiçbir şekilde iyileşmediğinin altını çizen Demir devamla şunları söyledi:

Sendika içeri girdi ancak çalışma tarzımızda bir değişiklik olmadı. Kar yağdı, yolda mahsur kaldık, servis gelmedi ve bize ‘kendi başınızın çaresine bakın’ dediler. Cebinde parası olmayan, akbili bile olmayan insanları karın içerisinde ölüme terk ettiler neredeyse. İnsanlar evlerine çok zor bir şekilde döndüler.” Demir son olarak şunları söyledi:

“Asıl mesele bunların kârını artırmaktır çünkü biz yılbaşından önce bayağı bir stok yapmıştık zaten. Orada bir model dönüşü vardı aslında, bir durgunluk vardıysa da bize ücretsiz izin teklif edebilirlerdi. Bize herhangi bir şekilde teklif edilmedi, daralma ve küçülme olduğundan da bahsetmediler ve apar topar bizi işten attılar. Yani daha adaletli bir şekilde olabilirdi. Sendika da bu sürece sessiz kaldı ve hiçbir açıklama yapmadı. Her zaman gelip hal hatır soran sendika temsilcileri bizden kaçar vaziyetteydi, açıklamada yapmadılar ve üç maymunu oynadılar. Ama biz halkımızın yanındayız bir amaç doğrultusunda hakkımızı arayacağımızı devam edeceğiz.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu