Strasburg Dostluk ve Kültür Evi ile Alınteri Gazetesi tarafından 19 Kasım Pazar günü, “Emperyalist Savaş, Irkçılık ve Göç” konulu panel Dostluk Kültür Evi lokalinde gerçekleştirildi. Saygı duruşu ile başlayan etkinliğe, konuşmacı olarak ATİK Eşbaşkanı Süleyman Gürcan ve Alınteri Gazetesinden Selim Açan katıldılar.
İlk olarak sözü alan Selim Açan, dünyada bir belirsizlik ortamı olduğunu belirterek, “Belirsizlik, ölçü sınır tanımayan sınırsızlık, mide bulandırıcı bir ikiyüzlülük ve ahlaki çürüme ile karakterize olan bir dönem. ‘Olağan’ dönemlerde, yani düne kadar akıllardan bile geçmeyen ya da ‘o kadar da olmaz’ denilen hemen her şey ‘yeni normal’ haline gelmiş durumda” dedi.
Siyonist İsrail’in Filistin’e yönelik katliamcı saldırıları üzerinde duran ve çeşitli örnekler veren Açan, “Bu sadece andığım politikacılara ya da salt Siyonistlere ve ABD’ye özgü olmayan bir çürüme. Ayrıca bu çürüme salt uluslararası politikayla da sınırlı değil; iç siyasetten emek rejimine, toplumsal değer yargılarından sanat ya da felsefe adına üretilen ürünlere kadar her alanda karşımıza çıkan bir insanlıktan çıkış haline tanık oluyoruz” dedi.
Daha sonra sözü ATİK Eşbaşkanı Süleyman Gürcan alarak, sunumuna başladı. Berlin’de düzenlenen “PKK Yasağının Kaldırılması” eyleminde gözaltına alınanlara yönelik Alman polisinin tutumunu eleştiren Gürcan, AB üyesi ülkelerde Türkiyeli ve Kürdistanlı politik kurum ve kişilere yapılan saldırılara değindi. Emperyalist savaş ve işgallerin neden olduğu göç olgusuna dair örnekler verdiği konuşmasında, İklim ve yoksulluktan kaynaklı olarak da kitlesel göç hareketleri yaşandığının altını çizdi. Gürcan, mültecilerin sağlıksız ortamlarda tutulduğunu, barınma ve beslenme imkanlarının kısıtlı olduğunu, özellikle kadın ve çocukların bu süreçte daha fazla baskıya uğradıklarını belirterek, kaybolan çocukların pedofili tuzağına düşürüldüğünü örneklerle anlattı.
Konuşmasında yeni iltica yasalarına da dikkat çeken Gürcan, “Önümüzdeki dönem göçmen kurumlarının üzerindeki baskılar artacaktır. Çıkartılan yasalarla vatandaşlık almış göçmenlerin bile oturum haklarının iptale gireceği açıktır. Birlikte mücadele daha da önem kazanmıştır. Yerli ve göçmen kurumlar sürece birlikte cevap olmalılar” dedi.
İki konuşmacının ardından izleyicilerin görüş ve sorularına geçildi. Oldukça canlı geçen bu bölümde özellikle Filistin-İsrail sorunu tartışıldı. Hamas’a yönelik bakış açısının ne olması gerektiği üzerinde sorular gelmesi üzerine, panelistler Hamas’ın gerici bir yapılanma olduğu ancak bunun Filistin halkının meşru mücadelesini gölgeleyemeyeceği yönünde görüş belirtiler. Hamas’ın desteklenmesinin söz konusu olamayacağı, yapılan operasyonda da sadece bu örgütün yer almadığı söylendi. Panel yapılan kısa toparlanmanın ardından başarılı bir şekilde sonlandırıldı.
