Güncel

Çorlu için nöbet eylemleri devam ediyor

Çorlu tren faciasında hayatını kaybedenlerin ailelerinin facianın sorumlularının yargılanması için başlattıkları ‘Adalet Nöbeti’ bugün Sirkeci Garı’nda yapıldı

Tekirdağ Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de yolcu treninin devrilmesi sonucu hayatını kaybedenlerin aileleri, 19 Nisan’da Çorlu Adliyesi önünde başlattıkları ‘Adalet Nöbeti’ni bugün İstanbul’daki Sirkeci Garı’na taşıdı.

Adalet taleplerini yineleyen aileler, kazada dört kişi hakkında dava açılıp, diğer sorumlular hakkında takipsizlik kararı verilmesini protesto etti.

Basın açıklamasına olayda hayatını kaybedenlerin yakınlarıyla beraber kazadan yarı kurtulanlar, dava avukatları, HDP milletvekili Serpil Kemalbay, Sanatçı Melike Demirağ ve demokratik kitle örgütü temsilcileri katıldı.

‘Tekrar çocuk yaparsınız dediler’

Faciada yaşamını yitiren Rubize ve Gani Kartal’ın yakını İsmail Kartal, olaydan sonra suçu bulunanların aklanmaya çalışıldığının altını çizdi. Kartal, “Biz kimseyi öldürmüyoruz, kimseyi asmıyoruz. Sadece adalet istiyoruz. Bu insanlar o yolun neden erken açıldığını, kazanın tek sebebinin yağmur mu olduğunu öğrenmek istiyor. Hiçbir yöneticinin, hiçbir bürokratın, hiçbir müdürün, Ulaştırma Bakanı’nın bu konuda suçu hiç mi yok? Neden gizliyorsunuz? Neden insanların vicdanlarını rahatlatmıyorsunuz? Yaklaşık 300 yaralı var. Bu 300 yaralıları ziyarete hiçbir devlet yetkilisi geldi mi? Sordunuz mu bir şeye ihtiyacınız var mı diye? Evet geldiler psikolojik destekle beraber. Ne dediler biliyor musunuz? ‘Daha çok gençsiniz, tekrar çocuk yaparsınız’ dediler. Bunu söyleyecek kadar vicdansız mısınız? Canlar gitti. Bu ülkenin evlatları gitti. Bu ülkenin geleceği gidiyor. Yukarıdaki insanlara, yetkili insanlara sesleniyorum. Çekin o kirli ellerinizi adaletin üzerinden” ifadelerini kullandı.

‘Sorumlular cezalarını çekmedi’

Kartal’ın ardından söz alan Aysun Köse, kızı Sena Köse’yi kaybettiğini belirterek, “Sorumlular cezalarını çekmedi. Ve çekecekler mi, o da belli değil. Kimlerle yarışıyor, kimlerle savaşıyoruz o da belli değil. Ama artık benim için bundan sonrası bir şey kalmadı. Sadece sevdiklerim için mücadele edeceğim. Ve kızıma; bir gün mezarının başına gittiğimde, ‘yavrum ben senin hakkını aradım, ben senin için elimden geleni yaptım’ diyeceğim. Geriye kalanlar için belki daha güzel bir hayat, belki daha güzel bir dünya olur diye mücadele edeceğim. Tren yolunun bu şekilde işlemesine karar verenler, gelip ‘ben sorumluyum, ben yaptım, cezamı çekmek istiyorum’ desinler. Ben de onları alkışlayayım” diye konuştu.

‘2002 yılından bu yana 100 kişi yaşamını yitirdi’

Dava avukatı Gökmen Yeşil ise, 3 Temmuz’da görülecek duruşmaya katılım çağrısı yaptı. Yeşil,” Bizler hukukçular olarak, bunu kabul edemeyiz. Bu ülkede sadece 2002 yılından beri olanları söylersek; 41 yurttaşımız Pamukova’da yaşamını yitirdi. O günden, Ankara’da 9 yurttaşımızın yaşamını yitirdiği tren faciasına kadar 100’e yakın insanımız yaşamını yitirdi. 600’e yakın insanımız yaralandı” diye konuştu.

‘Delilleri nasıl karartabiliriz diye çalışma yapılıyor’

Kazaların sorumluluğunun sadece alt düzeyde çalışan memurlara mal edilmemesi gerektiğini sözlerine ekleyen Yeşil, “Bunlar bir makinist hatası olamaz. Alt düzeyde çalışan sadece 2 ya da 3 memurun suçu olamaz. ‘Taksirle ölüm’ olarak adlandırılamaz. Bakın 8 Temmuz’da bir kaza yaşandı. Buna kaza deniyor. Buyurun hep birlikte karar verelim gerçekten kaza mıydı? Kaza sırasında da önce nasıl yaralıları kurtarırız, nasıl daha fazla can kaybı yaşanmadan müdahale edebiliriz diye çalışma yapılmıyor. Bir an önce delilleri nasıl karartabiliriz diye çalışma yapılıyor. Kaza gecesi 00.30’da nasıl ve nereden geldiğini bilmediğimiz 2 bilirkişi getiriliyor. Birisi bu hattın sinyalizasyon sistemini yapmış. Birisi 2004 yılında daha önce TCDD’de danışmanlık yapmış biri, bilirkişi olarak atanıyor hemen o kaza gecesi. Hemen o gece bir keşif yapılıyor. Hazırlanan raporda tüm eksiklikler, üst yönetimin, hatta Bakanlığın dahi sorumlulukları bütün kusurları sayılıyor; ancak neticede bir yere varıyorlar. Makinistler, tren şefi kusursuz diyorlar. Sadece 1’inci Bölge Müdürlüğü’nde görev yapmış 4 alt düzey memur, taksirle ölüme neden olmaktan kusurlu görünüyor ve haklarında dava açılıyor” diye belirtti.

Yeşil, ailelerin ve kendilerinin sorumlulukları bulunan diğer kişiler hakkında yaptıkları tüm başvurulara takipsizlik kararı çıkmasını eleştirerek, “Bunun tek bir açıklaması olabilir. ‘Bizim üst düzey yöneticilerle bir hesabımız var, biz onları yargılamak istemiyoruz’ demektir” dedi.

Aileler yapılan açıklamalar sonrası bulundukları Sirkeci Tren Garı önünde bir süre sessizce “nöbet eylemi” gerçekleştirerek eylemlerini sonlandırdı. (Haber Merkezi)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu