Makaleler

Tüm olumsuzluklara rağmen bir adım daha öne!

Bir eğitim emekçisi takipçimizden:

 

Tüm olumsuzluklara rağmen bir adım daha öne!

Ülkemiz demokratik muhalif hareketi bugünlerde önemli eşiklerden geçiyor. Zorluklarla, sıkıntılarla ama öte yandan moral yükseltici gelişmelerle birlikte yoluna devam ediyor. “Her yeni süreç kendi somut gerçekliğini insana dayatır” diyoruz sık sık; gerçekten de böyle oluyor. Somut pratik, insanları öne çıkarıyor, eğitiyor, hepimizin ruh hali yeniden biçimleniyor.

Abartmak da, küçümsemek de doğru değil, yaklaşık olarak 7 Haziran seçimleri ile yükseltilmeye başlanan bir kuşatma altındayız. Hiçbir muhalif özne tek başına kendi programlarını hayata geçirecek, toplumsallaştıracak düzeyde değil. (En diri en örgütlü olan HDP bile 1 Kasım seçimlerinde % 11 civarı destek alabildi). AKP kurmay heyetinin ortaya sürüp durduğu yapay gündem maddelerinden yakamızı kurtarıp milyonlarca emekçinin gerçek isteklerini, gerçek haykırışını yakalamaya çalışmasına rağmen yine de onun anaforundan kurtulamadığımızı ilk elde tespit etmek gerek.

Önümüzdeki sürecin sorunu artık kime ve nereye yöneleceğimiz sorunu değildir; bunun nasıl ve hangi araçlarla yapılacağı da bizim açımızdan meçhul değildir; sorun, artık bu yönelimin ve müdahalenin merkezi ve bütünlüklü tarzda örülmesi, bütün ayaklarının güçlendirilerek sürdürülebilir hale getirilmesi ve yarın (Perşembe günü) başlayacak olan anayasa hazırlık komisyonu çalışmalarıyla birlikte “Demokratik Anayasa, Demokratik Türkiye” sloganlarıyla kendi farkındalığımızı yaratma sürecine adım atmalıyız.

Öğreniyoruz… Biz devrimcilerin en büyük öğretmeni olan hayat, bize kendi sırlarını veriyor. Kulağımıza incelikler, kurnazlıklar, yeni yöntemler fısıldıyor. Hatalar yaparsak eğer, bizi cezalandırıyor; doğru şeyler yaptığımızda ise halklarımızın güvenini nasıl kazandığımızı, mücadelemizin yeni birçok kazanımları getirdiğinin mutluluğunu yaşıyoruz. Doğru oturup dosdoğru ifade edelim dünyayı en iyi tanıma algılama değiştirip daha iyiye dönüştürme gücü ve yeteneği ellerimizdeyken onu topluma aktaramama yeteneksizliği de bizde. Biz, öğrendiği bir türküyü yüz yıl boyunca tekrarlayıp durmayı marifet zanneden kötü sanatçılar değiliz. On yıl sonra da bugün yaptıklarının aynısını yapacak olanlarla bizim aramızdaki temel fark budur. Her direnişi “ayaklanma” (Gezi de olduğu gibi) ilan edip direniş sönümlendiğinde ah vah edecek, direniş günlerine methiye düzecek durumda olmamalıyız.

Demokratik muhalefet özneleri hendek ve barikatlar dâhil ülkenin tüm sorunlarını, bütünlüklü-merkezi müdahale edecek bir örgütlülük düzeyinde olmadığını bilince çıkartıp bu yönde karşılaştığı tüm engellemelere rağmen bir adım daha öne çıkmalıdır. Bu öne çıkış sağlanamadığı sürece yaşanan ablukayı dağıtmayı bir yana bırakın anayasa referandum sürecini kendi lehine çevirecek olan AK Parti kurmayı başkanlık dahil diğer kuşatma politikalarını hayata geçirmede hiçbir engele rast gelmeyecektir.

Toplumsal mücadele sürecinde hiçbir şey kendi görünür içeriğinden ibaret değildir. Bir “Demokratik Halklar İktidarını” hedefleyenler, her küçük direnişi, her tek ilişkiyi, uzun alt üst oluş yıllarının kalıcı ihtiyaçlarına bağlarlar. Örneğin Hendek, hendek değildir yalnızca, orada yaşayanlar için de okuldur, bizim için de okuldur ve aynı zamanda geleceğe akan ilişkilerdir. Aynı bir grevin, salt grev olmadığı gibi. Kürt illerinin yıkımı yıkım değildir yalnızca, öncesi ve sonrasıyla birlikte anlamlıdır.

Her süreç bittiğinde ya da kesintiye uğradığında, geriye bir deneyimler, ilişkiler yumağı kalır. Oradan yeni bir sürece varılır. Uzun süreli bir mücadele öngörüyorsanız eğer, her güncel süreci bu hedefin ihtiyaçlarını da gözeterek değerlendirirsiniz. Bu, yalnızca barikat çatışmaları için değil, tamamen yasal herhangi bir bildiri dağıtımı için de böyledir.

Organize edilen yeni zapturapt altına alma sürecini tek tek muhalif öznelerin karşı duruşuyla önlenemeyeceğini hep söyleye geldik. Ve yine sürecin başından beri, tüm demokratik öznelerin cephesel mücadele içerisinde amasız, lakinsiz yer almalarının ekmek su gibi ihtiyaç olduğunu dillendirdik. Her şey, bununla bağlantılıdır; günün yakıcı görevi budur. Gerçek devrimci ve sosyalistler olaylara böyle bakar ve anın bu yakıcı görevini yerine getirmek için var gücüyle çalışır. Kendinden memnun olmamak, mızmızlık değil, ilerleme isteğimizin ifadesidir. Bugün, artık herkesin bir adım öne çıkma günüdür. Bir adım daha öne! Her alanda her yerde, bir adım daha öne! Daha çok inisiyatif, daha çok bilinç, daha programlı çalışma. Kenarda duruyorsak eğer taş taşımaya; taş taşıyorsak, duvarcı ustalığına; duvarcı ustasıysak mühendis titizliğine… geçmenin tam zamanıdır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu