Gençlik

Vizelerde saldırdınız, finallerde affetmeyeceğiz! (İzlenim)

Dünden bugüne her türden baskı ve sindirme politikalarına karşı üniversitelerde direnen devrimci gençliğe, TC’nin ne YÖK’ü ne de polisi mani olamamıştır. 12 Eylül faşist cuntasının tüm faşizan baskılarından, AKP hükümetinin baskılarına kadar her türden sindirme politikalarına karşı “Üniversiteler bizimdir!’’ şiarıyla direnmiştir/direnecektir. Üniversitelerin ticarethanelere çevirenler; polise kapısını açık, yoksula kapalı tutanlar; sivil faşistler-ÖGB-polis şeytan üçgeniyle devrimci-demokrat-yurtsever öğrencilere saldırmaktadır. Saldırılar sistematik olmak ile birlikte hedef gözetilerek yapılmaktadır. Bu saldırılar; okulların açılması, Kobanê Serhildanı’nın baş göstermesi ile hareketlenen üniversitelerin pasifleştirilmesi için TC’nin başlattığı sistematik faşizan politikalarıdır. Ve bu saldırılar somut olarak kendini Ege Üniversitesi’nde, İstanbul Üniversitesi’nde, Ankara Üniversitesi’nde, Dokuz Eylül Üniversitesi’nde, Mersin Üniversitesi’nde, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nde ve devrimci-demokrat-yurtsever öğrencilerin bulunduğu birçok üniversitede maşa olarak kullanılan faşist öğrenci grupları aracılığıyla veya doğrudan polis eliyle örgütlenen saldırılarla göstermiştir. Saldırılardan biri faaliyet yürüttüğümüz okul olan Dokuz Eylül Üniversitesi’nde gerçekleşti. 31 Ekim günü DEÜ DÖDER’in Eğitim Fakültesi’nde “İmzamız kimliğimiz, kimliğimiz önderliğimizdir!” şiarıyla ‘’Öcalan’a Özgürlük’’ standından önce düzenlediği eyleme sivil faşist öğrenci grupları polis kontrolünde saldırmış ardından ÖGB ve polis plastik mermi-coplar ile öğrencileri darp etmiştir. Bu saldırıyı protesto etmek amacıyla 18 Kasım günü Eğitim Fakültesi’nde DÖDER’in çağrısıyla bir araya gelen ve aralarında SGD, YDG, DGB, SYKP’li öğrencilerinde bulunduğu kitle kütüphane önünde toplanıp dekanlık önüne yürümüştür. Dekanlık önünde yapılan basın açıklaması ve Kobanê şehitleri için gerçekleştirilen saygı duruşundan sonra tekrar kütüphane önüne sloganlar eşliğinde dönen kitle standını açacak iken polis kontrolüyle bir araya getirilmiş sivil faşistler küfürlü sloganlar ile devrimci demokrat yurtsever öğrencilerin karşısında toplanmıştır. Öğrenciler ile sivil faşistler arasında ÖGB ve sivil polislerin olduğu sıra, ÖGB şefi ve polis amirleri devrimci-demokrat-yurtsever öğrencilere gelerek ‘’Dağılın yoksa müdahale ederiz, olay çıkmasın!’’ demiştir. ÖGB ve polisin bu tavrı apaçık belli ki, ‘’pazarlığını’’ aynı familyadan olduğu sivil faşistler ile değil bizler ile yapmaya kalkışmasıdır. Bizlerin ise cevabı ‘’onlar dağılmadan bir yere gitmiyoruz’’ olmuştur. Sivil faşistler küfürlü ve nefret barındıran sloganlarına devam ederken, bizler marşlar ve sloganlarla karşılığını verdiğimiz sırada çevik polis okula giriş yaparak iki kitle arasına girdi. Çevik kuvvetin kalkanlarının devrimcilere dönük olması ise ayrı bir trajikomik bir durumdur. Saldıran sivil faşistler iken korunan gene sivil faşistlerdir. Ve saldırı gerçekleşir çevik kuvvet sivil faşistler ile organize bir şekilde saldırır. Öğrenciler yaralanır okulda kaos havası yaratılır çıkışlarda kapatılır. Devletin bu politikası tek bir şeye işaret etmektedir; üniversite gençliğinin yükselen devrimci potansiyelini kırmak ve okullarda apolitik havayı etkin kılmaktır. Bugün halk gençliği olarak onların korkusu olmaya devam edeceğiz. Her saldırıya misliyle karşılık verecek, asla üniversiteleri onlara bırakmayacağız! Yeni Demokrat Gençlik olarak tarihimiz boyunca her türden saldırıya baskıya boyun eğmediğimiz gibi bugünde boyun eğmeyeceğiz. Okulumuza yığınak yapmış polislere ve akbaba gibi başımızdan ayrılmayan ÖGB’ler okul içindeki faaliyetlerimizi engelleyemeyeceklerdir. 9. Konferansımızın çalışmalarını elimizden geldiği kadar aksatmadan her türden baskılara karşı devam edecektir. Örgütlü, özgür ve demokratik üniversiteler için gençlik YDG 9. Konferansı’na!

DEÜ’den bir YDG’li

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu