GüncelManşet

Partizan: “Yüzünüzdeki maden karasını yıldızların kızıllığıyla aydınlatacağız”

Kaypakkaya yoldaşı andığımız bugünlerde Gezi şehitleri kervanına katılarak ölümsüzleşen Mehmet İstif ve Soma’da katledilen maden işçileri ile öfkemiz daha da büyümektedir.

Gezi İsyanı’nın yıldönümüne az bir zaman kalmışken bir şehit daha vermenin halkımız ve bizler açısından üzüntüsü tartışılmazdır. Ancak öfkemizle kıyaslanamaz. Öfkemizi bileyen, sınıf kinimizi perçinleyen, bu durum Soma maden işçilerinin katledilmesi ile daha da katlanmıştır. Ülkemiz işçi ve emekçilerine kan kusturmakta bir bahis görmeyen, taşeronlaştırmayla ülkenin her yanını işçi ve emekçilere cehenneme dönüştüren faşist devlet, katliamlar tarihine en ağırlarından birini daha eklemiştir.

Manisa’nın Soma ilçesinde Soma AŞ.’ye ait kömür madenlerinde trafo patlaması nedeniyle çıkan yangın sonucu, yüzlerce işçi aşırı kar hırsına kurban edilmiştir.

Taşeronlaştırmanın yaygınlaşması ile son bir yıl içersisinde burjuva basında yer alan bilgilere göre 1235 işçi katledilmiştir. Kayıtsız çalışmanın yaygın olduğu Türkiye’de bu rakamın daha fazla olduğunu tahmin etmek zor değildir. Emperyalist savaş koşullarını aratmayan bu katliamın baş sorumlusu elbette ki aşırı kar hırsıyla yoğrulmuş, taşeronluğu genetiğine işlenmiş faşist Türk devletidir. 

Özellikle maden işçilerinin katledilmesine kader diyen zat-ı muhterem başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Katliamları kader diyerek geçiştirmeye çalışan devlet şurekası Soma’da yüzlerce işçinin birinci elden katili ve sorumlusudur. Yerin 2 bin metre altında kan ter dökerek evine ekmek götürmek isteyen maden işçilerine yer altı mezar edilmiş ve geriye kalan milyonlarca işçiye kaderine boyun eğin denilmiştir. Katliamı haber alan halk kitleleri gezi’de kuşandıkları “Artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacak”  sloganıyla sokaklara akmaya hazırlanmaktadır ve akmaktadır.

Evlatlarını kaybeden anaların öfkesi, Reyhanlı’da, Roboski’de, Gezi’de ve Soma’da buluşarak katilleri boğacaktır. Babalarını kaybeden gençlerin, çocukların öfkesi gözyaşları ile birlikte sokaklara akacaktır. Ve insanın en değeri olan yaşam bu gün katil devlet tarafından gasp edilirken yaşamlarını kaybeden maden işçilerinin geleceğe dair düşleri düşlerimiz olmalı ve işçi sınıfının umuduyla ve mücadelesiyle topyekun buluşturulmadır.

 

 

Yoldaşlar

Kaypakkaya yoldaşın katledilişinin 41. yılında, anmaya hazırlandığımız bu süreçte, Gezi şehidi Mehmet İstif’i anmak ve Soma işçilerinin katledilmesi ile öfkeyi umudu ve isyanı büyütmek Kaypakkaya yoldaşı anarken anmamıza anlam ve yük katacaktır. Çünkü Kaypakkaya yoldaş, hiçbir işçi direnişine duyarsız kalmamış, birebir örgütleyicisi olmaya çalışmıştır. Çünkü Kaypakkaya yoldaş nerede bir direniş ve mücadele varsa orada olmuş, yaşamış ve savaşmıştır.

Biz Kaypakkaya’nın ardıllarına düşen görev; Gezi’de, yolsuzluk eylemlerinde, 1 Mayıs’ta olduğu gibi, daha örgütlü, daha bilinçli ve daha cesaretli bir şekilde; yerin 2000 m altında çalışan işçilerin, geleceğe dair umdu öfkesi ve hesap soruculuğuyla her alanda sokağa çıkmalı ve hesap sormalıyız. Unutmayalım ki Berkin’in yaşında çocuk işçiler burada katledilmiştir. Berkin için sorduğumuz ve soracağımız hesapları bugün Soma vesilesiyle daha öfkeli bir şekilde örgütleyeceğiz. Çocukların yüzündeki maden karasını hâkim sınıfların korkusu geniş halk yığınlarının ise aydınlık gününe dönüştürmeliyiz.

Şimdi Kaypakkaya şiarıyla, Gezi ruhuyla sokağa çıkalım hesap soralım!

   

Katil devlet hesap verecek.

Anaların öfkesi katilleri boğacak

Çocukların yüzündeki maden karasını yıldızların kızıllığıyla aydınlatacağız

Öfkemiz büyük kavgamız çetin ödeteceğimiz bedeller ağır olacaktır.

 

PARTİZAN 

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu