Güncel

“Bulancak sahilinde ölü bulunan köpekler ve katledilen tüm hayvanlar için adalet istiyoruz!”

ürkiye’nin farklı il ve ilçelerinde Aralık ayından bu yana eylemlerini sürdüren Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, dün de Giresun’dan hayvanlar için adalet çağrısı yaptı. Eylem, geçtiğimiz günlerde Bulancak sahilinde ölü bulunan köpekler için hak arayışıyla başladı.

Giresun merkezde 17 Mart Pazar günü saat 14:00’te Atatürk Meydanı’nda bir araya gelen hayvan hakkı savunucuları, “hak, hukuk, adalet”, “hayvan hakları anayasaya” ve “hayvanlara adalet” sloganları ile, herkesi tüm canlılar adına barışçıl, kapsayıcı, eşitlikçi hak ve adalet politikaları geliştirilmesi için harekete geçmeye, yerel örgütlenmeler ile hayvanların sesi olmaya, birer seçmen olarak oylarını yaşamdan yana kullanmaya çağırdı.

 Eylemin başında ise, yerel yönetimler ve şahıslar tarafından öldürülen, failleri serbest bırakılan hayvanlar için bir “anma metni” okundu. 

Hayvan hakları savunucusu Nihal Memiş Dizdar tarafından okunan metinde, “ismi olan-olmayan tüm hayvanların hakları için onların sesi olmaya, adalet bütün türler için sağlanana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” vurgusu yapılarak, “Bugüne kadar işkenceye, tecavüze uğramış, katledilmiş tüm hayvanlar için ve katillerinin aramıza salınmasına karşı onların sesi olalım, haykıralım” denilerek Konya barınağında başına kürekle vurulup öldürülen köpeğimiz, 6 dakika boyunca tekmelenerek öldürülen kedimiz Eros, Elazığ Barınağı’nın veteriner hekimleri tarafından açlığa, soğuğa ve işkenceye maruz kalan kedilerimiz, köpeklerimiz, yüzü parçalanıp, bacakları bağlanarak öldürülen Anne, ikinci kez zehirlenerek öldürülen Dayı, İmrahor’da tecavüz edilerek öldürülen köpeğimiz, tecavüz edilip öldürülen köpeğimiz Zilli, patileri kesilen köpeklerimiz Kömür ve Pamuk, zehirlenerek öldürülen Muhtar, Kaju ve kedilerimiz, tekmelenerek balkondan atılan kedimiz Şirine burada mı?” diye soruldu.

“Bulancak sahilinde ölü bulunan köpekler için adalet istiyoruz!”

 Hayvanlara Adalet eyleminde ilk söz, Haykonfed Karadeniz Bölge Temsilcisi Kemal Zafer Özdemir’e verildi. 13 Mart’ta Bulancak sahilinde tasmalı-tasmasız, farklı cins ve yaşlardan çok sayıda köpeğin cansız bedeni bulunmuş, olay yeri görüntülerinin basına ve sosyal medyaya sızmasıyla köpek katliamı kamuoyunda infial yaratmıştı. Faillerin halen bulunmaması ve gerekli hukuki süreçlerin başta Bulancak Belediyesi olmak üzere ilgili kurumlarca işletilmemesi sebebiyle, adalet çağrılarını yineleyen Özdemir, sözlerine şu şekilde devam etti: 

 “Köpeklerin üstünü örtmeye gücü yeten belediyenin, olayın üstünü örtmeye gücü yetmiyor. Köpeklerin, hangi ilçenin deniz sınırına vurduğuna dair suni bir gündem yaratılmak istense de, başarılı olunamadı. Çünkü, Bulancak Belediyesi, olayın Piraziz’in sınırında olduğunu iddia etmiş olmasına rağmen; olay günü ihbar gelir gelmez Bulancak Belediyesi’ne ait iş makinelerini olay yerine gönderip, köpeklerin üstünü kapattırdı. Bizim, hayvan hakkı savunucularının, gönüllülerin ve kamuoyunun sorguladığı mesele, bu değildir. Sorgulanması gereken asıl mesele, köpekleri kimlerin katlettiğidir! Canlarımızın hakkını, hukukunu Bulancak deniz kenarına gömmek istemiyoruz. Adalet istiyoruz!” 

Neden?

Hayvan hakları savunucuları eylemde şu soruların cevabını aradı ve Bulancak Belediyesi’nden cevap beklediklerini vurguladı:

 ●      Bulancak Belediyesi; neden, jandarmayı, savcılığı, ilçe tarım müdürlüğünü harekete geçirmedi. harekete geçirmedi?

●      Neden bölgede detaylı bir olay yeri inceleme başlatmadı?

●      Neden, katliamın ne şekilde yapıldığını ortaya çıkarmak için, soruşturma başlatmadı?

●      Neden, köpeklerin zehirlenerek mi, dövülerek veya dövüştürülerek, vurularak mı öldürüldüğünün tespiti için otopsi yaptırmadı?

●      Neden, tutanak tutulmadı, neden kamuoyu ile paylaşılmadı?

“Katliam Yasası’na hayır!”

 Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi adına basın açıklamasını okuyan Merve Tufan, “6. madde dışında 5199 sayılı kanunun hayvanları korumadığını, hapis cezalarının alt sınırdan verildiği için katillerin elini kolunu sallaya sallaya ‘iyi hal indirimleri ile’ serbest bırakılıp toplum içine yeniden salındığını görüyoruz,” dedi. Türkiye’de son yıllarda artan şekilde, ilgili bakanlıklar ve siyasi partiler eliyle hayvanlara karşı, “Cumhurbaşkanlığı söylem ve genelgeleri baş tetikleyici olmak üzere sistematik bir nefret örgütlenmesi inşa edildiğini” vurguladı.

 Yerel seçimler öncesinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, İstanbul Valisi Davut Gül, Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş, Yeniden Refah Partisi ve Büyük Birlik Partisi gibi kişi ve oluşumların hayvanları “düşmanlaştırdığını” ve “itlaf çağrıları” belirten Tufan, basın açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:

 “Bu da yetmezmiş gibi Saadet Partisi’nin 5199 sayılı kanunun 6. maddesini hedef alarak hazırladığı yasa tasarısını destekleyen milletvekilleri olduğunu öğrendik. Bu yasa hayvanlar için toplu ölüm demektir. Hiç kimse kapalı kapılar ardında soykırım hesapları yapıp ‘yaşam alanları’ yaratma vaadiyle bizi kandırdığını düşünmesin. Yasa tasarısını okuyup ‘Burada ‘itlaf’ yazmıyor’ diyenler, üstü maskelenen ömür boyu hapis ve soykırım gerçeğini görmeyenler, Konya Akşehir Belediye Başkan Adayı Yusuf Kahraman’ın seçim vaadi olarak sunduğu yasanın detaylarını dinlesin: AKP’li Yusuf Kahraman, sokakta yaşayan köpeklerin tamamını toplayıp 4 ay içinde sahiplendirilmeyenleri ‘itlaf’ edeceklerini beyan etti. ‘Ne kadar suç işlersek işleyelim’ ifadesi ile de kanunları tanımadığını kamuoyuna duyurdu.

Duruşmalara katılım ve dayanışma çağrısı: #FatihÖztürkTutuklansın

 Merve Tufan, aynı zamanda 18 Mart’ta İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde gerçekleştirilecek duruşmaya da katılım çağrısı yaparak, “Baroların, STK’ların ve adaletten yana olan herkesin dayanışması ve kamuoyu baskısı ile İbrahim Keloğlanı tekrar yargılattığımız gibi, kulübesinde uyuyan Şila adlı köpeği yakarak öldüren Ömer Faruk Baki’yi hapse gönderdiğimiz gibi, şimdi sıra aramızdaki diğer katillerde: Cami bahçesinden kedileri çantasına koyarak kaçıran ve öldürdükten sonra onları yoğurt kovalarında biriktiren Fatih Öztürk’ün hapse girmesi için 18 Mart’ta saat 14:00’te Çağlayan Adliyesi’nde bir araya gelerek öldürdüğü kedilerin sesi olacağız,” dedi.

 

Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, “hayvan haklarının anayasal güvence altına alınmasının gerçekçi tek çözüm olduğunu biliyoruz.” diyerek yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

●       Hayvanları Koruma Kanunu’nun 6. maddesinde belirtildiği üzere, sokakta yaşayan hayvanların aşılanıp, kısırlaştırılıp, tedavi edilerek sevildikleri ve bakıldıkları sokaklarda, gözümüzün önünde yaşamaya devam etmesi, 

●       Hayvan üretimi ve satışının yasaklanması, 

●       Geçici hayvan bakımevlerinden güvenli ve dikkatli yuvalandırmalar yapılması,

●       Ceza alt ve üst sınırlarının artırılması, 

●       Hayvan haklarının anayasal güvence altına alınması.

 

Bulancak sahilindeki katliam: “Hukuki sürecin takipçisi olacağız”

Eylemin ardından köpek katliamının gerçekleştiği Bulancak sahiline giden hayvan hakları savunucuları, konuyla ilgili inceleme yaparak edindikleri bilgileri ve kayıtları basınla ve kamuyla paylaşacaklarını belirterek bu ölümleri gerçekleştirilenler hakkında da hukuki süreci takip edeceklerini vurguladı.

 

Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi hakkında

Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi; 2019’da aramızdan ayrılan hak savunucusu Burak Özgüner’in annesi Eray Özgüner’in çağrısıyla 2021’de bir araya gelen ve farklı alanlarda faaliyet gösteren aktivistler ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri tarafından kuruldu. Eşit, adil ve yaşanabilir bir dünyanın en temel ve gerekli koşulunun, hayvanların yaşam haklarının korunması olduğu ilkesiyle yola çıkan inisiyatif, tür ayırt etmeksizin hayvanlara uygulanan ayrımcılıkla mücadele için merkezî ve yerel yönetimleri hedefleyerek savunuculuk yapmaya devam ediyor. 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu