Bir yandan emperyalistler arasındaki çelişki ve çatışma bir dünya savaşının zeminini oluşturacak düzeyde keskinleşirken, diğer yandan ırkçı-faşist parti ve hareketler güç kazanmakta, ekonomik, politik, toplumsal sorunlar sarmalı içindeki işçi sınıfı ve emekçi halklara gösterilen “mülteci-göçmen-sığınmacı” düşmanlığı üzerinden bu gücü pekiştirmekte.
Yüksek bir göçmen ve mülteci nüfusa sahip Almanya’da da uzun bir süredir bu ırkçı-faşist hareketlerin artan etkinliği açıktan görülüyor. Dolayısıyla Corrective gazeteciler grubunun başarılı bir şekilde ortaya çıkardığı ırkçı-faşist Potsdam toplantısı bir yandan büyük tepki görürken, bir yanıyla çok da şaşırtıcı bulunmadı.
Irkçılar Potsdam kentindeki buluşmada kimler yok ki!
25 Kasım 2023’te Berlin yakınlarında bulunan Potsdam kentinde, AfD’nin yaptığı gizli toplantı Correctiv adlı gazeteciler grubu tarafından açığa çıkarıldı.
Tarihi Landhaus Adlon Otel’inde 25 Kasım 2023 günü, aralarında AfD’nin üst düzey siyasetçileri, neo-naziler, ırkçı milyarderler, Hıristiyan Demokrat Parti CDU’nun aşırı sağcı kanadından bazı isimler, ırkçı teorisyenler, avukatlar, politikacılar, doktorların da içinde olduğu bir grup, gizli bir toplantı düzenledi.
Gizli toplantı Essen merkezli Correctiv adlı araştırmacı gazeteciler grubu tarafından deşifre edildi. Buna göre toplantıda “Tersine Göç (Remigration) için Ana Plan” konusu ele alındı. Toplantının konuşmacısı, yazar ve Avusturyalı aşırı sağcı Kimlik Hareketi’nin (IB) lideri olan Martin Sellner, sunduğu konsepte yer alan kesimler, “Almanya’yı terk etmesi gereken üç temel göçmen grubu”ndan bahsetti. Bu gruplar sığınmacılar, oturma hakkına sahip yabancılar ve “asimile olmamış (Alman) vatandaşlar”.
Sellner’in daha önce Avusturya şubesini yönettiği Kimlik Hareketi, çok kültürlü toplumlar fikrine açıkça karşı çıkıyor ve Avrupa’nın beyaz nüfusunu Afrika ve Ortadoğu’dan gelen insanlarla değiştirecek “büyük değişim” komplo teorisini ileri sürüyor. Sellner’in siyasi ana akıma sokmaya çalıştığı kilit fikirlerden biri de “yeniden göç”: Göçmenlerin toplu sınır dışılar yoluyla geldikleri ülkelerine zorla geri gönderilmesi. Bu tür sınır dışı etmeler sadece sığınmacıları değil, Sellner’in Yeni Sağ dergisi Sezession için kaleme aldığı son makalesinde detaylandırdığı gibi, “saldırgan ve hızla büyüyen paralel toplumlar oluşturduklarını” iddia ettiği Alman pasaportuna sahip vatandaşları da hedef alıyor.
Correctiv’e göre toplantıda tartışılan fikirler arasında, 2 milyon kişiye yer sağlayacak Kuzey Afrika’daki isimsiz bir ülkeye sınır dışı etme fikri de vardı. Sellner’in Almanya’da mülteciler adına lobi yapan kişilerin de oraya gidebileceğini önerdiği bildiriliyor.
Toplantının Organizatörü Gernot Mörig’in bu planı hayata geçirmek bir uzmanlar heyetinden bahsettiği toplantıda Anayasayı Koruma Dairesi Eski Başkanı Hans-Georg Maaßen’i önermesi de dikkat çekti.
Gazetecilerin ortaya çıkardığı bir başka plan da “Kuzey Afrika’da bir model ‘devlet’ kurarak, buraya 2 milyon göçmeni yerleştirmek”. Sellner’in bu planı, 1940 yılında, Nazilerin 4 milyon Yahudi’yi Madagaskar adasına sürme planıyla örtüşüyor. Toplantıda, 1950 yılından sonra Almanya’ya yerleşenler, “göçmenlik geçmişine sahip” olarak değerlendiriliyor ve bu sayı 20.2 milyon olarak telaffuz ediliyor. Toplantıda seçim çalışması ve faaliyetin devamı için de para toplanıyor.
Irkçıların yükselen yıldızı; AfD
Göç konusundaki hoşnutsuzluktan güç alan AfD, Almanya’nın doğusunda yer alan ve üçü bu yıl içinde seçime gidecek olan beş eyalette de anketlerde ilk sırada yer alıyor. Hem muhafazakar Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) hem de liberal, iş dünyası yanlısı Hür Demokrat Parti (FDP) şimdilik bu partiyle koalisyona girmeyi reddetse de AfD’nin toplantıdaki varlığı, yakın gelecekte siyasi kazanımlar elde etmeyi hedefleyen aşırı sağcı bir örgüte işaret ettiği yorumları yapılıyor.
2013 yılında akademisyenler ve ekonomistler tarafından düzen ve Euro karşıtı bir güç olduğu iddiasıyla kurulan AfD, kısa sürede göçmen karşıtı bir partiye dönüştü. Yaklaşık bir milyon göçmen ve mültecinin Almanya’ya geldiği 2015 yılında özellikle ilgi gören ırkçı parti, 2017 yılında ilk kez Federal Meclis’e girdi ve önde gelen muhalefet partisi oldu.
Pandemi döneminde sokağa çıkan aşı karşıtlarının yanında yer alarak popülist politikalarla kitlesini de genişleten AfD’nin popülaritesi, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana, yüksek enerji faturaları, gıda enflasyonu ve Ukrayna’yı savunmanın yüksek ahlaki ve mali maliyeti olarak gördükleri hoşnutsuzluk nedeniyle daha da arttı.
Ortaya çıkan Potsdam’daki toplantının ardından AfD’nin kapatılması talebi de gündeme geldi. Yapılan protesto eylemlerinde de en yoğun talep bu. Almanya’da parti yasaklarının çıtası nispeten yüksek. Örneğin Almanya’nın en yüksek anayasa mahkemesi 2017 yılında, radikal sağcı NPD’nin Adolf Hitler’in Nazi partisine benzemesine rağmen, demokrasi için yeterli bir tehdit oluşturmadığı gerekçesiyle yasaklanmayacağına karar vermişti.
Gizli toplantıya katılan isimler:
* AfD Lideri Alice Weidel’in sağ kolu Roland Hartwig. Planın ortaya çıkmasından sonra Weidel, Hartwig’i görevden aldığını açıkladı.
* AfD Federal Meclis Üyesi Gerrit Huy
* AfD Saksonya-Anhalt Parlemento Grup Başkanı Ulrich Siegmund
* AfD Potsdam Bölge Başkan Yardımcısı Tim Krause
* Gernot Mörig (Düsseldorf’tan emekli diş hekimi, toplantıyı organize eden kişi)
* Arne Friedrich Mörig (G.Mörig’in oğlu)
* Astrid Mörig (G. Mörig’in eşi)
* Martin Sellner (Avusturyalı Neonazi, Yazar)
* Mario Müller (Neonazi, şiddet suçundan hükümlü)
* Wilhelm Wilderik (Misafir konuşmacı)
* Mathilda Martina Huss (Misafir konuşmacı)
* Simone Baum (NRW/Werteunion Yönetim Kurulu Üyesi)
* Michaella Schneider (NRW/Werteunion Yönetim Kurulu üye yardımcısı)
* Silke Schöreder (Alman Dil Derneği Yönetim Kurulu Üyesi-CDU’ya ait)
* Ulrich Vosgerau (Desiderius Erasmus Vakfı eski Mütevveli Heyeti Üyesi)
* Alexander von Bismark (Rusya ve Putin hayranı sağcı)
* Henning Pless (Aşırı sağcı)
* Ayrıca bir Nazi bilişim girişimcisi, Avusturya’dan bir beyin cerrahı, iki otel çalışanı.
