DünyaGüncel

MAKALE | Almanya’da AfD iktidar olur mu?

Almanya'da parlamenter solun ve sendikaların, hükümetin izlediği savaş ve militarizm politikalarına yedeklendiği, parlamento dışı sol hareketin ise son derece zayıf ve dağınık olduğu bir ortamda, “sol” partiler güç kaybetmektedir. 

2015 yılında özellikle mülteci akınıyla gündem yaratıp ciddi oy toplayan ve göçmenler ile İslam karşıtlığı gibi konular üzerinden korkuları körükleyerek eyalet meclisleri ve Federal Meclis’te yer alan, Almanya için Alternatif Partisi (AfD), Ağustos 2023’te yapılan son anketlere göre ikinci parti konumuna geldi.

Kamuoyu araştırmalarına göre, Eylül 2021 tarihinde yapılan genel seçimlerde toplam oyların yüzde 10.3’ünü alan AfD’nin şu anki oy oranı yüzde 23’e çıkmış durumda. AfD bu konumuyla yüzde 13 destek bulan Yeşiller’in ve yüzde 15 oy oranı bulunan sosyal demokrat SPD’nin önüne geçerken, yüzde 29 oy oranı olan Hıristiyan Demokrat Birlik CDU/CSU’nun ardından ikinci sırada yer alıyor.

Bugün AfD, kurulduğu 2013 yılından bu yanaki en yüksek destek oranına ulaşmış durumda. Yapılan kamuoyu yoklamalarına göre Almanya’nın doğusundaki eyaletlerde AfD daha şimdiden en güçlü parti konumunda. Söz konusu eyaletlerde AfD’nin yüzde 26, Birlik Partileri CDU/CSU’nun yüzde 23 ve SPD’nin yüzde 20 oy alacağı kaydedildi. AfD’nin Saksonya ve Thüringen eyaletlerindeki oy oranının ise, yüzde 30’un üzerinde olduğu belirlendi.

Kapitalist-emperyalist sistemin yarattığı sonuçlar üzerinden artan oy oranı

AfD’nin giderek yükselen oy oranının çeşitli faktörlere bağlı olduğu görünüyor. Sıklıkla vurgu yapılan, SPD, Yeşiller ve FDP’den oluşan üçlü koalisyon hükümetinde yaşanan ve hemen hemen her konuda krize dönüşen görüş ayrılıklarının AfD’nin işine yaramaktadır.

Anketlere göre halkın sadece yüzde 20’si hükümetin izlediği politikalardan memnun, yüzde 79’u ise “üçlü koalisyondan memnun değiliz” diyor. AfD’yi seçeceklerini söyleyenlerin yüzde 69’u diğer partilerin kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını ifade ediyor.

Buna ek olarak, Ukrayna’da savaşın başlamasından bu yana yaşanan enflasyon artışı, resesyon riski, yükselen enerji fiyatları ve ekonomik belirsizlik gibi gelişmelerin de Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşta net bir şekilde Rusya’ya destek veren AfD’nin işine yaramaktadır.

AfD’nin temel konularından biri olan göçmen ve sığınmacılar da Alman kamuoyunun gündemini belirliyor. Özellikle büyük kentlerde, son bir yıl içinde Suriye ve Afganistan’ın yanısıra çoğunluğu Ukrayna’dan olmak üzere ülkeye gelen 1.2 milyon mülteci ve göçmeni barındırmakta büyük sorunlar yaşanıyor.

Aşırı yığılma nedeniyle düzenli göçmen merkezleri son zamanlarda birçok şehirde çadır kurmaya başladı. Federal İstatistik Dairesi’nin son verilerine göre yalnızca 2022 yılında Ukrayna’dan 962 bin kişi geldi. Bu rakam, 2014-2016 yılları arasında Suriye, Afganistan ve Irak’tan gerçekleşen 834 bin net göçün toplamından fazlasını oluşturuyor.

Kamoyu araştırmalarına göre AfD’nin oy oranının arttıran bir diğer gelişme ise Almanya’nın çeşitli kentlerinde eylemler yapan iklim aktivistleri olarak tanımlanıyor.  Hükümetin aktivistlere karşı ciddi bir tedbir almaması sonrasında, duyulan tepkinin AfD’nin hanesine destek olarak yazıldığı yorumu yapılıyor.

Hessen ve Bavyera seçimleri şaşırtmadı

8 Ekim 2023 tarihinde, Almanya’nın Hessen ve Bavyera eyaletlerinde gerçekleşen seçimlerde Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) partisi Bavyera’da, Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) Partisi ise Hessen’de birinci parti oldu. Başbakan Scholz’un partisi olan Sosyal Demokratlar (SPD) ise oy kaybetti. Yeşiller ve FDP de kayıplar yaşarken, AfD Batı Almanya’daki en iyi sonucunu elde etti.

CDU, uzun yıllardır iktidarda olduğu Bavyera’da 2018 seçimlerinde elde ettiği yüzde 37 oy oranını korurken, Hessen’de ise oylarını 7.6 puan artırarak yüzde 34.6’ya yükseldi. Bu sonuçlarla CDU, her iki eyalette de birinci parti oldu.

Irkçı parti AfD, Hessen’de oylarını 5.3 puan artırarak yüzde 18.4 oy oranıyla ikinci sıraya yükseldi. Bavyera’da ise 4.4 puanlık oy artışıyla yüzde 14.6 oy aldı. AfD eşbaşkanı Alice Weidel, partisinin başarısının arkasında yürütülen politikaların olduğunu belirterek “Politikalarımız bizi haklı çıkarıyor” dedi.

Her iki eyalette de tek başına hükümet kurma şansı bulunmuyor. Seçim öncesi tüm partiler, aşırı sağcı, faşist bir parti olan AfD ile koalisyon yapmayacaklarını açıklamışlardı. Koalisyon görüşmelerinin önümüzdeki hafta başlaması bekleniyor.

Almanya’nın iki önemli eyaletinde ortaya çıkan seçim sonuçları, aslında ülke siyasetinin genel eğilimini de ortaya çıkarıyor. Seçmen kitlesinin daha da sağa kaydığı gerçekliğini görebiliriz. Yukarıda ifade edilen somut tablo ve sonuçlardan yola çıkacak olursak kitlelerin taleplerine, şimdilik sağcı-ırkçı partiler yanıt veriyor.

Almanya’da parlamenter solun ve sendikaların, hükümetin izlediği savaş ve militarizm politikalarına yedeklendiği, parlamento dışı sol hareketin ise son derece zayıf ve dağınık olduğu bir ortamda, “sol” partiler güç kaybetmektedir.

Irkçı ve faşist partilere karşı, geniş kitle örgütlenmeleri

Sermayenin ciddi desteğini alan AfD gibi faşist ve ırkçı partiler, her zaman kriz ortamlarından yararlanarak güçlenmeyi başarmıştır. Eylem ve söylemlerinde daha da güçlenen AfD’nin, önümüzdeki genel seçimlerde iktidar ortağı olma tehlikesine karşı ATİF gibi anti-faşist, anti-emperyalist kitle örgütlenmelerine çok daha ciddi ve acil görevler düşmektedir. Emperyalist işgal ve savaşlara, militarizme, sömürüye, ırkçılığa ve faşist partilerin yükselişine karşı yerli ve göçmen işçi ve emekçilerin birliğini hedef alan daha geniş kitle örgütlemeleri yaratmalıdır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu