EmekGüncel

RÖPORTAJ | Agrobay İşçileri Ankara’ya Yürüyor!

"Biz el ele verirsek patronlardan daha güçlüyüz. Buradan da bütün sendikaya ve tarım işçilerine sesleniyorum, desteklerini bekliyoruz. Bu sadece Agrobay işçilerinin değil tüm tarım işçilerinin, kardeşlerimin yürüyüşüdür"

İzmir Bergama’da Agrobay Seracılık’ta çalışırken Tarım İşçileri Sendikası’nda (Tarım-Sen) örgütlendikleri için işten atılan 39 işçi, 23 Ağustos 2023’te başlattıkları direnişi Ankara’ya taşıyor.

Ağır çalışma koşullarına karşı Tarım-Sen’de örgütlenen ve çoğu kadın olan tarım işçileri tazminatlarını ve ödenmemiş ücretlerini talep ediyor.

31 Mart yerel seçimler öncesinde Ankara’ya yürüyecek olan işçiler, siyasetçilerin talepleriyle ilgilenmediği halde oy için kapılarını çalmasına tepki gösterecek.

Yürüyüş, 18 Mart Pazartesi günü Bergama’da Kapalı Pazar yerinden başladı. İşçiler Soma, Akhisar, Salihli, Uşak, Afyon, Bayat, Polatlı’dan geçtikten sonra Ankara’ya ulaşmayı hedeflemekteler.

200 günü aşkın süredir sera önünde çadır kurarak, basın açıklamaları ve eylem düzenleyerek seslerini duyurmaya çalışan işçilerin açıklaması şöyle:

İstanbul’a, Ankara’ya, meclise kadar giderek bütün siyasilere derdimizi anlattık ama şu güne kadar ne iktidardan da ne de muhalefetten 39 tarım işçisinin yaşadığı bu denli açık bir hak gaspına çare olan, patron Arzu Şentürk’e karşı biz işçileri savunabilen tek bir siyasetçi çıkmadı. Şimdi de 31 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimler öncesi bütün siyasi parti temsilcileri kapımıza gelip utanmadan oy istiyor. Bizler Agrobay işçileri olarak gelinen bu noktada artık maddi bir kazanımdan da öte kendi onurumuz için, bu ülkenin işçilerine hiçbir hayrı olmayıp tek işleri patronlara yalakalık yapmak olan siyasetçileri teşhir etmek için 18 Mart Pazartesi günü Bergama’dan Ankara’ya bir yürüyüş başlatacağız.

Bu yürüyüş bizler için bir onur yürüyüşü, tüm siyasiler için de bir utanç yürüyüşü olacak. 39 işçinin üç kuruş alacağını bir patrona ödetemeyenlere verecek oyumuz yok, soracak hesabımız var.

Biz de Ankara yürüyüşünde yer alacak olan Ayten Yavuz ile bir söyleşi yaptık. Yavuz, “Son çare olarak Ankara’ya yürüyelim dedik”, “Patron hem iktidara hem de muhalefete yakın, siyasiler aralarını bozmak istemiyor sanırım, çalmadığımız kapı kalmadı ama çözülmedi sorunlarımız” şeklindeki vurgularla durumu özetledi.

Bir avuç kadının sorununu çözemiyorsa, yazıklar olsun onlara!”

– 200 günden fazladır direniştesiniz, hala mücadele ediyorsunuz. 18’inde de Ankara’ya yürümeyi planlıyorsunuz. Bize bu süreyi değerlendirebilir misin? Neler yaşadınız, neler yaptınız ve Ankara’ya gitmeye nasıl karar verdiniz?

– Şu an Türkiye’de siyasi parti kalmadı herhalde kapısına gitmediğimiz, herkese gittik. Herkes “tamam tamam” diyor, “konuşacağım” diyor. Ama kimse de bu sorunu çözmüyor. Geçen İyi Parti’nin büyükşehir belediye başkan adayıyla görüştük. Arzu kim? Bu kadar siyasi parti, bir kadının hakkından gelemiyor mu? Biz de baktık, hiç kimse bizim sorunumuzu çözmüyor. En azından Bergama’dan Ankara’ya doğru yürüyüşe geçelim. Bu siyasi partiler utansın dedik. Bu kadar kadın, bir avuç kadının sorunu çözemiyorsa, yazıklar olsun onlara.

Yani niye hakkımızı vermiyor? Vereceğim demiş. Ama çok düşük bir miktarda vereceğim demiş geçen gün. Biz hakkımız neyse onu istiyoruz dedik. Öyle 50 bin lira, 60 bin lira falan istemiyoruz dedik. Niye böyle yapıyor, ben de anlamış değildim.

– Patronun hem iktidar hem muhalefete de yakın olması sorunu daha fazla çözümsüzleştiriyor sanırız!

– Evet, hem iktidara hem muhalefete, yakın ikisine de. Yani herhalde zenginlerle aralarını bozmak istemiyor bu siyasi partiler. Ama önümüzde bir seçim var. Biz de ona göre oyumuzu kullanacağız.

 Sadece Agrobay işçilerinin değil, tüm tarım işçilerinin yürüyüşüdür!”

– 200 günü aştı direnişiniz. Bir kadın olarak, bir kadın emekçi olarak süreci görüyorsunuz?

Bu ülkede hakkını hiç kimse doğru düzgün alamıyor. Görüyoruz, Özak Tekstil işçileri vardı, Burdabebek işçileri vardı. Yani bütün herkes patronlardan yana, sermayeden yana. Mesela belediye başkanı vardı, Dikili’nin, CHP’nin Adil Kırgöz. Bize Arzu’nun ağzıyla konuştu. Yok okul yaptırmış şurada, yok şunu yaptırmış burada. Demek ki menfaati var ki, onun ağzıyla konuştu.

Biz 200 gündür evet bir aradayız. Tabii ki çok zor oldu. Bizim de eşlerimiz var, annelerimiz, babalarımız var. Onlar baskı yapıyor bize, “Bırakın artık, alamazsınız hakkınızı” diyorlar. Ama biz 200 gündür bir aradayız. Konuşuyoruz birbirimizle, ne yapabiliriz ne edebiliriz. En son çare olarak Ankara’ya yürümeye karar verdik hep beraber. Bakalım nasıl olacak?

– Yürüyüşle ilgili nasıl bir planınız var?

– Bergama Belediye’nin önünden yürüyeceğiz. Bakalım polis yürütecek mi bizi? Şu an bile polisin baskısının altındayız. “İzin alın Kaymakamlıktan, şunu yapın, bunu yapın” diyorlar. Durmadan haber yolluyorlar bize, “Kaymakamlıktan izin alın” diye. Biz de “izin almak zorunda değiliz” dedik. Şimdi, Bergama’dan, Kınık, Akhisar’dan yola çıkacağız bakalım nasıl olacak. Biz de merakla bekliyoruz.

– Kamuoyuna nasıl bir mesajınız ya da talebiniz, çağrınız nedir?

– Desteklerini bekliyoruz ve işçi kardeşlerime de şunu demek istiyorum: Hiçbir zaman pes etmesinler. Ne olursa olsun haklarını arasınlar. Biz el ele verirsek patronlardan daha güçlüyüz. Buradan da bütün sendikaya ve tarım işçilerine sesleniyorum, desteklerini bekliyoruz. Bu sadece Agrobay işçilerinin değil tüm tarım işçilerinin, kardeşlerimin yürüyüşüdür. Herkesin desteğini bekliyoruz. Teşekkür ederim.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu