GüncelMakaleler

SENTEZ | Lübnan Aç ve Karanlık

"Her yönüyle çöküşe ve sona doğru giden kapitalist yağma ve sömürü sistemi halkların en temel hakları olan doğdukları topraklarda özgürce yaşama çalışma hakkını ellerinden alarak onları çaresizliğe umutsuzluğa sürüklemektedir. Çıkış yolu bulamayan halk, çareyi ülkeden kaçmakta arıyor."

Modern tarihinin en derin krizini yaşayan Lübnan halkının % 80’ i aç ve karanlıkta yaşıyor. Lübnan, yoksul ülkelerin patronu olan IMF’den borç alacak şartları bile yerine getiremeyecek durumda. Ekonomik kriz halkı yaşayamaz duruma getirdi. Ülke halkının % 63’ü yaşadığı toprakları terk etmek istiyor.

Ülkeyi derin ekonomik krizden çıkaracak ne yeterli kaynak ne de güçlü bir siyasi irade var. Her yönüyle kapitalist-emperyalist dünya tarafından sömürgeleştirilerek, köleleştirilip kuşatılan Lübnan nefes alamaz durumdadır. Komprador Lübnan burjuvazisi, IMF ile el ele vererek kendi halkını ezmektedir.  Gırtlağına kadar borca batmış ülke, büyük bir kıskaç altında çözümsüzlük ve çaresizlik içinde uçuruma doğru sürükleniyor. İnsanlar çalıştığında emeğinin karşılığını alamıyor. Lübnan halkı hiçbir dönem bu kadar hoşnutsuzluk ve umutsuzluk içinde olmamıştı. Yaşamından memnun geleceğinden umutlu kimse yok.

Lübnan 2019’dan bu yana derinleşen ekonomik kriz içinde debelenmektedir. Savaş halinde olan bir ülke ekonomisinin durumunu yaşanıyor. Finansal kayıp 70 milyar dolar civarındadır. Döviz rezervleri tükenmiş, merkez bankası iflas etmiştir. Kriz öncesi işçi ücretleri 440 dolar iken Lübnan lirasının dolar karşısındaki değer kaybından dolayı 30 doların altına düşmüştür. Keza kamu emekçilerinin maaşlarında % 90 değer kaybı yaşanmaktadırlar. Kamu emekçilerinin bir kısmı birkaç gün mesai yapıp başka bir işte çalışmak zorunda kalıyor.  Tüm devlet dairelerinde grevler yaşanıyor.

Lübnan parası dolar karşısında değer kaybetmeden önce Lübnan ordusunda en düşük maaşla görev yapan bir ordu mensubu ayda 900 dolar alırken şimdi eline 50 dolardan az para geçmektedir.

Öğretmenlerin % 75’i mesleğini bırakmayı düşünüyor. Yine öğretmenlerin % 66’sı başka bir işte çalışmak istiyor; % 65’i borçlandığını belirtiyor. Hastaneler % 50 kapasite ile çalışıyor. Çalışmayan hastanelerin sonucunda görev yapan doktorların dörtte biri ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.

Ekonomik çöküntü siyasal iradesizliğe yol açtı. Kriz daha büyüyor. Mali kaynakların bir avuç sömürücü ve talancı komprador burjuva sınıf tarafından tüketilmesi artan ve sonu gelmeyen yolsuzluklar sonucu ülke ciddi bir yönetememe krizi içindedir. Burjuva gerici partiler, yolsuzluk yüzünden birbirini suçlamakta, uzlaşma olmayınca kutuplaşma ve düşmanlaşma her geçen gün daha çok büyümektedir. Siyasal çözümsüzlük toplumun tümüne yansımaktadır.

15 Mayıs 2022 tarihinde yapılan seçimden bu yana kurulamayan hükümet sonucu siyasal kriz daha da derinleşmiştir. Hiçbir parti tek başına siyasal irade olamıyor ve tek başına hükümet kuramıyor.

Bağımlılık ve kölelik

Lübnan lirası dolar karşısında % 95 değer kaybetti. 2019’da 1 ABD doları 1.500 Lübnan lirasıyken şimdi 40 bin lira olmuştur. Lübnan lirası, dolar karşısında buhar oluyor. Hiçbir alım gücü kalmayan Lübnan parası, ağırlık yapan kâğıt parçasına dönüştü. Halkın alım gücü büyük oranda düştü.

Yıllardır ülkenin yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömüren, tüketen, her yönüyle kendisine bağımlı kılarak köleleştiren kapitalist-emperyalist sistem çürüyen asalak yüzünü Lübnan’da yaşanan kriz ile bir kez daha gösterdi.

Krizin vurduğu kaynakların başında enerji kaynakları gelmektedir. Çok pahalı bir şekilde ithal edilen akaryakıt ve doğalgazla elektrik üretiliyordu. Yakıt bulamayan santraller elektrik üretemiyor. Halka günde bir saat devlet elektriği veriliyor. Ülke karanlığa gömülmüş durumda. Halk daha fazla maliyete mal olan jeneratör kullanarak aydınlanmaya çalışıyor. Yedi bin jeneratör kullanılıyor. Bu jeneratörleri çalıştırmak için ise 4 milyon ton mazot kullanılıyor.

Yaşanan ekonomik kriz nedeniyle alt yapı çalışmaları durmuş durumda. Yol, tünel birçok alt yapı projesi ve çalışmaları durmuştur. Yenilenme ve bakım çalışmaları askıya alınmıştır. Yollar kullanılamaz halde tüneller elektrik yokluğundan dolayı karanlığa gömülmüştür. Merkez Bankası’nda tükenen rezervler sonucu yakıta verilemeyen destek sonucu elektrik santralleri yarı kapasiteli çalışıyor. Tamamlanmayan, yarım kalan projeler, çalışmalar sonucu ekonomiye yaşama dair her şey durma noktasına gelmiştir.

Ekonomik krizin vurduğu sektörlerin bir diğeri ise bankacılıktır. Ciddi çöküş yaşayan bankacılık döviz rezervlerin erimesinin önüne geçmek için banka mevduat hesaplarını dondurdu. Paralarını çekemeyen halk, yıllardır biriktirdikleri paralarını geri almak için bankalara saldırarak biriken öfkelerini sokaklara taşıyorlar.

Ülkeden kaçış

Her yönüyle çöküşe ve sona doğru giden kapitalist yağma ve sömürü sistemi halkların en temel hakları olan doğdukları topraklarda özgürce yaşama çalışma hakkını ellerinden alarak onları çaresizliğe umutsuzluğa sürüklemektedir. Çıkış yolu bulamayan halk, çareyi ülkeden kaçmakta arıyor. Nüfusun ezici bir bölümü ülkeden çıkmak için bir yol bulmaya çalışıyor. Her şeylerini yitiren, yıllardır alınteriyle kazandığı birikimini de kaybeden halk yasal ve yasal olmayan yollardan daha bir hayat bulma umudu ve arayışıyla ülke dışına çıkmaya çalışıyor.

Lübnan’ın en fakir liman kenti olan Trablusşam’dan hemen her gün onlarca insan iyi bir yaşam hayaliyle ölüm teknelerine binerek ölüm yolculuklarına çıkıyor. Bilinmezliğe ve karanlığa gömülme pahasına ülkelerini terk etmek zorunda kalıyorlar.

Bir dönem Ortadoğu’nun en gelişkin ülkesi Lübnan, Paris’i olan Beyrut şimdi yaşanılmaz topraklara dönüştü. Ülke her yönüyle büyük bir çıkmaz ve çöküş içinde karanlığa gömülmüş, hem açlık hem karanlıkla mücadele ediyor. Öncüsüz ve örgütsüz halk umutsuzluk ve karamsarlık içinde yaşıyor.

Lübnan hükümetinin memur maaşlarını dört kat artırarak 27 dolardan 90 dolara çıkarması yaşanan ekonomik krizi çözmekten halkın yaşam standartlarını yükseltmekten oldukça uzaktır. Yaşanan derin krizden bu yana maaşlarının % 90’ın erimesi sonucu halk nefes alamaz duruma gelmiştir.

Büyük zulüm

Lübnan emperyalist-kapitalist tutsaklık zinciriyle soluksuz bırakılmıştır. Bir avuç zengin ülkeye çok yüksek kâr sağlayan sömürgeleştirilmiş ve köleleştirilmiş ülkelerden biri olan Lübnan çözüm yolu arıyor. Kapitalist çözümsüzlük içinde çözüm aramaya çalışan halkın krizden çıkma insani koşullarda yaşama yolu önce kendisini dört yandan bağlayan zincirlerden kurtarmak olmalıdır.

Dünya her geçen gün daha fazla kutuplaşmayı ve yoksullaşmayı yaşamaktadır. Bir avuç tefeci devlet ve onların acımasız kurumları bir ahtapot gibi ülkeleri halkları sararak borçlu devletler kıskacında boğmaktadır. Bir avuç azınlık zengin ülke dışında dünyanın büyük çoğunluğu yoksulluk içinde borç batağında boğulmaktadır.

Yer altı yer üstü tüm kaynakları yağma edilen ülkeler ve halklar daha fazla bağımlılık altında daha fazla borç içinde yıkıma doğru gitmektedir.

Lübnan’ın biçimsel göstermelik olarak politik bir iradesi vardır. Göstermelik bir parlamentosu ve politik partileri vardır. Ancak bunların ekonomik ve siyasal iradeleri yoktur. Mali ve diplomatik bağımlılık dışında bir gerçeklikleri yoktur.

Dünyada her 6 saniyede bir çocuk açlıktan bakımsızlıktan ölürken her yıl 1.4 milyar ton gıda çöpe atılmaktadır. 1 milyar insan açlık çekerken 1 milyar insan zayıflamak için trilyonlarca dolar harcamaktadır. Golf sahalarına harcanan su ile dünya da 1 milyar insan sağlıklı su bulma olanağına sahip olur. Dünyada silahlanmaya harcanan para ile 7 milyar insanın sağlık-eğitim hizmetleri sorunu çözülür. 36 milyon Amerikan vatandaşı parasızlıktan olanaksızlıktan dolayı parklarda yatarken 36 milyon ev boş durmaktadır.

Kapitalist sistem en büyük açlık ve zulüm aygıtıdır. Sermayenin halklar üzerindeki şiddetidir. Ölüm ve yıkım kılıcıdır. Sermayenin sınır ve ölçü tanımadan dünyanın dört bir yanında rahatça dolaşımı hakimiyeti ve azami kârı uğruna ülkeler sömürgeleştiriliyor, halklar köleleştiriliyor. Halklar hiçbir dönem bu kadar kötü koşullarda imkansızlıklar içinde yaşamamıştır. Karada açlıktan, denizde kara sulara gömülerek ölümden başka bir seçeneğin bırakılmadığı bir süreçten geçiliyor. Bunu tersine çevirmek mümkündür. Yaşanabilir bir dünya ve ülke yaratmak mümkündür. Bunun kolay olmadığı bir gerçektir. Ancak halklar demokratik halk devrimi uğruna büyük fedakarlıklar yapmadan sınırsız adanmışlıklar yaşamadan sömürü ve zulümden kurtuluş başarısını elde edemez.

Bugün her zamandan daha fazla bir şekilde özgürlük ve devrim fikrine her zamandan daha fazla kurtuluş örgütüne ihtiyaç vardır. Bunu yaratmanın yoluna girildikçe açlık ve karanlık Lübnan halkının kaderi olmaktan çıkacaktır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu